ABD’den önce deliğe süpürülecekler




DEVRİMCİ MÜCADELEMİZDE YENİ BİR DÖNEM…

Ali ERALP

ABD ve BOP Ortadoğu’da bozguna uğradı.

BOP Eş Başkanı bozguna uğradı.
Cemaat bozguna uğradı…


Emperyalizm yeryüzünde mevziler yitirmeye devam ediyor.


Suriye’ye diş geçiremedi.


Irak, ulusal cephede toplanmaya, ulusal çıkarlarını korumaya başladı.
İran, emperyalizme karşı direnişini sürdürüyor.


Latin Amerika ülkeleri Amerika’nın arka bahçesi olmaktan çıkıyor…


Avrasya tüm gücüyle ABD’nin karşısında…

 
O, bu yüzden, AB desteğinde, kudurmuş köpekler gibi saldırıyor halklara, uluslara…


Venezüella’da, Ukrayna’da tertipler düzenliyor, yerli faşistlerle işbirliği yapıyor. Büyük paralarla yerli ihanet uzmanlarını, HAİNLERİ satın alarak, onları kendi ulusuna karşı maşa olarak kullanıyor.


Ama bütün bu çabalar boşuna…

Siyasal yenilgiler, ekonomik çöküşlerle birleşerek yıkıma dönüşüyor çünkü. Amerika her geçen gün çaptan düşüyor. Dünya üzerindeki egemenliğini yitiriyor. Şimdi ne ABD ne onun eş başkanları “Genişletilmiş Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi”nden söz edebiliyorlar.


Geride sadece BOP’un adı kaldı.


BOP yok olunca, Türkiyeli BOP eş başkanının işlevi de sona erdi…


Ama o hâlâ emperyalizm tarafından kendisine verilen “Türkiye’yi bölme, eyaletlere ayırma” görevinin devam ettiğini ve bu görevi başaracağını sanıyor…
Bölücülerle, bebek katilleri ile mesaisini sürdürüyor. Türkiye’yi parçalamak için elinden geleni ardına koymuyor…


Hiçbir dönemde AKP bu kadar aciz, zavallı, perişan bir görüntü sergilemedi. Hiçbir iktidar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu kadar acınacak bir duruma düşmedi…


Suriye’de rezil oldu. Komşularının yanında ve dünyada iki paralık değeri kalmadı. Üstüne üstlük bir de adı her gün bir hırsızlık olayına karışıyor, kasetler aracılığı ile yaptığı ahlak dışı konuşmalar gün ışığına çıkıyor.

Bu arada haksızlıklara, hukuksuzluklara, cinayetlere, yolsuzluklara isyan eden, direnen halkı ve gençliği susturabilmek için faşist yöntemlere başvuruyor. Zulmediyor.
 

Kan içiyor…
 

Kanla besleniyor. Can alıyor.
 
Küçücük çocukları, gençleri kara toprakla buluşturuyor. Bir de onları utanmadan, sıkılmadan “terörist” ilan ediyor.


“Benden olanlar, olmayanlar, evlerinde tutmaya çalıştığım yüzde 50” gibi konuşmalarla halkı ayrıştırmaya, kamplara bölmeye, insanlarımızı birbirine kırdırmaya çalışıyor. Vatanı, bayrağı, bağımsızlığı için mücadele eden Atatürk gençliğini kötüleyebilmek, halkın karşısında küçük düşürebilmek için bahaneler yaratıyor.


Ne var ki bir yandan da o, bilinen sona doğru, tüm faşistlerin gittiği tarih mezarlığına doğru, freni patlamış bir araç gibi, paldır küldür yuvarlanarak, hızla ilerliyor…

 
Onu bundan sonra ne Amerika kurtarabilir, ne Avrupa…


Onu ABD’den önce Türk ulusu deliğe süpürmeye hazırlanıyor…


Devrimci mücadelemizde yeni bir dönem bu… Yeni aşama…


Ama bu görevi yerine getirebilmek, başarabilmek için tüm yurtseverlerin vatan sevgisini, tüm kişisel çıkarların, tüm mevki makam düşkünlüğünün üstünde tutması, tüm grupların, partilerin vatan savunmasında ve vatan sevgisinde birleşmesi, bütünleşmesi, futbol takımı tutar gibi parti tutmayı bırakması gerekir.
 
Temel ilkemiz “Mevzu bahis vatansa gerisi teferruat…” olmalıdır.
İkincisi, varacağımız hedefi iyi belirlemeli, dostumuzu, düşmanımızı iyi tanımalıyız. 

 
Her yerde ve her zaman kılavuzumuz Atatürk Devrimleri, Atatürk ilkeleri olmalıdır. Tüm yurtseverler Yüce Önderin Altı Ok’unda, “Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik, devrimcilik” temelinde birleşmelidirler.


Ne bir eksik, ne bir fazla…


Daha da önemlisi “Atatürkçüyüm” diyen herkes, İki şeriatçı gruptan birisi ile, örneğin AKP ile güç birliği yaparak, cemaatçilere karşı, ya da cemaatçilerle güç birliği yaparak AKP’lilere karşı mücadele verme yolunu derhal terk etmelidir…
AKP, PKK, ABD ve Cemaatçilerin bu ülkenin ortak düşmanları olduğu asla unutulmamalıdır… 

 
Bu konuda Atatürk’ün sözleri çok açık ve nettir:
“Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat (yol) uygarlık tarikatıdır. Uygarlığın buyurduğu ve istediğini yapmak insan olmak için yeterlidir…”

Zafere ulaşmanın yolu bu bilinçten geçer.
 

Bölücülerle ya da şeriatçılarla birlikte hareket etmek, ya da birlikte hareket edenleri görmezlikten gelmek, devrimcilik değildir, günü kurtarmaktır, boş işlerle uğraşmaktır, “idare-i maslahatçılık”tır…

ATATÜRK’ÜN DEYİŞİ İLE “İDARE-İ MASLAHATÇILAR (İSE) ESASLI DEVRİM YAPAMAZLAR…”

İlk Kurşun

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..