Bütün sırların saklandığı, o banka
Türkiye’nin son 12 yıllık suç delillerinin F tipi örgüte yakın bir bankanın kayıtlarında bulunduğu bildirildi. Banka arşivlerinin incelenmesi halinde son 12 yıla ait birçok suç kanıtına ulaşılabileceği ifade edildi...Bütün sırlar o bankada
Kara para aklama, uyuşturucu, iktidarın
para transferleri arşivde...
F tipi örgüt yaklaşık bir yıl öncesine kadar
bütün yasa dışı işlerlerinde kendi kontrolündeki bankayı kullandı. Bütün kara
para transferleri bu sır banka üzerinden gerçekleşti.
Türkiye’nin son 12 yıllık suç delillerinin F tipi
örgüte yakın bir bankanın kayıtlarında bulunduğu bildirildi. Banka arşivlerinin
incelenmesi halinde son 12 yıla ait birçok suç kanıtına ulaşılabileceği ifade
edildi.
Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre, son
dönemlerde büyük sıkıntı içinde olan F tipi örgüte ait olduğu iddia edilen bir
bankanın arşivi Türkiye’nin 12 yıllık sırlarını kapsıyor. Emniyette üst düzeyde
görev yapmış müdürler de aynı görüşte. Banka arşivinde birçok suçun deliline
ulaşılabileceği düşünüyorlar.
Edinilen bilgilere göre F tipi örgüt yakın zamana
kadar bütün para transferlerini bu bankadan yaptı. AKP ile iktidara ortak olduğu
için güvenlik zafiyeti gösterdi. Yurtiçi, yurtdışı bütün para akışı kayda girdi.
Gelen paralar ve yapılan ödemeler örgütü açığa çıkaracak boyutlarda. CIA’nın
bazı para transferlerinin de aynı banka üzerinden yapıldığı konuşuluyor. Cemaati
yakından tanıyan emniyetçiler, “Banka arşivine girilirse ek delile gerek kalmaz. Örgüt bütün hatlarıyla ortaya çıkar” ifadesini kullanıyorlar.
17.12.1996 tarihinde MİT, Müsteşar Köksal Sönmez
imzasıyla Başbakan Erbakan’a “kişiye özel” ve “çok gizli” damgalı bir Susurluk
raporu gönderdi. Devletin arşivine de giren bu raporda “Fethullah Hoca’nın
Çiller’in kara para aklama işinde gizli ortağı” olduğu belirtiliyor.
Geçmişte kara para aklama işinin mafya tarafından
yürütüldüğünü, daha sonra bu işte F tipi örgütün devreye girdiğini, kara para
aklama işinde en büyük payın F tipi örgüte geçtiğini vurgulayan emniyet
kaynakları, “Bunlar kara para aklama işinde de bu bankayı kullandılar. Bu işler
için de kayıt sistemi oturmamış Afrika ülkelerini ve Türk Cumhuriyetlerini
kullandılar. Arşivlere girilirse her şey görünür. Bazı para transferleri de
uyuşturucu parası. Emniyet arşivlerinde bu konuda bilgiler var. Arşivler
uyuşturucu kaçakçılığını, kimlerin yaptığını da açığa çıkarır. Bu işte alınan
komisyon yüksektir. İşin üzerine gidilirse arkası çorap söküğü gibi gelir”
yorumunda bulundular.
Bir başka iddia da Wikileaks belgelerinde ve
Silivri Cezaevi’nde yaşamını yitiren Kaşif Kozinoğlu’nun Aydınlık’a ulaştırdığı
el yazısı notlarındaki Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen yurt dışındaki
paralarla ilgili. Bu paraların transferinde de bu bankanın kullanıldığı öne
sürülüyor.
17 Aralık olayı ile Erdoğan’la kavganın
büyümesinden sonra bu konu ile ilgili olarak F tipi örgütten gelen mesajlar da
dikkat çekiciydi. Seçim öncesi açıklanacağı söylenen belgeler arasında bu konu
da yer almıştı.
