Takkeleri düşünce...




TAKKE DÜŞTÜ, KEL GÖRÜNDÜ…


Ali ERALP
SivriSinekCaz
“Sahte belgelerle hayali ihracat, imar usulsüzlükleri, rant yolsuzlukları, arazi vurgunculuğu, ihalelere fesat karıştırma ve rüşvet alma…” gibi suçlamalarla dün İstanbul’da üç koldan operasyon başlatıldı.
.
İstanbul emniyeti sabahın erken saatlerinde, AKP’nin elinde olan Fatih Belediye başkanlığı da dâhil, 22 adrese baskın yaptı…
.
İstanbul savcılığının yürüttüğü soruşturmada 49 kişinin gözaltına alındığı, yedi kişi hakkında da arama kararı çıkartıldığı söylenmektedir.

Aralarında bakan çocuklarının, Fatih Belediye Başkanı‘nın, yandaş iş adamlarının, bürokratların da bulunduğu birçok önemli isim var.

2012’den bu yana ABD, AKP ve cemaat tarafından Türkiye’nin başına nasıl bir çorap örüldüğü şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.

Cumhuriyet tarihi boyunca bu millet, bu kadar büyük bir yolsuzluğa tanık olmadı. Deniz Feneri yolsuzluğu bu vurgunun yanında masum yavru kalır… Yavru…

Yani takke düştü, kel göründü.

AKP, PKK, Cemaat bir yandan Ortadoğu’da BOP planını gerçekleştirmek üzere ABD’nin “Emir erliği”ne soyunurken, bir yandan da keselerini doldurma çabasına girdiler. 

Kirli ihalelere karıştılar, ormanları talan ettiler, kara para aklama çalışmaları gerçekleştirdiler, arazi vurgunculuğu, altın kaçakçılığı, hayali ihracat yaptılar…

Sattılar, sattılar, sattılar…

Komisyonlar aldılar…

Memlekette kamu malı, Cumhuriyet mirası bırakmadılar…

Bir yandan da yoksul halkı uyutmak, narkozlamak için din sömürüsüne giriştiler.

Önce insanları yoksullaştırdılar, sonra da 5 kilo makarna, 3 kilo şeker, 4 kilo nohutla kuzulaştırdılar. Toplumu “Sadaka Ekonomisi” ile avuttular.

Önlerine çıkabilecek her türlü engeli ortadan kaldırabilmek için de, “Darbe masalları” ile orduyu teslim aldılar. Komutanları zindanlara doldurdular. Aydınları, politikacıları, sendikacıları, gazetecileri, yazarları, çizerleri hapishanelere attılar. Yargıyı siyasallaştırdılar.

Korku imparatorluğu kurdular.

Sömürü çarkının daha iyi işleyebilmesi için, şantajla, tehditle, kasetlerle insanları baskı altına aldılar.

Kuzulaşmış, ehlileşmiş, evcilleşmiş bir medya, bir de dilsiz, sağır, kör bir kamuoyu yarattılar. Dikensiz gül bahçelerinde, havuzlu lale bahçelerinde saltanat sürdüler.

Gazeteler, televizyonlar ise vurguna, soyguna gözlerini kapadı. Kulaklarını tıkadı. Halkı “İzdivaç Programları”, dizilerle, yarışmalarla gerçeklerden uzaklaştırıp, masal dünyasında yaşattılar… 

İnsanlarımızı aptallaştırdılar, sersemleştirdiler.

Bugün bile şu kadar büyük bir soygun, talan yaşanırken onlar “penguen programları” yapmaya devam ediyor. 3 – 5 yurtsever televizyon ve gazetenin dışında sessizliklerini sürdürüyorlar.

Yani kuzuların sessizliği devam ediyor…

Bu olay hangi ülkede ortaya çıksa yer yerinden oynar, hükümetler devrilir, bakanlar istifa ederdi…

Yazısı, turası silinmiş, utanma, arlanma duygusu yok olmuş, haysiyetini, şerefini ayaklar altına almış yalaka bir medyayla karşı karşıyayız günümüzde, ne yazık ki…

İşini hakkıyla yapamayan böyle meslek sahipleri için Gaziantep’te, “Sen eysi mi bu meslee bırak da git hamam kapısında kil sat…” derler.

Gerçi onlar bu işi de beceremezler ya… Yandaşlık yapayım derken yüzlerine gözlerine bulaştırırlar…

Bu yandan çarklı gazetecilere soruyoruz şimdi? Siz insan değil misiniz? Açları, açıkta kalanları, yoksulları görmüyor musunuz? Ülkenin karanlığa gömüldüğünü görmüyor musunuz? 

Bir kez olsun, “doğru”yu söyleyin. Gerçeklerden söz edin. Halkı aldatmayın. Kandırmayın. Oyalamayın. 

Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösteriyor. “Türkiye iflas etti, Türkiye zor durumda, açıklar büyüdü; her gün, her saat zam yapılıyor” deyin…

Aydınlar, demokratlar, devrimciler bu çarpık düzene ilgisiz kalamazlar artık. Bu inanç hortumculuğunu, bu talanı, soygunu görmezlikten gelemezler. “Dincilerin faşizmi”ne kulaklarını tıkayamazlar. 

Çünkü bu kavga cumhuriyetle Ortaçağın, şeriatla demokrasinin, vatansızlar ile vatanseverlerin, aydınlanma ile kör karanlığın kavgasıdır.

Ne yazık ki bugünkü medya, Kurtuluş Savaşındaki “Mütareke Basını ve mütareke yazarları”ndan daha çok ihanet bataklığına saplanmış durumdadır. Mütareke Basını onların yanında yunmuş, arınmış, sütten çıkmış ak kaşığa benzer…

Korku, para, mal mülk hırsı, yalakalık gözlerini bürümüş…

Vurgundan, soygundan hâlâ tek satır yazmıyorlar. Yazamıyorlar. Yarattıkları ihanet dünyasında gönüllü hainliğe soyunmuşlar. 

Ama onlar, AKP iktidarının hızla sona doğru yaklaştığının farkında değiller. Ama onlar ağababaları, efendileri ile birlikte hukuk karşısında hesap vereceklerini hiç düşünmüyorlar… Bir gün devranın döneceğini, hesap günlerinin geleceğini hiç düşünmüyorlar. 

Çok uzak değil o günler…
SİLİVRİ, HASDAL ZİNDANLARDAKİ YURTSEVERLERLE VURGUNCULARIN YER DEĞİŞTİRECEĞİ GÜNLER, ÇOK UZAK DEĞİLDİR…

YAKINDIR… YAKINLARDADIR…
İlk Kurşun

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/