AKP'nin son ‘GULYABANİ’si...


‘Cemaat operasyonuna’ hazır olun


Ayşenur ARSLAN
SivriSinekCazTürkiye 2007 yılından itibaren bir kasırgaya teslim edildi. Ergenekon… 
.
Balyoz… OdaTV… KCK… Devrimci Karargâh… Bu davalarla, yakın tarihin en büyük tasfiyesi ve hatta katliamı gerçekleştirildi.



Milyonlarca insan, Türkiye’nin başında her ne dert varsa, hepsini o davalarda ismi yazılanlardan bildi.

Gülen Cemaati ve özellikle polis – yargı içindeki mensuplarının, bu davalardaki rolü biliniyordu. Biliniyordu ama bir avuç gazeteci dışında görüp söyleyen yoktu.


Devran değişti. Bugün işler tersine döndü. İktidara göre şimdi “BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASI, CEMAAT”. Erdoğan’a yakın gazeteleri okumuyor, onun sözcüsü gibi yayın yapan internet sitelerini ziyaret etmiyorsanız çok şey kaçırıyorsunuz. Tam bir şenlik! Gülen Cemaati’ne hakarette sınır yok. Hanımefendilerin, beyefendilerin kalemlerinden kan damlıyor adeta.

AKP’NİN SON ‘GULYABANİ’Sİ
 

Cemaati savunacak değilim elbette. Son 20 yıl boyunca Gülen Cemaati ve diğer tarikatlar – cemaatler hakkında çok şey okudum, izledim, öğrendim. Türkiye’yi dini referanslar ile yönetilecek kapalı bir toplum haline getirmeyi amaçlıyorlar. Yer altında, karanlıklar içinde örgütlenip ilerliyorlar.

Savunulacak hiçbir yanları yok yani.
Ama şuna da karşı çıkıp isyan etmemek mümkün mü! Dün Ergenekon ve Geziciler… Bugün Cemaat… Her şeyden onlar sorumlu. AKP İktidarı sütten çıkmış ak kaşık. Olup bitenleri bizler gibi hayretler içinde ve fevkalade büyük bir üzüntüyle izliyor. 


‘KANLI PROVOKASYON’ İDDİASI
 

Cemaat hakkındaki son iddiaları, vahim ötesi. Gerçi henüz resmi açıklama yok. Sadece Erdoğan’ın bütçe konuşmasına sıkıştırdığı bir ima… Ve epeydir, onun ‘zihnini okuyup tercüme eden’ köşe yazarlarının ortaya attığı ‘ihtimal’ söz konusu.

Ama göreceksiniz, birkaç gün içinde daha açıktan konuşacaklar. Hatta Cemaatçi polislere yönelik operasyonlara tanık olacağız.


Peki, nedir bu vahim iddia?
Çok özetle anlatayım:

“Yüksekova’da iki kişinin hayatını kaybettiği olaylar, tamamen polis tarafından başlatıldı ve tırmandırıldı. Polis, benzer durumlarda uyarı yaparken, bu kez hiç uyarıda bulunmadan ateş açtı. Üstelik hedef gözeterek kurşun sıktı. Amaç; PKK’yı kışkırtmak ve terörü canlandırmak. Böylece, özellikle seçimler öncesinde AKP’yi ve Erdoğan’ı köşeye sıkıştırmak”.


CEMAATÇİ POLİSLERİN İŞİ
 

Gelelim ikinci soruya: Bu polisler neyin nesi? Arkalarında kim var?
 

Yanıtı, Özgür Gündem’den Veysi Sarısözen köşesinde yazdı. Erdoğan’a yakınlığı ve AKP cephesinden çok iyi kaynakları bulunan Oral Çalışlar kendi köşesinde yer verdi:
“Küresel güçlerin polis kurumlarıyla içli dışlı olan, pek çoğu orada eğitimden geçirilmiş kimi emniyetçilerin, tam da şu sırada sokağı kana bulayarak provokasyon yapması hiç de yabana atılacak bir ihtimal değildir”.
Tarif çok açık. Küresel güçlerden kasıt, ABD. Polisiyle içli dışlı olan ve hatta orada eğitilen emniyetçiler de, Cemaat mensupları.

PKK ile Cemaat’in Güneydoğu’da gizli – açık bir mücadele içinde oldukları biliniyor. Dolayısıyla, Özgür Gündem’in meseleyi böyle sunması anlaşılabilir.
Ya Oral Çalışlar? Onun bu iddiayı köşesine taşıması anlamlı. Hele bu iddiayı ciddiye alarak ‘suç duyurusunda’ bulunması çok daha anlamlı. Bakın ne diyor Oral Çalışlar: “Hükümete görev düşüyor. Yüksekova’da halkı hedef alarak ateş eden polisler kimin nesidir, neyin nesidir? Ciddiyetle araştırılmalı, sorumlular ortaya çıkarılmalı”.


