Paranız yoksa geberirmisiniz politikası!




 DÜNYANIN EN PAHALI EN VERİMSİZ 
VE DE EN VİCDANSIZ SAĞLIK POLİTİKASI

SivriSinekCaz

Prof. Dr. Recep AKDUR
ABD’de sağlık sektörü özel şirket ve kuruluşlardan oluşuyor. Sistemin finansmanı özel sigortacılığa, hizmet sunumu ise özel kuruluşlara dayanıyor. Federal devlet, eyalet devleti veya kent devletlerinin sahipliğinde olan sağlık kuruluşları da var ise de bunların toplam içindeki payı çok küçük. Devlet sağlık sektöründe yalnızca denetçi/ gözlemci olarak var. Özet bir anlatımla finansmanda özel sigortalar hizmet sunumunda ise özel hastaneler egemen. 

Bundan ötürü de sektör tamamen ticari bir alan, sağlık hizmetleri de ilkel ve acımasız bir kar/rant elde etme aracı. Gerek sigorta şirketlerinin ve gerekse hizmet kuruluşlarının tek amacı en yüksek düzeyde para kazanmak. Ekonomi söylemi ile karlarını maksimize etmektir. Kişilere de devlete de çok pahalıya mal oluyor. Özel ve güzel hizmetin bedelini ödeyebilenler dünyanın en lüks hastanelerinden hizmet alabiliyor.Buna karşılık işsizler, yoksullar sigortasızlar en temel sağlık bakımını bile görmediği için ayağını çeke çeke ölüyor.

Çok yaşlı, engelli veya çok fakir olmayan herkes sağlık bakım giderlerini kendisi ödemek zorunda. Çok pahalı olan bu giderleri cepten ödeyebilmek neredeyse olanaksız. Bu nedenle de kişinin mutlaka en az bir sağlık sigortası olması gerekiyor. Sigortası olmayanlar hizmet sırasında ve cepten ödeme yapmadan sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Hal böyle iken yaklaşık 45 milyon kişinin (toplumdaki her altı kişiden birinin ya da nüfusun %15’inin) herhangi bir sağlık sigortası yok. Bunların büyük bir kısmı işverenlerin sigorta ettirmeden çalıştırdığı “sigortasız çalışanlar”dan oluşuyor. Sigortadan tümüyle yoksun olan bu gruba sağlık sigortası kapsamı sınırlı olanları da eklersek, sağlık hizmetine erişimde zorluk çeken nüfus oranı %57’ye yani toplumun yarısından fazlasına ulaşıyor.

Sağlık hizmetini cepten herhangi bir ek ödeme yapmadan alabilenler yalnızca özel bireysel sağlık sigortasına sahip olanlar. Bu şanslı azınlık, bu tür sigortanın primlerini kişisel geliriyle karşılayabilenlerden ya da karşılamayı kabul eden bir şirkette iş bulmuş olanlardan oluşuyor. Bunların sayısı dokuz milyon kişi, yani toplumun yalnızca %3’ü kadar. Bunların işini ya da gelirini kaybetmesi bütün ailenin bir gecede sağlık sigortasını yitirmesi anlamına geliyor.

Kapsamı sınırlı yani sağlık giderlerinin tamamını karşılamayan sigortalara mensup olanlar, herhangi bir sağlık hizmeti alabilmek için, sigortanın ödediğine ek olarak ve hizmet sırasında cepten ödeme yapmak zorunda. Bu insanlık dışı sistemi biraz olsun hafifletmek üzere devlet desteğinde olan Medicare ve Medicaid adında iki sağlık sigortası var. Medicare 65’ten daha yaşlı kişiler ile engellileri/malülleri kapsıyor. Medicaid ise 65 yaş altında olup da geliri belli miktarın altında/ yoksul olanları kapsıyor.

40-42 milyon kadar kişinin kayıtlı olduğu Medicare sigortasına dahil olabilmek için daha önce herhangi bir sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olmak ve en az 10 yıl prim ödemiş olmak gerekir. Bu koşulları yerine getiremeyenler için daha büyük kişisel katkı yaparak Medicare B programına girme şansı var ise de pek çok kişinin bu katkıya gücü yetmiyor. Medicare sağlık harcamalarının yalnızca %43’ünü karşılıyor. Geriye kalan %57’lik kısmını kişinin cebinden ödemesi gerekiyor. Hizmetlerin çok pahalı olması nedeniyle, ciddi bir hastalığa yakalanan Medicare sigortalısı kendine düşen payı ödeyebilmek için evini satmak ya da iflasını ilan etmek zorunda kalıyor, geriye kalan ömrünü yoksulluk ve sefalet içinde geçiriyor. 2012 yılında iflasını ilan eden yetişkinlerin %25’i sağlık harcamalarının yüksekliğini gerekçe gösterdi.

Medicaid kapsamı çok daha sınırlı olan bir sigorta türü. Toplam 34-35 milyon kişiyi bulan, yoksulluk sınırının altındaki aileleri, altı yaşından küçük çocukları, gebeleri, dört kişi olan ve yıllık geliri 18 bin 400 doların altında olan ailelerdeki 19 yaşından küçük çocukları kapsamaktadır. 