Ergenekon tertibi sürecinde faaliyet yürüten
yasadışı dinleme, izleme ekibi de bu banka ile bağlantılı. Tertipte görev alan
kişilere bu bankadan bankamatik kartı verilerek maaş ödendiği ortaya çıktı. Bu
ekipte görev alan bir eleman bir MHP milletvekiline,”Bizim bu bankayla hiçbir
ilişkimiz yok. Ama paraları bu bankadan alıyoruz. Bize verilen bankamatikle her
ay yatırılan parayı çekiyoruz” demesi dikkat çekti.
Kayıtlarına girildiğinde yasadışı dinleme ve
izleme ekibinin de ortaya çıkacağı ifade ediliyor.Bankanın durumu iyi değil.
Hükümetle kavga öncesinde bankanın durumu ele alınmış ve bu bankaya el konulması
gündeme gelmişti.
Ancak bankayı sıkıntıya sokan büyük ölçekli kredileri
ödemeyenlerin çoğunun Erdoğan’ın yakın çevresinden olduğu görülünce
vazgeçilmişti. Ekonomi yönetimi “Türk bankacılık sistemine güvensizlik oluşsun,
zarar görsün istemedik” dese de asıl nedeninin başka olduğu kaydediliyor.
Organize suç örgütleriyle uluslararası düzeyde
mücadele eden kurum ve kuruluşlardan Türkiye’ye yönelik suçlamalar hiç
eksilmedi. Son yıllarda ise daha da arttı. Türkiye’ye “Kara para mücadelesinde
eksiksiniz” uyarısı sıkça yapıldı. Bir süre önce ABD’den de, kara para aklama
listesinde yer alan Türkiye’nin gerekli reformları yapmadığı açıklaması
geldi.
ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet
gösteren Finansal Suçlar Uygulama Ağı (FinCen)’in yayınladığı bildiride, “Para
aklamada yasal düzenlemeleri tamamlamayan Türkiye, uluslararası finansal sistem
için risk taşıyor” açıklaması yaptı.
FATF, geçen yıllarda da Türkiye’yi terörizmin
finansmanının engellenmesi konusunda hazırlanan anlaşmayı imzalamadığı için kara
para aklama cenneti olarak suçlamıştı.
Başbakan Erdoğan ile F tipi örgüt arasında
yaşanan gerilimde iki taraf da birbirini kara para aklamakla suçlaması dikkat
çekti.
Geçmişte birbirlerinin bilgisi dahilinde yapılan
işlerin ortaya çıkması gündeme gelince iki tarafın da suçu diğerinin üzerine
atmak istemesi beraberinde bazı sırların da açığa çıkmasına yol açtı.
Taraf’tan Hüseyin Özay’ın “17 Aralık’tan ‘eroin
ve silah kaçakçılığı’ paraları çıktı” başlıklı haberinde, Mali Suçları Araştırma
Kurulu’nun (MASAK) Reza Zerrab’a ait olduğu iddia edilen Royal Hoding A.Ş.’nin
alt firmaları olan Durak Döviz A.Ş., Tural Ltd., ve Pırlanta Ltd., şirketlerinin
İran ve Dubai’ye külçe altın ihraç ederek, kara para aklama işini
gerçekleştirdiği öne sürüldü.
Haberde “Yani altın ticaretinin arkasından da, suç
gelirlerinin aklanması çıktı... Irak’tan ve İran’dan elde edilen, uyuşturucu ve
silah kaçakçılığı gelirlerinin, Kapalıçarşı’daki bazı döviz büfeleri aracılığı
ile aklandığı belirlendi... İstanbul Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne 7
Mayıs 2010 tarihinde gönderilen bir ihbar mektubunda, Reza Zarrab’ın İstanbul
Beyazıt’taki döviz bürolarını kullanarak, milyarlarca dolarlık kara parayı
akladığı vurgulandı” denildi.
Aydınlık