“Kardeşimi başbakan öldürdü”
Antakya Sofular köyünden Ferhat İlker, iki veya üç gün önce İskenderun Muradiye mahallesi 210.sokak No: 6. da akşam üzeri bıçaklanmış şekilde bulundu...Suriyeliler bir yurttaşımızı daha öldürdü
.
Ev sahibi Sami Bulut ise evin üç veya dört gün önce Suriyeliler tarafından kiralandığını ve evde iki genç Suriyeli kaldığını belirtti. Mahalle sakinleri ise bilgilerinin olmadığını ve sadece bu evde Suriyelilerin kaldıklarını belirttiler.
Polis ise evden öldürülen Ferhat İlker’in evden alınarak İskenderun Hastane morguna götürdüklerini mahalle sakinleri belirtiyorlar.
Suriyelilerin kaldıkları ev iki göz ve bir mutfak ve bir tuvalet bulunmaktadır. Evde sadece iki yatak bulunmaktadır. Diğer eşyalar ise polis tarafından alınmış ve götürülmüştür. Yatakta halen kan izleri bulunmaktadır. Öldürülen Ferhat İlker’in bıçaklanarak öldürüldüğü belirtilmektedir.
Ferhat İlker Hastane morgundan alınarak yarın Adana’ya otopsi yapılmak üzeri gönderilecektir. Öğle üzeri otopsiden sonra ailesine teslim edilecektir.
Ev sahibi Sami Bulut ise felçli ve kiraya evimi başkası verdi demektedir.
Eve girdiğimizde burnumuza bir koku ve insanın kokması kokusu yayılıyor. Evde öldürülen gencin üç gün önce öldürüldüğü ve cesedin şiştiği ve aynı zamanda öldürülenlerin evden kaçtıklarını belirtiyorlar.
Evin önünde bir Suriye plakalı araba bulunmaktadır.
Ferhat İlker Pazar günü karısının doğumu için Abisi Yusuf İlker’in evine gelir ve karısını İskenderun Devlet Hastanesine yatırır. Ferhat İlker’in bir çocuğu dünyaya gelir. Ferhat İlker Türk ve Sünni olduğunu bu anlamda ancak Suriyelilerin para için kaçırdıklarını kardeşleri ifade etmektedir.
Yusuf İlker ve Mustafa İlker kardeşleri Ferhat İlker’in eve dönmeyince İskenderun’da savcılığa başvururlar ama savcılık ise “gidin şimdi uğraşamam ” diyerek başından savar. Ferhat İlker ve akrabalarını görüştüğümüzde kardeşi isyan halinde mikrofonumuza şunları söyledi:
“Kardeşimi başbakan öldürdü. Suriyelileri başbakan soktuğu için başbakan sorumlu ve o öldürmüştür. İnşallah kim sebep oldu ise onlara da bu acıyı Allah tattırır. Ben devletten başta başbakandan davacıyım. Bunun sansürsüz yayınlanmasını istiyorum. Her kimse ulusal kanal veya başka kanal yayınlansın.
Bizi olay günü savcı odasından kovdu. Ben devlet memuruyum ama ben bu devletten şikayetçiyim. Benim en küçük kardeşim öldürüldü. İki günlük çocuk yetim kaldı. Ben yeğenime ne diyeceğim, babana sahip çıkamadım mı diyeceğim.”
Yeniden kimlerin neden öldürüldüğünü soruyuz. “Suriyeliler ve para için öldürdüler. Önce telefonla görüşmüşler, daha sonra hastaneden kaçırmışlar. Para için öldürüldüğünü biliyoruz. Aynı zamanda polis ‘hastanede kamara yok bakacağız’ diyorlar. Nasıl olur, nasıl kayıt olmaz.”
Mustafa İlker ise “savcılığın bu gün mesayim bitti ve yarın geldi ve o zaman dosyaya bakarım” dediğini belirterek “ Savcıya “geç olabilir, bu çocuk işkence görüyor olabilir. Yaralı olabilir, ölebilir dedik. Savcı ise ‘şimdi gidin ilk kayıp olan kardeşiniz değil’ dedi. Aynı bunları söyledi. Yine Kardeşi Yusuf İlker savcıdan şikayetçi olduklarını belirterek ‘bizi kovduğu ve davaya bakmadığı için sanki bizi babasının makamından kovuyor. Kardeşim İskenderun Devlet Hastanesinden Pazar günü Saat: 11.30.da kaçırılıyor. Aynı gün mü daha sonra mı öldürüldüğünü kesin bilmiyoruz. Polis bize kesin bilgi vermiyor. Bize şu saatte öldü diye haberimiz oluyor.” Diyorlar.
Kardeşleri ve akrabaları hastane önünde bekleyişlerini sürdürüyorlar. İsyan ediyorlar. Polislere şimdi geldiniz kardeşimiz öldürüldüğünde nerdeydiniz diye soruyorlar.
Ulusal