‘Hadi beyler, ‘TIPIŞ TIPIŞ’ bırakın gidin’
İhsanoğlu'nun çatı adaylığına karşı çıkan usta köşe yazarları, seçim sonuçlarının ardından muhalefet partilerini eleştirdi...Muhalefete tepki yağdı:
‘Tıpış tıpış, bırakın gidin kardeşim’
Yazarlar, İhsanoğlu'nun hangi projenin adamı olduğunu sordu:
Bitmedi mi CHP
“CHP kazandı…”
Eee artık ayıp oluyor…
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve sırtında ana muhalefet partisi olmanın vebalini taşıyan CHP, imama karşı bir hafız bulup denediyse de olmadı…
Bu imamımsı tutku, cumhuriyeti gömmeye kadar gider mi bilmiyoruz…
Kim olduğu bilinmeyen “tatilciler” suçlu, ama kapı gibi CHP suçsuz…
Olabilir mi?..
CHP yönetiminin gezi ruhunu kenara itip bir hafız adaya “evet” deme hakkı vardı da… Atatürkçü seçmenin kendisinden olmayan bir adaya “hayır” deme hakkı yok muydu?..
Pekiii…
Elin adamı bunca kir pas, skandal, rezalet ile sokağa kendisi çıkamayıp, ama her gün milyonlarca insanı miting meydanlarına taşıdı da, sen yüreği pır pır atan cumhuriyetçileri nasıl olur sandık başına getiremedin?..
“Ana muhalefet ne yazık ki CHP… Kimin cumhurbaşkanı olması gerektiğini gidip Mazlum-Der ile MÜSİAD’a soruyor, deli olursun…
Şimdi…
CHP hiçbir şey olmamış gibi yapamaz…
Atatürk cumhuriyeti yıkıldı…
Daha ne olsun?..
Cumhuriyeti kuran CHP’yi, cumhuriyeti gömen CHP yapanlara burnumuzun direği sızlayarak, içimiz acıyarak soruyoruz:
Orada oturmaya devam mı?..
Bitmedi mi işleviniz?..
Yetmedi mi?..
Bekir Coşkun – Sözcü
***
Olmak ya da olmamak
Lâmı cimi yok! Kimse bahane uydurmasın! Bu seçimin mağlubu Ekmeleddin İhsanoğlu değildir! Ya kimdir? Seçimin mağlupları CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir. Ekmel Bey, çok kısa bir sürede elinden geleni yaptı. Eşit olmayan adaletsiz bir yarışta ciddi oranda oy aldı. Defalarca yazdım Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli adamı ortaya attı “Ne halin varsa gör!” dedi. İki büyük parti, Türkiye çapındaki tüm örgütlerine rağmen bir tek miting bile yapmadı! İki muhalefet lideri “Lâf olsun, torba dolsun” misali, günlerini laf salatası ile geçirdi. Bu durumda ne bekleniyordu ki? Ekmeleddin İhsanoğlu “Galip sayılır bu yolda mağlup” diyor, ancak Durum pek öyle değil. Galip galiptir, mağlup mağluptur! Erdoğan, yaptığı balkon konuşmasında ılımlı mesajlar vererek “77 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım” dedi ama hiç inandırıcı değil! Çünkü, aynı sözleri daha önce de defalarca söylemiş fakat hiçbirini tutmamıştı! Türkiye’yi çok kritik, hayati bir dönem bekliyor! Hamlet’in dediği gibi “Olmak ya da olmamak! İşte bütün mesele bu!”
Rahmi Turan - Sözcü
***
Tıpış tıpış
...2014 Çankaya seçimi.
Akp kazandı.
Chp genel sekreteri Gürsel Tekin, bu seçimin kazananı chp’dir dedi.
Kılıçdaroğlu ise, bu seçimin galibi Erdoğan değildir, sayın İhsanoğlu’dur, siyaset dünyamız çok önemli bir aktör kazandı, bugün seçim olsa yine sayın İhsanoğlu’nu aday gösterirdim dedi.
Bi anlık gaflet değildir.
Beş yıllık dalalettir.
Israrla haykırıyorum...
Tsk’ya kurulan kumpas, chp’ye de kuruldu. Yeni chp’nin başına paraşütle indirilenlerin amacı, partiyi partisizleştirip, bop eşbaşkanı zihniyetini olabildiğince iktidarda tutmaktır.
