Tayyip ve Allah korkusu



ALLAH KORKUSU VARSA

 BAŞBAKANLIKTAN İSTİFA EDER



Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Bey; nihayet, görkemli bir tören ve bu törende yaptığı içi boş ve yalanlarla dolu bir konuşma ile Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı.

Tayyip Bey, adaylığının açıklandığı törende yaptığı konuşmasında,hitabet gücü yine tavan yapan, islami motiflerin had safhada yer aldığı, dayandığı tabana damardan giren ve tabanını etkileyen, Bülent ARINÇ gibi sulu gözleri duygulandırarak göz pınarlarından yaşlar süzülmesine neden olan, ancak, önceki beyan ve davranışlarıyla taban tabana zıt, yalanlarla dolu uzun bir konuşma yaptı.

Bundan önceki yazımızda, Tayyip Bey’in adaylığının açıklandığı törende yaptığı uzun konuşmasıyla ilgili bir değerlendirme yapmış ve Tayyip Bey’in, konuşmasında iddia ettiği gibi, birleştirici ve 77 milyonun Cumhurbaşkanı olamayacağını, yine konuşmasında iddia ettiği gibi, demokrasinin ve özgürlüklerin çıtasını daha da yukarılara çıkaramayacğını, zira bu konudaki geçmiş sicil ve karnesinin bozuk ve kırıklarla dolu olduğunu değerlendirmiştik.

Tayyip Bey, yaptığı konuşmasında, sürekli olarak, ikbal, şan, şöhret,makam ve mevki için politika yapmadığını, Cumhurbaşkanlığına da bunun için aday olmadığını,Allaha ve millete hizmet için politika yaptıklarını ve bu nedenle de Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklamıştır.

Tayyip Bey’in bu beyanı da samimi ve inandırıcı olmayıp gerçek dışıdır.

Zira, bir önceki yazımızda da açıkladığımız gibi, Cumhurbaşkanını halk da seçse, herkesin uymak zorunda olduğu Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri bellidir.Cumhurbaşkanı Anayasada yazan görev ve yetkileri ile sınırlı olarak bu millete hizmet verebilir.Anayasamızın Cumhurbaşkanına tanıdığı görev ve yetkiler sınırlı ve sembolik olup, ülkemizde cari olan Parlamenter sisteme ve Anayasamızda yer alan hükümlere göre, Tayyip Bey’in şu anda oturmakta olduğu ve bırakmak istediği Başbakanlık koltuğu, millete daha fazla ve sınırsız hizmet etmeye en elverişli yegane koltuktur.


Tayyip Bey şayet yalan söylemiyor ve beyanlarında samimi olsaydı, Başbakanlık koltuğunda kalır ve asla Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymazdı. Zira, akıl ve mantık bunu gerekli kılıyor.

O nedenle, Tayyip Bey’in, konuşmasında altını çizerek yer verdiği, Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklarken, ikbal, makam,mevki ve koltuk merakı olmadığına, hizmet için aday olduğuna yönelik beyanlarına, ancak gülüp geçilmelidir.


Tayyip Bey’in, törende yaptığı konuşmasında ilk kez dillendirdiği birinci vizyon,1994 senesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine girdiği sırada, yoksul bir mahalle kız çocuğunun, annesine ait iki adet bileziği kendisine vererek, annesine atfen söylediği, “seçilirsen bizi unutma” sözlerini ve bu çocuğun bakışlarını hayatı boyunca unutamadığı ve bu kız çocuğunun bakışlarının sürekli gözünün önünde canlandığına ilişkin öykü de, kimse kusura bakmasın ama, bize pek inandırıcı gelmedi ve bu öykünün sonunu da öğrenemedik doğrusu.

Bu iki bilezik şu anda nerede, Tayyip Bey’in çıktığı uzun ve zorlu politika yolculuğunda edindiği hatırı sayılır servet de, bu iki bileziğin payı nedir, kendisine iki bilezik veren bu kız çocuğunu ve annesini Belediye Başkanı ve daha sonra Başbakan olduğunda arayıp bulmuş ve onların dertlerine merhem olmuş mu? Ben merak ettim doğrusu.Öykünün giriş bölümünü, ilk kez,Cumhurbaşkanlığa adaylığını açıkladığı milyonların önünde açıkladığına ve bunda bir sakınca görmediğine göre, öykünün gelişme ve sonuç bölümünü de açıklayıp bizi meraktan kurtarırsa Tayyip Bey’e minnettar kalacağız.


Gevezeliğimiz tuttu ve lafı uzattık, bu yazımızda asıl amacımız, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyan Tayyip Bey’in, silahların eşitliği ilkesi uyarınca, Başbakanlıktan istifa etmek zorunda olduğunu açıklamaktır.
Daha önce de “Cumhurbaşkanı Seçiminde Silahların Eşitliği” başlıklı bir makale yazmış ve bu yazımızda özetle;  
“ Silahların eşitliği, hukukta olduğu kadar, siyasette de çok önemlidir. Sayın ERDOĞAN’ın deyimiyle, milli iradenin tam ve adil bir şekilde ortaya çıkması ve temsilde adaletin sağlanabilmesi için, siyasetin tüm figürlerine tanınan olanakların eşit olması, eşit olanaklarla yapılan yarıştan çıkan soncun da, kamu vicdanını tatmin etmesi zorunludur.” değerlendirmesini yapmıştık.

Konuşmasında Allahın adını dilinden düşürmeyen, dualar eden, hak ve adaletten dem vuran, adeta karınca ezmez Tayyip Bey; kendisine gerçekten güveniyorsa, gerçek anlamda Müslüman ise, kendisinde gerçekten bir Allah korkusu, kul hakkına saygı anlayışı, hak ve adlet ilkelerine, etik değerlere sahibiyet duygusu ve bu değerlere saygısı varsa, Yüksek Seçim Kurulunun, etik değerlere ve evrensel hukuk kurallarına aykırı olarak, taraflı bir şekilde aldığı, istifa zorunluluğunun bulunmadığına ilişkin kararına ve yasadaki boşluğa sığınmadan, Başbakanlık görevinden istifa eder ve hiç değilse bundan sonraki geriye kalan zaman zarfında, diğer Cumhurbaşkanı adaylarıyla, Başbakanlık nüfuzunu ve Devlet imkanlarını kullanmadan, eşit koşullarda propaganda faaliyetine devam ederek halkın önüne çıkar.

 
Tayyip Bey, Başbakanlık görevinden istifa etmeyerek, Başbakanlık makamının yetkilerini, olanaklarını, nüfuzunu ve manevi gücünü, Devletin tüm maddi imkanlarını kullanarak seçime katılır ve Cumhurbaşkanı seçilirse, kamu vicdanı sızlayacak ve sızlayan bu kamu vicdanı, asla, onun Cumhurbaşkanlığını kabullenmeyecektir.

İlk Kurşun

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..