Ey Tayyip!


Ey Tayyip Erdoğan,
 

nereden geldiğini ve nereye gideceğini unutma!

Uğur DÜNDAR
Sevgili okurlarım,
Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının, hiç ummadığı anda ters yumruk almış bir boksöre çevirdiği Başbakan Erdoğan, seçimler yaklaştıkça üslubunu daha da sertleştiriyor.

Oy kaybetmesi halinde iktidarını sürdüremeyeceğini bildiği için, konuşmalarında öfke ve nefret saçıyor.


Çok tehlikeli söylemlere başvuruyor.
Kendi seçmenini, AKP’ye oy vermeyenlere karşı kışkırtıyor.
Yalan söyleyerek, iftiralar atarak, gerçekleri saptırarak, kardeşi kardeşe düşman etmeye çalışıyor.


Hesabını her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak üzerine yapıyor.
Kendini öfke seline kaptıran Başbakan’ın provokasyonlara açık şu günlerde, büyük İslam ilahiyatçısı ve bir anlamda Osmanlı Devleti’nin fikir babası olan Şeyh Edebali’nin, damadı Osman Bey’in nasihatini mutlaka okuması gerekiyor.


* * * *
Şeyh Edebali nasihata “Ey Oğul” diyerek başlıyor ama biz onu “Ey Tayyip Erdoğan” olarak da okuyabiliriz:

Ey Tayyip Erdoğan,

Bundan sonra öfke bize; uysallık sana… Güceniklik bize; gönül almak sana… Suçlamak bize; katlanmak sana… Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana… Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana… Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana… Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana…


Ey Erdoğan!
… Güçlü, kuvvetli ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgarlarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder.


… İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.


… Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün söyleme; bildin deme!


… Şu üç kişiye acı; cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene!..


Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir!


Ey Erdoğan!
En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise nefsi tanıyanın kendisidir. Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir! İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar. Laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez. Dost düşman olur; düşman, canavar kesilir!


… Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı!.. Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan hoşlanmam. Yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir. Bey memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.


… Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez!


Ey Tayyip Erdoğan!
Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın!
Nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın!..”


* * * *
Tayyip Erdoğan’ın öfkeden önünü göremediği şu günlerde bu nasihati yeniden okuması ve gereğini yapması mümkün mü?
Sanmam!
 

Hele Şeyh Edebali’nin “Ülke idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir! Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın!” dediği satırları okumak hiç işine gelmez.
Ne diyelim, kendi bilir!


Hoş geldin Bekir Coşkun…
Türkiye’nin en sevilen yazarlarından büyük usta Bekir Coşkun da ailemize katıldı.
SÖZCÜ artık daha güçlü, daha dolu.
Hoş geldin sevgili Bekir.
Bunca acı arasında ne iyi ettin de geldin.
Gelişinle bizi çok sevindirdin.


Sana SÖZCÜ’de başarı dolu nice yıllar dilerim değerli ve yiğit arkadaşım.



➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..