Emperyalizm kuklalığı..
İŞGALE ORTAK OLMAK
Suay KARAMAN
Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın kazanılmasıyla, üç yüz yıldır dünyayı sömüren emperyalizm mezara gömülmüştü. Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başarılan Ulusal Kurtuluş Savaşı, dünya ülkelerine emperyalizmin yenilebileceğini gösterdiği gibi, sömürülen uluslara da örnek olmuştur.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 91. yılını kutladığımız
bugünlerde, emperyalizm hem ülkemizde, hem de yakın çevremizde yeni işgallere
hazırlanmaktadır. Ne acıdır ki, emperyalizme karşı zafer kazanan bir ülkenin
bugünkü yöneticileri de, bu işgale ortak olmuşlar, destek vermektedirler.
Daha önce Irak’ta da yapıldığı gibi, yine emperyalist yalanlarla bu kez
Suriye işgal edilmek istenmektedir. Suriye’de kimyasal silahlar kullanılarak
insanların öldürüldüğü bilgileri üzerine ABD, İngiltere ve Fransa başta olmak
üzere batılı ülkeler büyük tepki gösterdi.
Henüz Birleşmiş
Milletler’in Şam’daki uzman heyetinin raporu beklenmeden bazı
hükümetler, kimyasal silahlı saldırının sorumlusunun Suriye
Hükümeti olduğunu açıkladılar. Türkiye Hükümeti de bu
görüşü savunanlar arasında yerini aldı. Bu arada Anadolu
Ajansı, kimyasal silah saldırısında görev alan Suriye Ordu
birliklerinin detaylı listesine ulaştıkları bilgisini ortaya attı.
Türk Hükümeti ve medyası, emperyalizmin yeni işgal planına
destek verirken Fransa ve İngiltere gibi ülkeler Suriye’ye yapılacak askeri
operasyona karşı olduklarını açıkladılar. ABD yönetimi de çok istemesine karşın,
Rusya ve Çin’in savaş karşıtı tutumunu göz önünde bulundurarak, şimdilik
temkinli davranmaktadır. ABD Başkanı ‘sınırlı saldırı’ konusunu
düşüneceğini söylerken, ABD’nin dışişleri bakanı, aynen bizim dışişleri bakanı
gibi kışkırtıcı ve gerçeklerle ilgisi olmayan sözler söylemektedir.
Suriye’ye yapılması düşünülen askeri operasyonu şiddetle destekleyen
Başbakan Erdoğan’ın ‘sınırlı saldırı” fikri
hiç hoşuna gitmedi. Gözlerin Suriye savaşına çevrildiği zaman ülkedeki
sorunların, ekonomik krizin, hukuksuzluğun, yolsuzluğun, işsizliğin, açlığın
unutulacağını düşünerek, hayal dünyasında yaşayanlar, emperyalizme aracılık
ederek, işgale ortak olmak istemektedirler.
Suriye’nin Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi, Türkiye ve
birçok Batılı ülkenin desteklediği terörist grupların, Türkiye topraklarında
kimyasal silah üretimine yönelik bir laboratuvar kurduğunu ve silah üretimi için
gerekli maddelerin Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkeler
tarafından sağlandığını savundu. Mısır’daki darbenin arkasında İsrail olduğunu
ve ellerinde belge bulunduğunu söyleyen Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü;
“Mısır’ın Batılı bir ajandan vatanseverlik dersi almaya ihtiyacı yok”
diyerek, yabancı ajanların Mısır’ı bölemeyeceği açıklamasında bulunmuştu.
‘Komşularla sıfır sorun’ politikası diyerek, sıfırı tüketen
siyasi iktidar, kendisini sıfır noktasına getirdiği gibi, ülkemizin de onurunu
ayaklar altına almaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün
“Yurtta Barış, Dünyada Barış” sözüne karşı politikalar üretmeye
çalışan siyasi iktidarın, çökmüş konumu gözler önündedir. Dünyayı algılamaktan
uzak, öngörüden ve ulusal çıkarımızın bilincinden yoksun olan siyasi iktidarın
düştüğü acınası ve kötü durum, yurtseverleri derinden yaralamaktadır.
Liderimiz Atatürk’ün emperyalizme dersini vererek kurduğu laik
ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti, haksız savaşlara, sömürüye, işgale kısaca
emperyalizme aracılık edemez, etmemesi gerekir.
21. yüzyılda dünyada halen emperyalist işgaller yaşanırken, 1 Eylül
Dünya Barış Günü kutlamalarını gaz alma töreni olarak görmek
gerekmektedir. Çıkarına gelen her türlü terörü destekleyen ABD,
emperyalist ve yayılmacı politikalarından vazgeçmediği sürece, dünyada barış
kutlamaları yapmak sadece aldatmacadır, göz boyamadan başka bir şey
değildir.
Ancak koşullar ne kadar olumsuz olursa olsun, “Yurtta Barış, Dünyada
Barış” içinde yaşanacak bir dünya için, özgür ve aydınlık günlere
ulaşmak için, emperyalizme dur demekten başka çarenin olmadığını da bilmek
zorundayız ve mücadelemizi bu konuya yoğunlaştırmalıyız.
İlk Kurşun