Geçici T.ayyip C.umhuriyeti
T.AYYİP C.UMHURİYETİ
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
.
T.C. yi, yani, Türkiye Cumhuriyetini, valiliklerden, kamu bankalarından ve sair kamu binalarının tabelalarından boşuna kaldırmamışlar.
Tayyip Bey de, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu başladığında, sinirlenerek, burası Muz Cumhuriyeti değil hatırlatmasını, boşuna yapmamış demek ki.
Tayyip Bey‘in bilip de bizim henüz bilemediğimiz, ancak tahmin ettiğimiz bir şeyler varmış, meğer, burası, Tayyip Cumhuriyeti imiş de, çoğu insanımız farkında değilmiş.
Dün olup bitenlere bakıyoruz, içinde, Suriye’deki Esat karşıtlarına gönderilen silah ve mühimmat yüklü olduğu ihbarı alınan ve bu ihbarı değerlendirerek soruşturmaya başlayan, Anayasamıza göre, herkesin eşit olduğu, demokratik bir hukuk devleti olması gereken, gerçek Türkiye Cumhuriyeti‘nin, Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanan Cumhuriyet Savcısına, soruşturma görevinin gereği olan ihbara konu TIRda arama yaptırılmamış.
Devreye giren Hatay Valisi ve MİT bu aramayı engellemişler.
Neymiş efendim, devlet sırrıymış. Her zaman yaptıkları gibi, MİT’i devreye sokup devlet sırrına sığınarak, yasa dışı uygulamalarının açığa çıkmasını engelleme gayretleri.
Bu akıl almaz olaya baktığımızda, milletin, Cumhuriyet Savcılarına ve Türk Yargısına güvenleri ve saygıları kalabilir mi?
Yargıya olan saygının ayaklar altına alınması, devletin temeli olan adalet duygusunu da yok eder ki, bu geleceğimiz açısından çok tehlikeli bir durumdur.
Bu itibarla, biz diyoruz ki, hiçbir devlet sırrı, devletin temelini oluşturan adalet duygusundan daha üstün değildir.
Devlet sırrı savunması, bize göre koskoca bir yalandır.
TIR’ı aratmayanların iddia ettikleri gibi, TIR’ın içinde gerçekten insani yardım malzemeleri var ise, bu gerçeğin ortaya çıkması için, aramaya niçin müsaade edilmemiştir?
AKP iktidarının izlediği; Suriye ile aramızın açılmasına, mülteciler nedeniyle devlet bütçesinin iflas etmesine ve iğneden ipliğe şu son zamların yapılmasına neden olan ve bugün için iflas etmiş bulunan Suriye politikasına hizmet eden her türlü icraat, ülke menfaatine uygun olmadığı gibi, AKP iktidarının Suriye politikasına hizmet eden bu icraatları da, gerçek Türkiye Cumhuriyeti‘nin, bir devlet sırrı olarak kabul edilemez. Bu, olsa olsa, AKP iktidarınının, yasa dışı ve ülkenin iç ve dış güvenliğine aykırı kirli işlerinin açığa çıkmaması için uydurulan, paralel Tayyip Cumhuriyetine ait bir sır olabilir.
Dünkü TIR olayından sonra, ülkemizin; hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik Türkiye Cumhuriyeti niteliğini kaybettiğini ve ülkenin adeta Tayyip Cumhuriyeti haline getirildiğini, kesin olarak anlamış bulunuyoruz. Bunun başka hiçbir izahı bulunmamaktadır.
Bugün ( 03/01/2014 ) gazetelere bakıyoruz, yandaş bir gazetenin manşetinde; “HSYK’YA TEPEDEN TIRNAĞA NEŞTER.”, “YÜKSEK YARGIYI MECLİS SEÇMELİ” haberleri yer almakta.
Yine aynı yandaş gazetede yer alan haberlere göre; Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay diyor ki; “HSYK’yı Milletin Temsilcileri Seçmeli”, “HSYK dahil yüksek yargıyı, millet denetlemeli”.
Atalay ne yapsın, o söz ve düşüncelerin gerçek sahibi, tahmin ettiğiniz gibi, Tayyip Cumhuriyetinin kurucusu Tayyip Bey, o emretmiş Sayın Atalay da söylemek zorunda kalmış olmalı.
Milletin temsilcileri, yani, parlamento, HSYK dahil, Yüksek Yargı’yı seçmeli, iyi güzel de, hangi milletin temsilcileri, hangi parlamento seçecek bunları.
