Kubilay’a ve Cumhuriyet şehitlerine saygıyla
Devrim Şehidi KUBİLAY'ı anarken:
DEMOKRASİDE CEMAAT-TARİKAT ÖRGÜTLENMESİ MEŞRU
DEĞİLDİR!
Prof. Dr. Özer OZANKAYA
23 Aralık 1930 günü, İstanbul’dan yönetilen, beyinleri yıkanmış bir bölüm Nakşibendi tarikatı üyesi, Derviş Mehmet’in ardında ve “şeriat getire-ceğiz!” çığırtıları eşliğinde, ellerinde yeşil bayrak, Menemen’i bastılar.
Tarikat güdümlü, robotlaşmış, gözü dönmüş bu kişiler, engel olmak isteyen Yedeksubay öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı tüfekle vurdular, sonra da bağ testeresiyle başını kesip mızrağa taktılar; bu arada göreve koşan iki bekçiyi daha şehit ettiler.
Gerçi suçlular yakalanıp, 28′i yargılanarak 3 Şubatta asıldılar.
Ancak bu olay, Cumhuriyet’in çoğulcu demokrasiyi gerçekleştirme amacını Türk ulusuna çok görüp demokrasiyi yıkmak için kullanmak isteyen, yabancı sömürgeci devletlerin güdümündeki ortaçağcıl örgütlü güçlerin varlığını ve yıkıcı tehlikesini daha o zaman kanıtladı.
Bugün de “cemaat, tarikat” örgütlerinin Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal, hukuksal, eğitsel, .. kurumlarında açıkça etkin aktör oluşunu siyasetçilerin, hukukçuların, bilim, düşün, sanat insanlarının, basının saygıdeğer yazarlarının, sendika ve meslek odaları başta olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarının, … sanki olağan bir durummuş gibi karşılamaları, CEMAAT-TARİKAT ÖRGÜTLENMELERİNİN VE BUNLARLA İŞBİRLİĞİ YAPAN SİYASAL KURUM VE KİŞİLİKLERİN DEMOKRASİDE MEŞRU YERİ OLAMAYACAĞI GERÇEĞİNİ yüksek sesle haykır(a)mamaları, bugün çıkar bölüşmesinde kavga eden bu ortakların demokrasi düşmanlığında her an yeniden birleşebileceklerini gözardı etmeleri, Kubilay’ın ve O’ndan sonra yine demokrasi düşmanlarınca katledilen CUMHURİYET ŞEHİTLERİnin anılarına yapılan büyük bir saygısızlık olmaktadır, kanısındayım.
Kubilay’ı ve bütün Cumhuriyet şehitlerini en derin saygıyla anıyoruz.