‘Paralel kardeş’ işi!
Hesap verme korkusu!
Hulki CEVİZOĞLU
Hesap verme korkusu mu var ki, “Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığından inince hemen milletvekili yapılsın” isteniyor?
Konu şu:
Bu ülkede başka hiçbir insan kalmadığı için her siyasi makam hep Recep Tayyip Erdoğan’ın olsun isteniyor!
Aslında bunu isteyen Erdoğan, çaresizlikten (ya da başka bir anlaşma nedeniyle) AKP’liler onaylıyor.
Ağustos ayında -yine Anayasayı değiştirmezlerse- ilk kez halk Cumhurbaşkanını seçecek.
Başbakanlık Erdoğan’a ya az geldiği için ya kendisinden başka kimseye yakıştıramadığı için ya da kendisine hukuki ve siyasi koruma sağlayacağı için Cumhurbaşkanı olmak istiyor.
Büyük bir olasılıkla da –ve muhtemelen ilk turda- seçilecek de.
Bunu hallettiler, sıra başbakanın kim olacağına (Erdoğan’ın makamını kime teslim edeceğine) geldi!
Gül ile Erdoğan Putin ile Medvedev’e benzediği için her makamı sırayla yapıyorlar. Aslında önceleri Erdoğan’ın önünde hep engeller olduğu için geçici olarak o makamlara Gül getiriliyor.
Şimdi “Cumhurbaşkanlığı sırası(!)” Erdoğan’da.
Ama deniyor ki “Abdullah Gül de Başbakan olacak ama milletvekili olmadığı için hemen Başbakan olamaz.”
Niye ki?
Yasalarımıza göre, milletvekili olmayan bir kişi dışardan Başbakan, bakan ve kamuda da vali olabiliyor. Nitekim, süper strateji profesörümüz Ahmet Davutoğlu, yüzlerce milletvekili varken dışardan Dışişleri Bakanı oluvermedi mi?
Gül, niçin hemen ‘araseçim oyunuyla’ milletvekili olacakmış?
Çankaya’dan indiği gün ‘dokunulmazlığı kalmayacağı’ için, kendi ‘paralel kardeşlerinden’ birisi hakkında dava mı açar?
Hadi canım, güldürmeyin! Telaşa gerek yok.
SİYASET TÜCCARLIĞINA SON!
Bu arada, AKP’li 73 milletvekili ’3 dönem kuralını’ içeren tüzük maddesinin değişmesini istiyor!
Niçin?
4. kez milletvekili olmak için.
Sanırsınız ki, bu insanlar kendi güçleri ile seçiliyor!
Sanırsınız ki, AKP’de 3 dönemdir milletvekili seçilen bu insanlar olağanüstü yeteneklere sahip!
Sanki vazgeçilmez insanlar!
Sanki Erdoğan’a rağmen iradeleri varmış da bunları uygulamışlar gibi!
Sanki bu insanlar vekil olmadan önce, çok tanınmış ya da çok önemli başarılara imza atmış insanlarmış gibi!
Kerameti kendilerinden menkul sanıyorlar…
Yok öyle bir şey.
Erdoğan’ın kendilerine bir değil “tam 3 dönem lütufta bulunduğuna” şükretsinler.
Kendilerine “tuzluk” demediği için de şükretsinler.
Peki, Erdoğan niçin bu isimleri seçti? Parmak kaldırsınlar diye.
Ama şimdi o parmakları tehditkâr biçimde Erdoğan’a kaldırıyorlar. Erdoğan bu tehdide boyun eğer mi? Normal zamanda olsa hesabını bile sorardı ama kendisi de çok kritik eşikte olduğu için, büyük olasılıkla bunu değiştirip, kendisini de kurtaracak.
*
Bu ülkede bir dönem bile seçilemeyen çok değerli insanlar var.
AKP üzerinden tüm partilere söyleyeyim:
Beyler bırakın da bu ülkenin dışardaki değerli evlatları siyasete girsin ve gerçek hizmetin yolu açılsın…
***
Temel fıkrası:
Ölür müyüm?
Temel intihar etmek istiyormuş.
Dursun, “Pak Temel” demiş, “Şu binanun 25. katından atlasana! 3 günde ancak yere inersun!”
Temel sormuş:
“Peçi ölür müyüm?”
Dursun yanıtlamış:
“Tabii, 3 gün yeyup içmeden yasanur mu?”
*
GÜNÜN SÖZÜ:
Bir yerde küçük insanların gölgeleri büyüyorsa, orada güneş batıyor demektir. - Çin ATASÖZÜ