AKP, Montrö’yü hiçe sayıyor
ABD Türkiye’yi Rusya’nın önüne sürüyor

Mehmet Ali GÜLLER

İddianın sahibi Ukrayna’da faaliyet gösteren
Askeri Araştırmalar Merkezi uzmanı Dmitriy Timçuk, Akdeniz’de bulunan ABD 6.
Filosu’na bağlı savaş gemilerinin Karadeniz’e doğru yola çıktığını açıkladı.
Timçuk, ABD destroyerlerinin 7 Mart günü Karadeniz’e gireceğini söyledi.
ABD’nin geçen ay sonunda Akdeniz’e giriş yapan
“George Bush” uçak gemisinin de rotasını değiştirip Doğu Akdeniz yerine Ege’ye
girdiği iddia edildi.
Biz bu yazıyı gazetemize teslim ettiğimizde
Ankara’dan henüz bu bilgiyi teyit eden ya da yalanlayan bir açıklama
gelmemişti.
Montrö, Türkiye’nin
güvenliğidir
Normalde Montrö gereği, değil ABD uçak gemisi,
barış şartlarında 8 bin tonajdan büyük herhangi bir ABD gemisi bile Karadeniz’e
giremez.
2008 yılındaki Gürcistan krizi sırasında AKP
üzerinden baskı kurarak Montrö’yü delmeye çalışan ABD, Türk Deniz Kuvvetleri’nin
direncini aşamamış fakat karşılığında amiraller Ergenekon tertibine
uğramıştı.
Bu bakımdan şartlar ilk bakışta şimdi ABD’nin daha
çok lehineymiş gibi görünüyor. Çünkü hem iktidarı sallanan Tayyip Erdoğan ABD’ye
daha mahkûm hem de TSK’nin nasıl bir tavır sergileyeceği soru işaretleriyle
dolu.
Öte yandan yine teyit edilmeyen bir bilgiye göre
Çin Türkiye’yi NATO gemilerinin boğazdan geçirilmemesi için ikna etti. Rusya’nın
Sesi Radyosu’nun bildirdiğine göre Çin temsilcileri, bu bilgiyi doğrulamayı veya
yalanlamayı reddetti.
Her iki iddiayı da şimdilik bir kenara
bırakıyoruz.
Çin - Rusya Ukrayna’da ortak
Bize göre Rusya’nın Kırım’dan ABD’ye silah
göstermesine Washington’un aynı yöntemle yanıt vermesi mümkün görünmüyor.
Yani AKP Montrö’yü hiçe sayarak ve Türkiye’nin
bağımsızlığına gölge düşürerek Boğazları ABD ve NATO gemilerine açsa bile,
Washington’un doğrudan Moskova’yla silahlı karşı karşıya gelmesi mümkün
görünmüyor.
Kuşkusuz ABD’nin silah yerine kullanabileceği
başka kartlar var. En başta da Çeçen terörü...
Peki, o zaman yukarıdaki iddialar ne anlama
geliyor?
Bize göre ABD’nin Karadeniz’e gemi gönderme
girişimi, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un “Rus askerleri Kırım’da kalıcı
olacak” demesinden ötürüdür.
Zira önce Rusya G-8’den atılmakla tehdit edildi,
ambargoyla korkutulmaya çalışıldı, “BM yaptırımına maruz kalırsın” diye
uyarıldı...
Ancak Moskova bu tehditlerin hiçbirine kulak
asmadı ve Kırım’da kalıcı olacağını ilan ederek ABD’ye açıkça meydan okudu.
Hatta Çin ve Rus Dışişleri Bakanları Ukrayna
konusunda Pekin ile Moskova’nın aynı bakışa sahip olduğunu dünyaya ilan
ettiler.
Bu saatten sonra ABD, ya masadaki kartının
seviyesini yükseltecek ya da geri adım atacaktı. Mecburen yükseltti.
Olan kısaca budur...
Rusya’yla karşı karşıya
gelmemeliyiz
Burada asıl sorun Türkiye’nin durumudur.
ABD tıpkı Suriye’de olduğu gibi Ukrayna’da da
Türkiye’yi Rusya’nın önüne sürmeye çalışmaktadır; Moskova’nın önünde kendine
barikat yapmaya uğraşmaktadır.
Mesele sadece AKP’ye Montrö’yü deldirmek değil,
dün de belirttiğimiz gibi Kırım’ın yüzde 10 Tatar nüfusuna dayanarak ABD’nin
Ahmet Davutoğlu’nu cepheye sürmesidir!
AKP’nin Suriye’den sonra Ukrayna’da da Türkiye’yi
ABD’nin çıkarlarına alet etmesi, hem Ankara’yı bölgede iyice yalnızlaştıracaktır
hem de ülkemizi Rusya’yla karşı karşıya getirecektir.