Bataklığa sürüklenmek mi, yoksa?



Türkiye nefes aldı!

Mustafa MUTLU
SivriSinekCaz27 Haziran 2014 Cuma akşamı saat 22:00 itibarıyla, bu ülkede yaşayan insanların önemli bir bölümü büyük bir çaresizlik içindeydi.

Cumhurbaşkanlığı için sadece iki isim öne çıkmıştı…

Başbakan Erdoğan, “Cumhurbaşkanı seçilirsem tüm yetkilerimi kullanırım” diyerek parlamenter sistemi yıkacağının ve “başkanlık sistemi”ne zorla geçiş yapacağının sinyallerini veriyordu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Bahçeli ise bula bula dinci bir aday bulmuş ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın eski Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu için milletvekillerinden imza toplamaya başlamıştı.
Sinirler gergindi.

91 yıllık cumhuriyet devletinde, cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerine saygılı bir aday çıkarılamamıştı.

Çünkü sistem, dinci iktidar partisi ile teslimiyetçi muhalefet partileri tarafından resmen kilitlenmişti.

***
CHP’nin içinde yaklaşık 25-30 kişilik bir grubun rahatsız olduğu söyleniyordu.
Ancak cumhurbaşkanı adayı göstermek için gereken 20 vekil bir türlü ortaya çıkmıyordu.

Herkes “birinci”yi bekliyordu.

O “ilk imza” atılsa, gerisi çorap söküğü gibi gelecekti ama… O “çılgın” bir türlü çıkarılamıyordu.

***
Saatler 22:00′yi gösterdiğinde sunucu kardeşim Can Karadut’la birlikte her cuma gecesi olduğu gibi Kral Çıplak’ı sunmak için Ulusal Kanal stüdyosundaydık…

Konuğumuz, Türkiye’nin yetiştirdiği sayılı anayasa profesörlerinden ve CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum’du…

CHP’nin ve MHP’nin cumhurbaşkanı dayatmasından duyduğum büyük sıkıntıyı, yayından hemen önce Süheyl Hoca’ya uzun uzun anlatmıştım.

Hatta planladığım “eylemi” de kendisiyle paylaşmıştım.
Bu ülkenin bir “Ulubatlı”ya, bir Hasan Tahsin’e ihtiyacı vardı. Krize dönüşen şu ilk imza atılmalı, cumhuriyetin kurum ve kurallarına inanan milyonların yüreklerine su serpecek aday artık öne çıkarılmalıydı.

Bana göre, bunu yapacak kişi de Süheyl Batum’dan başkası değildi!

Tamam; halk tarafından seçilecek ilk cumhurbaşkanı olmayı belki de en fazla o hak ediyordu ama böyle zamanlar, özveri zamanlarıydı. “Hocalar” önden gitmeliydi.

***
O da benimle aynı fikirde olmalıymış ki daha, “İlk imzayı bu gece atalım mı?” diye sorduğumda, “Harika olur” yanıtını verdi.

Adayı, eski hâkim ve YARSAV Başkanı, CHP Milletvekili Emine Ülker Tarhan’dı.

Yayın başladı; Süheyl Hoca’yla birlikte içinde bulunduğumuz tabloyu kısaca özetledikten sonra konuya geldik:
Süheyl Hoca, kendisinin cumhurbaşkanı adayının Emine Ülker Tarhan olduğunu açıklayınca, daha önceden birlikte hazırladığımız ve aday ismini yazmadığımız dilekçeyi önüne ittim.

Hiç düşünmeden aldı ve Emine Hanım’ın adını yazdı.
İşte o anda, Ulusal Kanal’ın santralı kilitlendi. Binlerce vatandaş ağlayarak arıyor ve duyduğu mutluluğu anlatmaya çalışıyordu.

Ülkenin ve hatta dünyanın dört bir yanından sevinç e-postaları yağıyordu.

***
Haber kısa sürede tüm ülkede duyuldu. Dayatılan iki dinci adaydan birini seçmemek için sandığa gitmemeye yemin eden milyonlar, oy verebilecekleri bir aday bulmanın mutluluğunu yaşamaya başladı.

Herkes aynı anda öylesine derin bir nefes aldı ki; ülkenin üzerindeki karabulutlar dağıldı.

***
Dediğim oldu; 
Süheyl Hoca’nın imzasını dün yeni imzalar izledi.
Büyük bir olasılıkla bugün de çok sayıda yeni isim Emine Ülker Tarhan’ın adaylığının altına imza atacak…

Başta sevgili Süheyl Batum olmak üzere bize bu umudu ve sevinci yaşatan tüm yurtsever vekillere teşekkür ediyor, Emine Ülker Tarhan’ı tüm kalbimle desteklediğimi söylemek istiyorum.

GÜNÜN SORUSU
Sorum, iki ay boyunca yüze yakın sivil toplum örgütünü ziyaret edip, kimsenin aklına bile gelmeyen ılımlı İslamcı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu laik CHP’nin adayı olarak sunan Kılıçdaroğlu’na:
Emine Ülker Tarhan için gerekli imza sayısına ulaşılırsa ve Emine Hanım sizin adayınız Ekmeleddin Bey’i geçerse… Bunun, CHP’lilerin size artık güvenmediği anlamına geldiğini görüp istifa edecek misiniz?

DENİZ BAYKAL’A AÇIK ÇAĞRI…
Süheyl Batum’un ilk imzayı attığı dilekçenin yeterli sayıya ulaşması için, Ekmeleddin Bey’in adaylığına imza vermeyeceklerini ama parti içi hesaplaşmanın seçimlerden sonraya bırakılmasından yana olduklarını açıklayan Deniz Baykal ve Nur Serter gibi isimlerin imzasına gerek duyulabilir.

Bu isimlere, özellikle de Deniz Baykal’a sesleniyorum:
Bugüne kadar Türkiye’ye ne gibi hizmetlerde bulunduğunuzu hatırlamıyorum ama verdiğiniz çok büyük zararları arka arkaya sayabilirim.

Ne yazık ki; bu ülke, yine sizin ağzınızdan çıkan tek bir söze muhtaç hale gelebilir…

Yani, atacağınız bir imzaya ihtiyaç duyulabilir.

İşte…
Bu kez de bu imzayı atmayıp, Türkiye’yi Ekmeleddin İhsanoğlu ve Recep Tayyip Erdoğan arasında seçim yapmaya mahkûm eden Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alırsanız, sadece kendi sonunuzu hazırlamakla kalmayıp, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de bataklığa sürükleyen isimler arasına girersiniz…

Yani gözümüz üzerinizde Sayın Deniz Baykal:
Umarız Süheyl Hoca’nın ilk imzayı attığı dilekçenin son imzası da sizden gelir.
Bunun aksi bir olasılığı aklıma bile getirmek istemiyorum!

GÜNÜN İSYANI
İsyanım Umut Oran, Melda Onur, Tanju Özcan gibi, Ekmeleddin Bey’in adaylığı açıklandığında sert tepki gösteren ama sonra “parti disiplini” falan diyerek tükürdüklerini yalayan isimlere:

Madem devamını getirecek gücünüz yoktu, o zaman neden siz de diğer vekil arkadaşlarınız gibi en başından boyun eğmediniz? Bu tavrınızla siyaset hayatınızı bitirdiğinizin farkında mısınız?


➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..