‘O, Türk ulusu adına konuştu’

Türkiye’nin önde gelen hukukçularından Feyzioğlu’na destek. Erdoğan’ın peşine takılan Cumhurbaşkanı ve Danıştay Başkanı ise kınandı...

Hukukçular’dan Feyzioğlu’na destek:
 .
‘Türk ulusu adına konuştu’


TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Başbakan’a tarihi bir ders veren konuşmasını Türkiye’nin önde gelen hukukçuları destekledi. Erdoğan’ın peşine takılan Cumhurbaşkanı ve Danıştay Başkanı ise kınandı...

Türkiye’nin önde gelen hukukçuları arasında sayılan eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Yargıtay Onursal Savcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi eski üyesi ve Başkanvekili Güven Dinçer ve ADD Başkanı Tansel Çölaşan, Başbakan Erdoğan’ın Danıştay’ın yıldönümü töreninde TBB Başkanı Metin Fevzioğlu’nun konuşmasına müdahale etmesine “Başbakan sinirlerine hakimiyetini kaybetti” şeklinde değerlendirdi. 

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na “Türk ulusu adına konuştu” diye destek veren hukukçular, Erdoğan ile birlikte toplantıyı terk eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’e de tepki gösterdi.

Aydınlık’a konuşan hukukçuların tepkileri şöyle:

Başbakan sinirlerini kontrol edemiyor’
Eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk:

Böyle bir günde, TBB ağırlıklı olarak Türkiye’de hukuk devleti ilkesine aykırı düşen uygulamaları sorgulaması gerekirdi. TBB Başkanı geniş tutmuş konuşmasını... Örneğin Van’daki deprem evleri konusuna kadar girmiş. Aslında çok daha özlü bir konuşma yapılabilirdi. Ama böyle olması başbakanın tepkisi haklı kılmaz. Öyle anlaşılıyor ki sayın başbakan sinir hakimiyetini kaybetmiştir. Bir başbakan böyle bir davranış içerisinde olamaz. Hele kürsüde olan bir kimseyi çok ağır sözlerle, yalancı, edepsiz gibi sözlerle hitap etmiş...

Eleştirilere tahammül edemiyor’

Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu: Bu olayı izlemek insana sadece üzüntü veriyor. Söylenebilecek başka fazla bir şey yok. Gerçekte devlet adamı ile siyaset adamı arasındaki farkı çok net bir biçimde ortaya koyan bir olay bu. Elbette ki, böyle bir toplantıda, devlet adamının yapacağı iş herhalde eleştirilere tahammül etme olayıdır. Fevkalede üzüntü vericidir. Bu devlet protokolünü hiçe saymaktır. Neresinden baksanız kabul edilebilecek bir olay değil. Olmasa çok iyi idi. Bu herhalde Anayasa mahkemesinin kuruluş yıldönümünde içe atılan bir takım duyguların fırsat sayılarak dışa durumu.

‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı peşine takılamaz’

Anayasa Mahkemesi eski Başkanvekili Güven Dinçer: Cumhurbaşkanı, Başbakanın böyle bir hareketinin arkasından koşamaz. Aynı şekilde sayın Genelkurmay Başkanı da. Danıştay Başkanı da kınıyorum. Onun arkasından koşması onun görevi değildir. Gelelim sayın TBB Başkanına. Türkiye’de doğruyu söyleyen, adalet ve hukuk üzerine doğruyu konuşan insanların sesi kısılmıştır. TBB Başkanı bütün Türk ulusu adına söylemiştir, bunları. Hepsi yerden göğe kadar haklıdır.

‘Başbakan, ya demokrasiyi öğrenecek ya da bırakıp gidecek’

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel 0Başkanı Tansel Çölaşan: Olay, Danıştay’a ve hukuka bir saldırıdır. Başbakan artık çok yorgun, herhalde sinirleri çok gevşemiş.. Ve çok alışmış herkesin sözünü yapmasına ve herkesin biat etmesine... Barolar Birliği Başkanı hukukun gereğini yaptı. Uzun veya kısa konuşma, bu tenkitlerinin gerekçesi olamaz. Aslında yargı bu kadar hücum ve işgal altında iken, Danıştay Başkanının daha fazla şeyler söylemesi lazımdı. Dünkü toplantı savunmayı temsil eden Barolar Birliği başkanının her halde hukuksuzlukları anlatması için en uygun zemindi. Gelenektir bu. Danıştay daha kısa konuşur, Danıştay başkanını söyleyemedikleri de Barolar Birliği başkanları söyler.

Eski Danıştay Başkanı Nuri Alan: Cumhurbaşkanı niteliklerine sahip değil

Dünyada örneği olmayan iki olay da Danıştay’da yaşandı. Birisi Danıştay içine kadar girilerek cinayet işlenmesi. Diğeri de “Danıştay ve İdari Yargı Günü”nde yaşanan önceki günkü olay. Bu iki olayın da ne yazık ki dünyada örneği yok. Danıştay’ın kuruluş törenlerindeTBB Başkanının konuşması geleneksel bir durumdur. TBB Başkanının konuşmasının uzun olması eleştirilebilir. Ama Başbakanlık makamında oturan birinin böyle bir tavır göstermesi kabul edilemez. Bu davranışı, daha önceki eylem ve söylemleri de dikkate alındığında, Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisi tarafından aday olarak katılması öngörülen Erdoğan’ın bu görevin gerektirdiği niteliklere henüz sahip olmadığını açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bunun dışında toplantıyı terk ediş biçimi de Cumhurbaşkanlığı makamı yönünden uygun olmamıştır. Cumhurbaşkanının en baştaki görevi birleştirici olmasıdır. Yasama, yürütme, yargı arasında eşgüdümü sağlamaktır. Ama törenlerinde izlediğimiz Başbakan Cumhurbaşkanı için yeterli niteliklere sahip değildir. Bu net olarak görülmüştür.

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..