“Medicare” ve “Medicaid” kamu tarafından organize edilen sigortalar olduğu için hizmetlere daha düşük bedel ödüyor. Buna karşılık, bu ücretler hastaneler ve hizmet sunan diğer kuruluşlar tarafından yetersiz bulunuyor. Bu nedenle de Medicare ve Medicaid sisteminde yer almayı kabul etmek istemiyorlar. Kabul etseler bile bu tür sigortası olan hastalara hizmet etmekte daha isteksiz davranıyorlar. Özetle ABD’deki sağlık sigortaları ve özel hastaneler sağlığa erişimin önündeki en büyük engeli oluşturuyor.
ABD‘nin en karlı şirketleri olan, ilaç endüstrisinin birincil önceliği kar etmektir. Bu nedenle de ABD’de ilaç, stratejik/ temel ya da tüketimi zorunlu bir ürün olarak görülmüyor. Tıpkı diğer tüketim maddeleri gibi, parası olan tüketebiliyor. Bundan ötürü de ilaç bedelleri çok büyük oranda hastalar tarafından ve cepten ödeniyor, sigorta şirketleri reçete edilen ilaçları bile ödemekten kaçınıyor. 

WHO verilerine göre dünyada sağlık hizmetleri en pahalıya mal olan ülke ABD. Yılda kişi başına 8608 dolar harcanıyor. Kişi başına sağlık harcaması yüksek olan ülkeler sıralamasında Monako,Lüksenburg ve Norveç’ten sonra dünyada 4. Sırada geliyor. Ülkedeki toplam sağlık harcaması GSMH’nın 17,9’una denk (eğitime ayrılan %6-7’nin üç misli). Ayrıca sağlık harcaması yıldan yıla hızla artıyor.Bu gidişle sağlık harcamalarının 2025 yılında GSMH’nın %20’sini aşacağı öngörülüyor. Bu kadar büyük harcamaya karşılık, sağlık düzeyi genel değerlendirilmesinde WHO sıralamasında yer alan 191 ülke içinde birçok gelişmekte olan ülkenin gerisinden ve 72. sırada geliyor. Örneğin; doğusta beklenen ömür açısından ABD, ekonomik büyüklükleri kendisinden çok geride olan ülkelerin arkasından ve dünyada 50. sırada geliyor. 

Ekonomik gelişmişlik/ büyüklük açısından dünyada ilk 17. sırada yer alan ülkeler, toplumun sağlık düzeyi açısından kendi arasında karşılaştırıldığında ABD, doğuşta beklenen ömür en kısa ve bebek ölüm hızı en yüksek olan ülke durumunda. Aynı şekilde kalp ve akciğer hastalıkları, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, ergen gebelikleri, ev kazaları intihar ölçekleri açısından bu 17 ülke içinde en kötü durumda olan ülke yine ABD. Gelişmiş ülkeler arasında yurttaşlarının sağlık bakımını garanti etmeyen birkaç devletten birisi ABD

Her sene, sağlık sigortası olmadığı için sağlık bakımı alamaması nedeni ile 45-48 bin kişi erken ölüyor. Başka bir söylemle bu sistem her sene 45-48 bin kişinin erken ölümünden sorumlu. Benzer şekilde OECD ülkeleri içinde ise yurttaşlarının tamamına sağlık garantisi vermeyen Meksika ve Türkiye ile birlikte üç ülkeden biri. Türkiye ve Meksika 2008’den bu yana tüm yurttaşların sigorta etmeye gayret ediyor. 

Sağlık hizmetlerindeki bu durum önemli bir huzursuzluk kaynağı. Demokrat parti ve aydınlar bu durumu kısmen hafifletmek üzere uzun zamandan beri sağlık hizmetlerinde bir reform yapılması gereksiniminden söz ediyor. Zaman zaman reform tasarıları da hazırlanıyor. Obama yönetimi de bir reform tasarısı hazırladı. Tasarının özü “varsılların biraz daha fazla prim ödemesi ve sigorta şirketleri ile özel hastanelerin karlarından biraz fedakarlık etmesi yolu ile sağlık sigortası olmayan 50 milyondan 32 milyonun sigortaya kavuşturmasından oluşuyor”

Tasarı Cumhuriyetçi’lerle Demokratların sağ kesimi tarafından yasalaşma süreçlerinin her aşamasında bloke edilmeye çalışıldı. Ancak her şeye karşın yasalaştı. Bunun üzerine bu kesimler Obama’nın sunduğu bütçeyi onaylamadılar. Sağlık reformu yasasına karşılık bütçe. Devlet kepenk kapadı. Obama çaresiz kaldı. Sağlık reformu yasasını tekrar gözden geçireceği vaadi ile krizi şubat ayına dek erteledi. 

Kamuoyuna, bu krizden Obama/Demokratlar başarı ile çıktılar diye sunuluyor. Oysa durum tam tersi. Büyük bir olasılıkla Obama sağlık reformundan vazgeçecek. ABD dünyanın en pahalı en verimsiz ve de en vicdansız sağlık politikasına devam edecek. 

İlk Kurşun
➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..