Haydin göreve...
BU KEPAZELİĞE SES ÇIKARMAMAK
ÜLKEYE İHANETTİR
.Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
AKP iktidarının dört bakanı ve aile yakınlarının isimlerinin karıştığı yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının başladığı 17 Aralık’tan bu yana, AKP iktidarının ve her kesimden yandaşlarının; ülkemizde hergün peş peşe yaşanan ve gelişen yolsuzluk olaylarına bakış açılarına, bu yaşanan yolsuzluk olaylarına karşı gösterdikleri tepkilere ve bu yolsuzlukların üzerlerini örtmek için, yüzleri kızarmadan yaptıkları karşı ataklara baktığımızda, acaba, bizim ülkemiz, Anayasada yazılı olduğu gibi, gerçekten, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir hukuk devleti midir diye kendi kendimize sormaktan imtina edemiyor ve bu yaşananlara çok üzülüyoruz.
AKP iktidarı, el birliği ile bu güzel ülkeye zarar vermekte ve ülkemizin dış itibarı günden güne kaybolmaktadır.
Ortaya çıkarılmasında ve soruşturma konusu yapılmasında cemaat’in parmağı var, ya da yok, su yüzüne çıkan ve soruşturma konusu yapılan yolsuzluk ve rüşvet iddialarının; rüşvete konu ele geçirilen dolarlar, bu dolarların gizlendiği kasalar, ayakkabı kutuları, dolarların sayıldığı para sayma makinaları, teknik takip ve telefon dinleme tutanakları ve görüntüleri gibi deliller karşısında, çok ciddi iddialar olduğu apaçık ortadayken, Tayyip Bey, bu iddiların vahametini ve delillerini görmezlikten gelerek, bu soruşturmaların iç ve dış odak ve çetelerin hükumete karşı yaptıkları, hükumeti devirmeye yönelik bir oyun ve tertip olduğunu savunmakta ve kendi iktidarının devamı için, ortaya çıkarılan yolsuzluk ve rüşvet iddialarının soruşturulmaması için, elinden gelen her türlü gayreti göstermektedir.
Tayyip Bey, her nedense, adeta suçluların telaşı içindedir.
İmam hatip okulunu bitirdiği için aynı zamanda imam ve bir din adamı olan, her cuma, yüzlerce koruması eşliğinde, değişik camilere giderek cuma namazlarını kaçrmayan, medya aracılığı ile bu namaz giriş ve çıkışlarını halkımıza duyuran, görünürdeki bu mütedeyyin kişiliğine rağmen, kendisini, fani dünya işlerine iyice kaptırarak, on bir yıllık iktidarına rağmen, bunu da yeterli görmeyip, 2023 yılına kadar başbakan veya devlet başkanı olarak iktidarda kalıp ülkeyi tek başına yönetme emeli içindeyken, birden bire, hiç ummadığı bir anda ve şekilde, umutlarının ve iktidarının geleceği için büyük tehlike arz eden, iktidarına ve umutlarına son verebilecek olan, kendi bakanlarının ve oğlunun adlarının karıştığı yolsuzluk ve rüşvet iddiları ve soruştumaları üzerine büyük bir şok geçiren Tayyip Bey‘in;
Araları iyi iken, AKP iktidarına destek veren Gülen Cemaati ile birlikte, kendi hür iradesiyle, güle oynaya, bilerek ve isteyerek, devlet içinde kurdukları illegal gizli koalisyonu inkar edip görmezlikten gelerek, Gülen Cemaatini, sanki, kendisinden habersiz olarak devlet içine çöreklenmiş bir çete olarak gösterip suçlayarak, kendini ve iktidarını temize çıkarma gayreti içine girmesini,
Soruşturmaları yapan polisleri, hiç vakit kaybetmeden, hemen ertesi gün görevden aldırmasını,
Bununla da yetinmeyerek, tüm ülke çapında, cemaatçi olduklarını bildiği veya zannettiği ve atanma işlemlerinde kendi imzalarının bulunduğu binlerce emniyet müdürünü ve amirini görevden alarak, pasif görevlere atanmalarını sağlamasını,
Adli Kolluk Yönetmeliğinde, yargı bağımsızlığını ve soruşturmaların gizliliği ilkesini yok eden değişiklikler yaptırmasını,
Adli Kolluk Yönetmeliğinde yaptırdığı bu değişikliklerin, yargı bağımsızlığını ortadan kaldırdığı yolunda bir karar alıp kamuoyuna açıklayan, kendi arka bahçesi konumundaki HSYK’nın yapısını değiştirerek, HSYK’yı Adalet Bakanının boyunduruğu altına alacak ve dikensiz gül bahçesi haline getirecek olan yeni bir yasal düzenleme girişiminde bulunmasını,
Soruşturma savcılarını, meydanlardan ağır bir şekilde eleştirmesini,
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini, sırf görevlerini yaptıkları, Adli Kolluk Yönetmeliğinde yapılan değişikliğin, yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran, Anayasaya aykırı bir değişiklik olduğunu kamuoyuna açıklamaları nedeniyle, meydanlardan alenen eleştirerek yetkisi olsa onları cezalandıracağını beyan etmesini,
Bu saydıklarımıza benzer, sair yüzlerce yasa dışı tutum ve davranışlarını,
Anlamakta zorlanmamıza rağmen, bir yerde, Tayyip Bey ile aramızda bir empati kurarak, yine de onu anlamaya çalışıyoruz.
Bizim asıl anlayamadığımız ve affedemediğimiz husus, devletin ve devletin temeli olan yargının işlemez hale gelmesine, ülkenin hızlı adımlarla kaotik bir ortama sürüklenmesine rağmen, ülkede hiçbir şey olmuyormuş ve devletin tüm kurumları Anayasa ve yasalar doğrultusunda tıkır tıkır işliyormuş gibi, seçimden seçime sandığa giderek oy atmak ve ülkeyi yönetecek olan siyasal iktidarları belirlemekten ibaret olmayan, batı tipi modern ve gerçek demokrasilerde, iki seçim arasındaki icraatları döneminde, ülkeyi yöneten siyasal iktidarlara yönelik olarak, muhalefet partileri yanında ve onlardan ayrı olarak gerekli uyarı ve eleştirileriyle, siyasal iktidarlara, Anayasa ve yasaların dışına çıkmamaları konusunda, demokratik yollarla baskı yapan, bir yerde çoğulcu demokrasilerin emniyet sibobu olan; üniversiteler, barolar, diğer meslek kuruluşları ve her türlü sivil toplum örgütleriyle, görsel ve yazılı medyanın, çok cılız bazı istisnalar dışında, sessiz kalmalarını anlamakta gerçekten zorlanıyor ve demokrasi ile yönetildiğini zanneden bu ülkenin bir ferdi olarak utanıyoruz.
Ülkemizin ve ülke insanımızın hiç de hak etmediği, doyumsuz iktidar mensuplarının Anayasa ve yasalara aykırı tutum ve icraatları sonucunda oluşan ve devletin tüm kurumlarıyla çalışmasını kilitleyen bu kaotik ortamın gerçek yaratıcısı AKP iktidarına, demokratik yollardan son verebilmek ve ülkeyi normale döndürebilmek için, ülke seçmenine ve demokrasinin emniyet sibopları olan baskı gruplarına büyük görevler düşmektedir.
Haydin göreve.
İlk Kurşun