ÖNCE ‘DÜN’Ü AYDINLATIN
 

Biz bu filmi gördük. Önce suç yaratılıyor. Sonra da suçlu.

Evet, Cemaatçi yapı, özellikle Ergenekon, Balyoz, Odatv, KCK davalarında ciddi suçlar işledi. O suçlar (artık Fehmi Koru’nun bile talep ettiği gibi) aydınlatılmalı. Ve hesabı sorulmalı. 


ÖNCELİKLE VE HEMEN SORULMALI!..

Ama… PKK’yı kışkırtmak için adam öldürmek gibi bir iddia… Ortaya atarken iki kere düşünüp, kırk kere gözden geçirip ‘tüm kanıtları’ sunulmalı.


Yani Cemaat’in yaptığını, Cemaat’e yapmamalı.


İktidara gelince… Son 11 yılın günahını gulyabanilere yükleyip kurtulacağını sanıyorsa… SANMAMALI!..


MEĞER HER ŞEY GERÇEKMİŞ!
 

Çok değil, bir yıl önce söylediğimiz her şeyin gerçek olduğu, bugün tek tek ortaya çıkıyor. Kanıtlanıyor. İşte son örnek. Taraf Gazetesi köşe yazarı Hayko Bağdat yazdı. ‘İktidar kanadından bir kaynak’ neler neler anlatmış. Neler neler itiraf etmiş.

Bugün iktidara operasyon yaptığını öne sürdüğünüz Cemaat, sizlerle koalisyon hâlindeyken başka bir operasyona imza attı mı?

“Tüm Cemaat varlığının bu operasyonu yaptığı kanaati yok. Devlet görevlisi olduğu halde demokratik devlete meydan okuyan gayrihukuki yollara sapmış bir grup var. Fethullah Gülen isterse bu darbeci ayaklanmayı durdurabilir.


Başbakan’ın Ferhat Kentel, Cengiz Çandar ve Ahmet Hakan’ı Cemaat yargısının elinden zor kurtardığı söyleniyor. Başbakan yargıya bu tip talimatları ne sıklıkla veriyor?

“Ferhat Kentel olayı doğrudur. Cengiz Çandar olayı da böyle olmuştur. Eğer polise durun denmese zannediyorum her ikisi de KCK’dan içeri alınırdı. Ahmet Hakan olayı polis aşamasını çoktan geçmişti. OdaTV’nin ikinci iddianamesi hazırdı ve Ahmet Hakan’ın tutuklanacağı söyleniyordu. Zannediyorum 7 Şubat darbe girişiminin geri püskürtülmesi Ahmet Hakan’ı da şimdilik kurtardı. Ama dosya bir yerlerde duruyordur.”
Ahmet Şık ve Nedim Şener’i Cemaat yargısı mı tutuklattı?

“Ahmet Şık ve Nedim Şener konusundaki kişisel görüşüm bu tutuklamaların tamamen hukuksuz olduğu yönündedir. Öte yandan Şener ve Şık olayını makul gören hiç kimseyi görmedim. Bu olay kişisel hesaplaşmaların yargıya intikalinin sonucudur. Kafalarına göre aldılar içeri.”


ZAMANIN SANATÇISI!
 

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası Şefi Orhan Şallıel, iki sanatçıyı Gezi Eylemleri’nde ‘Gezi Parkı Filarmoni Orkestrası’na katıldıkları için Orkestra Müdürlüğü’ne şikayet etmiş. Hürriyet’ten Umut Erdem’in haberine göre; Şallıel 12 Haziran’da yazdığı dilekçede “Gezi Parkı eylemlerinde … ve … adlı sanatçılarımızın ‘Gezi Parkı Filarmoni Orkestrası’ adı altında sahneye çıkmak sureti ile protestolara katıldıklarını hem kendi gözlerimle, hem de televizyon kanallarında gördüm” demiş. İki sanatçı da bunun üzerine savcılığa ifade vermiş.

Midemi bu kadar bulandıran çok az haber okudum… Ve Orhan Şallıel aynaya nasıl bakıyordur bilmiyorum, ama ben onun yerine utandım.


ZAMANIN DEVLET ADAMI!
 

Erzurum Vali Yardımcısı Ertuğrul Egemen, İş-Kur’a ait bir törende İstiklal Marşı okunmasını istememiş. Nedenini de şöyle anlatmış:
“Kapalı alanlarda İstiklal Marşı okunmuyor. Bunun genelgesi var. Bakın, bu araştırılması gereken bir konu, değil mi? Biz kafamıza göre hareket etmiyoruz. Yani genelgesi mevzuatı olmayan işi biz yapmayız.”


➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/