Uyuma ve susma aracı
‘Atatürk’ün anlatmak istediği buydu!’
Yaşar Nuri ÖZTÜRK

Şöyle yazıyor:
“Değerli hocam! Hangi samimi ve temiz Müslüman, hatta, merak saiki ile de olsa, Müslüman olmayan insan vardır ki, şu soruyu, kendine sormamış, üzerinde düşünmemiş olsun:
‘Kur’an gibi bir kitabı, Hz. Muhammed gibi bir peygamberi varken, İslam âleminin ve Müslümanların perişanlığının, bitip tükenmek bilmeyen çilelerinin sebebi nedir? Müs-lümanlar ile aklın, bilimin, aydınlanmanın ve uygarlığın arasındaki aşılmaz, yıkılmaz duvarlar nedendir? Bunları kim ördü?’
“Yüzyıllar boyunca, ilim ve vicdan sahibi birçok insan, bu soruyu muhtelif yönlerden cevaplamıştır. Ancak, okuyunca görülüyor ki, o trajik, ıstıraplı sorunun, hiçbir kuşkuya yer bırakmayan, açık, net cevabı, derli toplu bir biçimde, ‘Allah İle Aldatmak’ adlı eseri-nizde verilerek, İslam kamuoyuna ve Müslümanların vicdanlarına iletilmiştir.”
“Allah İle Aldatmak kitabı, İslam’ın ve insanlığın, yüzyıllardır felaketi olmuş ve olmaya devam eden aldatışın, şeytanî şifrelerini çözmüştür.”
‘MÜKEMMEL BİR DAVA DOSYASI’
“Allah ile Aldatmak kitabı, hükme bağlanmış, mükemmel bir dava dosyası. Kılı kırk yaran bir soruşturma yapılıp müthiş bir iddianameye bağlanmış bir dosya. Allah İle Aldatma suçunun failleri olan ‘İdris sûretinde iblisler’ ve ‘Mürşit lakaplı müşrikler’ ile ilgili verilen hükmün isabeti hakkında, vicdanlarda, en küçük bir şüpheye yer bırakıl-mamıştır. Allah ile Aldatmak kitabı, Kur’an İslamı ile ‘tahakküm teolojisi’ne dayalı (günümüzün ünlü ve popüler tabiriyle) paralel, yapay İslamı birbirinden ayırıp Allah İle aldatmanın zalimlerini, tarih huzurunda mahkûm ediyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün de, Milletine anlatmak için çırpındığı bu değil miydi?”
“Karar gerekçesindeki şu satırların, okuyucunun hafızasından ve vicdanından, kolay kolay silineceğini sanmıyoruz:
“Din temsilcilerinin, tarihsel kötülüklerinin eleştirilmesinin bir insanlık görevi olduğu, bugün artık herkesçe, hatta, din temsilcilerince kabul edilmektedir.”
ALLAH İLE ALDATMA VARSA KURTULUŞ YOKTUR
Müslüman halklar, Ortadoğu despotizmlerinin hesabına uygun olarak kutsallaştırılmış buy-rukları din sanıyor, onları yaşıyor. Bu durumu çok iyi bilen aldatma sektörleri, halklara sürek-li dini kullanarak yaklaşıyor, onları daha ilk anda elsiz, dilsiz hale getirerek istediği şekilde ve istediği oranda aldatıp sömürüyor.
Müslüman halkın en büyük zaafı, dinini, uyanma ve sorgulama aracı olarak değil de uyuma ve susma aracı olarak kullanmasıdır. Bütün Müslümanların en büyük zaaflarından biri, belki de birincisi işte budur. En büyük zaaflarından biri bu olmasaydı, Kur’an “Allah ile aldatılma-yın!” ihtarına gerek görür müydü!
Bugün insanlık ve o arada Türk insanı, Allah ile aldatılmamanın en zorlu devresini yaşıyor.
Küresel ve organize aldatma sektörlerinin faaliyette olduğu bir süreçtir bu. İşte bu-nun içindir ki ‘Allah ile Aldatmak’ adlı kitabımızın küresel bir insanlık hizmeti verdiği-ne inanmaktayız.