Değerimizi anlayacakları güne kadar...
Bu zulmü bitirmek için tüketimden gelen gücümüzü kullanmalıyız!

Mustafa MUTLU
Ay, hepiniz ne kadar da hassasmışsınız canım!
Nasıl olur da bu halk göz göre göre oyunu AKP’ye verirmiş? Bunun adına “katiline
âşık olmak” denirmiş... Böyle bir ülkede yaşamak artık olanaksız hale gelmiş...
Bu iktidarın değişeceğine olan inancınız kalmamış! Zaten herkes layık olduğu
iktidar tarafından yönetilirmiş...
Bir sürü laf, laf, laf!
Sözüm sana; seçim yenilgisi şokunu üzerinden
atamayan, üzgün, yılgın saf vatandaş:
Hemen aklını başına topla, kendine gel!
Yoksa senin bu yılgınlığından, bezginliğinden öyle
bir yararlanırlar ki; işte o zaman gerçekten kaçacak delik ararsın...
***
Gün, ağlayıp sızlanma günü değil...
Pes edip, kaçıp gitme günü, hiç değil!
Gün, direnme günü!
Pasif ama kararlı bir direnişin tam zamanı
artık!
Sokaklara çıkmak, bağırmak çağırmak, öfkelenmek,
sinirlenmek yok bu direnişte...
Öğren artık iyi niyetli arkadaş; seçimle gelir
bunlar... Ama asla seçimle gönderemezsin!
Çünkü demokrasi, insanlığının ve yurttaşlığının
bilincinde olan insanların çoğunlukta olduğu ülkeler için ideal bir
sistemdir.
Bizim gibi okuyup yazmayı bilene ve dört işlemden
ikisini güç bela yapana “aydın” denilen ülkelerde demokrasi, sadece zorbalara
hizmet eder!
***
“Peki; biz ne yapacağız o zaman?” diyorsan...
İşte; doğru soruyu buldun nihayet!
Demokrasicilik oyununun adaletten ve çağdaşlıktan
uzaklaştığı, diktatörlüklerin aracı haline getirildiği toplumlarda, aklını
çalıştıracaksın...
Sosyalizm, emekçilerin üretimden gelen güçlerini
kullanmaları esasına dayanır...
Günümüz toplumu ise üretim değil; tüketim
toplumu...
O zaman biz de tüketimden gelen gücümüzü
kullanacağız!
***
Eğer üreten bizsek, vergi veren, bu toplumu ayakta
tutan, artı değer yaratan, aklını çalıştıran ve tüm bunlara karşın kendini ifade
edemeyen, ezilen, itilen, kakılan yine bizsek...
O zaman tüketimi durdurmayı deneyeceğiz bir kez
olsun!
Evet; tüketmeyeceğiz.
Tüketimi en aza indireceğiz bir süreliğine...
Birileri gibi evdeki paraları sıfırlama olanağımız
olmasa bile alışveriş, eğlence, gezi harcamalarını sıfırlayacağız...
Yeme, içme, barınma ve giyinme harcamalarını
kısabildiğimiz kadar kısacağız.
Gerekiyorsa arabaya binmeyip yürüyeceğiz...
Bu zalim değirmenin, bizim taşıdığımız sularla,
yine bizi öğütmesine böyle tepki göstereceğiz.
Değerimizi anlayacakları güne kadar...
Heceleyerek söylüyorum:
TÜ-KET-ME-YE-CE-ĞİZ!
***
Bu kampanyaya da iktidarın emir kulu olan
işadamlarının şirketlerini boykot ederek başlayacağız.
Bu zulme seyirci kalan firmalardan tek kuruşluk
alışveriş yapmayacağız, gazetelerini almayacağız, sularını içmeyeceğiz, kredi
kartlarını iptal edeceğiz, bankalarındaki paralarımızı çekeceğiz...
Hatta bırakın özel arabalarımızı, toplutaşıma
araçlarına bile binmeyip yürüyeceğiz!
***
Bizi umursamadılar; çocuklarımızı öldürüp
geçtiler...
Paramızın önünde kul olacaklarına adım gibi
eminim!
GÜNÜN SORUSU
Seçim sonuçları ortada; ne ilginçtir ki üç parti
de yenilgiyi kabul etmiyor! Tablo açık: Berkin’i vuranlar, ayakkabı kutularına
para dolduranlar, baskın yapılacağından kuşkulanınca evdeki paraları
sıfırlayanlar kazandı. Bu yüzden, bugüne kadar izlediğimiz mücadele yöntemlerini
yetersiz buluyorum ve yeni bir kampanya başlatıyorum: TÜKETMİYORUZ! Sorum
size:
Var mısınız?
TÜKETMİYORUM, ÇÜNKÜ...
Haydi; tam sırası: Sandıktaki gücümüzü
küçümseyenlere, anlayacakları dilden yanıt verelim!
Ben internette (Lütfen
TIKLAYIN) adresinde “Tüketmiyoruz” diye bir sayfa
açtım... Sayfa anında büyük ilgi gördü ve bir günde binden fazla katılımcısı
oldu... İster bu sayfadan, ister kendi sayfalarınızdan bu kampanyanın
yangınlaşmasını sağlayın.
Yaptırabiliyorsanız; küçük el ilanları, broşürler,
afişler, çıkartmalar yaptırıp; duraklara, araçlara, apartmanlara... Yani
bırakabildiğiniz her yere bırakın!
Dinci ve bölücü şirketlerle bu baskı düzenine
hizmet eden firmaların ürünlerini almayın, hizmetlerine para ödemeyin...
Bu kampanyayı eşinize, dostunuza, arkadaşlarınıza
ve ulaşabildiğiniz herkese duyurmaya çalışın.
Kısacası:
Onurlu bir insan olduğum için TÜKETMİYORUM!
Berkin’in ve Haziran direnişi şehitlerinin
katilleri bulunmadığı için TÜKETMİYORUM!
Ülkem bölünmeye götürüldüğü için TÜKETMİYORUM!
Birilerinin ayakkabı kutularının daha fazla
dolmasına katkıda bulunmamak için TÜKETMİYORUM!
Yargı, iktidar tarafından ele geçirildiği için
TÜKETMİYORUM!
Bu ülkede nefes bile alamaz hale geldiğim için
TÜKETMİYORUM!
Bizi bugüne kadar bir “tüketim makinesi”ne
dönüştürenleri protesto etmek için TÜKETMİYORUM!
Bu iktidardan kurtulacağım güne kadar
TÜKETMİYORUM!
Bu ülkeye sevdalı ve mücadele etmekten yorulmuş
herkesi, bu pasif direnişe katılmaya davet ediyorum!
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım, yeni kampanya önerisini daha okur okumaz,
“Tutmaz” diye burun kıvıran bezgin okurlara:
Tutup tutmaması senin elinde... Önce bir dene! Bu
tiranların şirketlerine para kazandırma... Kamu arazisi yağmalanarak yapılan o
evleri alma... Yüzde 60’ı vergiden oluşan otomobillere binme... İktidar yalakası
işadamlarının sahibi olduğu mağazalardan giyineceğine, pazardan giyin! Yeter ki
yenilgiyi kabullenip, 1.80 uzanma! Kısacası... Hadi beyim; yılmak yok... Unutma
ki her yıkım, yeni bir başlangıç için fırsattır!