Bu ülkede; halen yürürlükte olan ve lider sultası yaratan, parti içi demokrasiye izin vermeyen, partilerin, doğrudan milletin içinden gelen tabanını ve teşkilatını yok sayan, son sözü partinin liderine ve üst düzey birkaç yöneticesinin iradesine bırakan Siyasal Partiler ve Seçim Yasalarımız karşısında, bugün, gerçek anlamda milletin seçtiği, gerçek anlamda milleti temsil eden, yürütmeyi denetleyebilen bir parlamentonun varlığından bahsedebilir misiniz?
HSYK ve Yüksek Yargı Organlarının üyelerinin seçimini, tek başına Tayyip Bey‘in hükmettiği, çoğunluğunu AKP Meclis Grubunun oluşturduğu bu parlamentoya mı bırakacaksınız?
İyi, çok güzel, HSYK dahil, Yüksek Yargıyı millet, yani, parlamento denetlemeli de, yürütmenin emrine giren, yürütmeyi denetleme görevini ve yetkisini yapıp kullanamayan Parlamentoyu kim denetleyecek?
Bize göre, parlamento, HSYK ve Yüksek Yargı Organları Üyelerini seçme görevine soyunmadan önce, kendisinin, yürütmeden bağımsız bir erk olduğunu, yürütmenin emrinde olmadığını, bilakis yürütmenin kendisine hesap vermek zorunda olduğunu, yürütme üzerinde, Anayasada belirtilen şekillerde bir denetim görev ve yetkisinin bulunduğunu hatırlamalı ve bu görevini yerine getirerek, kendisine oy veren millete güven vermelidir.
AKP iktidarının yapmak istediği, ancak, bugünün şartlarına göre imkansız olan bu düzenleme hayata geçerse, HSYK ve Yüksek Yargı Organlarının üyelerini milletin temsilcileri değil, Tayyip Bey seçmiş ve yine onları millet değil, Tayyip Bey denetlemiş olacaktır. Bu böyle bilinmelidir.
Buradan, Tayyip Bey‘e ve iktidar mensuplarına soruyoruz, 12 Eylül 2010′da, bugün devlet içinde paralel bir yapı oluşturmakla suçladığınız ve boğaz boğaza kavgaya tutuştuğunuz cemaatin ve yetmez ama evet diyen liboşların desteğini de alarak, halk oylamasından geçirdiğiniz Anayasa değişikliği ile oluşturduğunuz ve methiyeler düzerek savunduğunuz bugünkü HSYK’yı, hangi dağlara kar yağdı da, şimdi beğenmiyorsunuz?
İnsaf edin, aradan daha üç yıl geçti. HSYK; iktidarınız mensuplarına dayanan yolsuzluk ve rüşvet soruşturması üzerine, bu tür soruşturmaların önünü tıkamak amacıyla, ertesi gün, alel acele, Adli Kolluk Yönetmeliğinde yaptığınız hukuk dışı değişikliğe arka çıkmayıp eleştirdiği için, HSYK nın yapısını değiştirmek ve tamamen iktidarınızın borozanı haline getirmek istiyorsunuz.
Yok öyle yağma. Bu ülke ve HSYK gibi yargı kuruluşları, Tayyip Bey ve iktidarının oyuncağı ve yaz boz tahtası değildir.
Bu ülkenin HSYK ve diğer Yüksek Yargı Organları; Tayyip Bey‘in istediği gibi kararları verene ve Tayyip Cumhuriyetinin emrine girene kadar, deneme ve yanılma yöntemiyle, sık sık yapılacak olan Anayasa ve yasa değişiklikleriyle üzerlerinde oynanacak basitlikte organlar olmayıp, Tayyip Bey‘in kendisi ve iktidarının mensupları, Anayasaya ve yasalara uygun icraat yaparak, HSYK ve Yüksek Yargı Organları ile çatışmaya ve sürtüşmeye girmekten kaçınmak ve onlara saygı duymak zorundadırlar.
Şu anda, AKP iktidarı tarafından geçici olarak Tayyip Cumhuriyeti haline getirilmiş olsa da, bu ülkenin; Atatürk’ün kurduğu ve gençlere emanet ettiği demokratik ve laik sosyal bir hukuk devleti niteliğini taşıyan Türkiye Cumhuriyeti olduğunu, en başta Tayyip Bey olmak üzere, hiç kimse asla aklından çıkarmamalıdır.
İlk Kurşun