‘Ben o hırsızın namazını kılmam, siz kılın’
Kamu malı yiyenin cenaze namazı
Hulki CEVİZOĞLU
Ankara’daki hükümetin yarattığı sorunlar yine Ankara’da ‘kanlı ya da kansız’ biçimde tartışılıyor.
Meclis’te kimi zaman kavga dövüş, kimi zaman da kan dökme söz konusu.
Ama AKP’nin yarattığı sorunlar yalnızca Ankara’yı değil, tüm ülkeyi ilgilendiriyor. Peki, halka kulak veren oluyor mu acaba?
Şimdi biz hep birlikte, “Bunları yazın” diye medyadan yardım bekleyen insanlarımıza kulak verelim.
*
‘Bir Kilisli’ rumuzuyla yazan vatandaşımız, şunları söylüyor:
“Merhaba,
Öncelikle nasılsınız?
Size yazma nedenim: doğduğum, büyüdüğüm şehrin içler acısı halini anlatmak.
Kilis'in şehrin girişindeki tabelasında nüfusumuz 88.934.
Ancak ‘Öncüpınar Konteynır Kent’te 14.000, Beşeriye Konteynır Kentte 28.000 ve şehrin içindeki tahminen 100.000 Suriyeli ile birlikte 230.000 nüfus.
Her gün sınırdan gelen silah - bomba sesleri, sürekli hastaneye taşınan Suriyeli yaralılar, ambulans sesleri, şehrin girişinde polis kontrol noktaları; her sokakta Suriyeliler tarafından açılmış dönerci, kebapçı, tavukçu dükkânları; Suriye plakalı binlerce araç, ellerinde bavul - çanta, sürekli sınırdan geçerek üzüm bağlarının, zeytin ağaçlarının arasından akın eden binlerce Suriyeli.
İki yıldır yaşadığımız; her gün aynı görüntü.
Bu şehre yüklenen çok ağır bir yük, daha ne kadar devam edecek bilmiyoruz.
Kilis Devlet Hastanesi, Kilis Otogarı, Kilis'in caddeleri, konutları, dükkânları, memuru, polisi, ticareti, Suriyelilere tahsis edilmiş durumda.
Dur diyen, ne yapıyorsunuz diyen yok. Dükkân da açıyorlar; vergisiz, ruhsatsız, ticaret de yapıyorlar. İlaç ta alıyorlar, eğitim de.
Az kaldı, bize git diyecekler.
Kilisli esnafın halini anlatamam size bugün değilse yarın kepenk kapatacak.
Hepimiz tedirginiz, sokaklarımız Afganistan görünümünde, kamuflajlı Suriyeliler her köşe başında.
Bir aklıselim çıkar diye bekliyoruz yok.
30 Mart seçimlerini bekliyoruz bir umut.
Görmedim, duymadım, bilmiyorum havasında herkes…
Maliyesi korkuyor, SSK'sı korkuyor, Belediyesi korkuyor, hiç kimse hiçbir şey yapmıyor.
Ben gitsem Almanya’da dükkân kiralasam, ticaret yapmak istesem; imkânı var mı? Değil kaçak dükkân açmak, sokağında vizesiz dolaşamam.
Şu an Esnaf Sanatkârlar Odası’nın verisine göre, kaçak olarak Suriyelilerin açtığı dükkân sayısı 458.
Her geçen gün kötüye gidiyor, Kilis elden gidiyor, duyurun şu yazdıklarımı birileri bir şey yapsın.
Paylaşırsanız çok seviniriz.”
*
Yolsuzluklar ve rüşvet konusunda vatandaşımız Hakan Ürkmez yazıyor:
“Hulki Bey, Merhaba;
Peygamberimiz azıcık kamu malını yiyenlerin cenaze namazını kılmadıysa, tamamını yiyenler için ne yapardı acaba?
Birileri dün Cehennem’in yollarının iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğunu söylemişti, hatırlarsanız.
Kanım çekildi izlerken.
Oysa Yüce Allah Kur'an'da Cennet’in yollarının iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğunu söylüyor.
Cennet ve Cehennem algısı farklı olan kişilerin doğru ve yalan algısı da farklı olacaktır tabii ki.
Kaldı ki; haykırılan bu söz Karl Max'ın bir sözü, bildiğim kadarıyla.
Hz. Muhammed azıcık bir kamu malı yiyen ashabının (arkadaşlarının) cenaze namazlarını kılmamıştı, ‘Ben o hırsızın namazını kılmam, kılarsanız siz kılın’ demişti.