Chp’yi geri almadan, Türkiye Cumhuriyeti’ni geri alabilmek
mümkün değildir.
“Halka rağmen, halka yalan söylemeyen” yurtsever gazetecilere, üç günlük zıpçıktılar tarafından Halk tv ekranlarından hakaret edilmesi... Mümtazer Türkönelerle Cengiz Çandarlarla Ertuğrul Günaylarla saf tutulması, hazindir.
Milyonlarca chp’li, kendisini
temsil etmeyen tiplerden bıktı usandı, harakiri yaparcasına sandığa küstü.
Milyonlarca insan, sırf Tayyip
Erdoğan kazanmasın diye, istemeye istemeye, içine sinmeden Chp’ye oy vermekten yoruldu.
Amerikan mandacılarınızı, ikinci cumhuriyetçilerinizi, tescilli ajanlarınızı, goygoycu gaztecilerinizi alın... Tıpış tıpış, bırakın gidin kardeşim.
Yılmaz Özdil – Hürriyet
***
Sessiz çığlık...
Zahmet edip de siyaset yapsaydınız,
Zahmet edip de halka gitseydiniz,
Zahmet edip de muhalefetin yıldırıcı gücünü Erdoğan’a gösterseydiniz,
Zahmet edip de sindirilmiş, acı içinde alternatif arayan insanlara umut veren projeler inşa etseydiniz,
Tıpış tıpış halka gitseydiniz de son dakika çatıdan dayatacağınız yere, temelde neler olup bittiğine, neler yaşandığına, ne istendiği ile alakadar olsaydınız...
Zahmet edip de seçime iki ay kala değil, 30 Mart’ın ilk tur mahiyetine büründüğü Cumhurbaşkanı seçimine yönelik aday çalışmalarınızı bari hiç olmazsa 18 Aralık öncesi yapıp millete bir işaret fişeği atsaydınız..
Üstelik Selahattin Demirtaş kadar da mı cesaretiniz yoktu Erdoğan’ın karşısına çıkmaya?..
Selahattin Demirtaş kadar da mı seçim çalışması yapacak gücünüz ve motivasyonunuz, hatta millet sevginiz (!)yoktu?..
En başta itiraz etmiştim çatı adayı projesine..
Ama ne oldu?
Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli yenilmedi!..
Koltuklar kurtuldu!..
Suçlu, sandığa gitmeyen vatandaşlarla, Erdoğan’a oy veren dürüstlüğünden net şüphe duyulan vatandaşa oldu!..
Kısır muhalefet yine temize çıktı!..
Ahmet Takan – Yeniçağ
***
Pirus zaferi!..
Başbakan son seçimi de kazandı, sandıklarda hiç kaybetmeden Cumhurbaşkanlığı’na çıkıyor.
Yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri tabii siyasi atmosferin içinde değil, ağırlıklı olarak cemaat yapılanmasının hedefe konduğu ve yolsuzluk iddiaları arasında cereyan etti. Başbakan, kurucusu ve sürükleyicisi olduğu siyasi hareketin temel motivasyonunu, yasaklar, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele üzerine kurdu.
Düzmece olduğu Anayasa Mahkemesi’nce saptanan davalar ile vesayet kavramı ile kodlandırılan yasaklar, ki başta türban geliyor, gündemden düştü, eğitim ve sağlıkta, yapılan düzenlemeler ile yoksulluk ile mücadele hedefinde ilerlemeler kaydedildi.
Bazı bakanların ve yakınlarının karıştığı yolsuzluk soruşturmaları ve başbakan ve yakınları hakkındaki dinlemeler ile sihir bozuldu ve yolsuzlukla mücadele ayağı çöktü. İddialar vahim!... Başbakan (yeni cumhurbaşkanı) mücadeleyi sertleştirmeye kararlı, yolsuzluk konusunda bu evsafta iddialara muhatap olmak hem kariyerini zedeliyor hem de vitesi büyütmesine engel. Son seçimi de kazandı ama, isimsiz ve siyaset dışı bir adaya karşı, bütün devlet imkânlarını arkasına alarak ve olağanüstü gayretine rağmen % 50 bandını zor geçmesi, meşakkatli bir Cumhurbaşkanlığı dönemine işaret gibi... Eski Grek dönemlerinden bu yana, “yenilmeye mahkûm galibiyetler”, “Pirus Zaferi” olarak tanımlanıyor.
Yalçın Bayer – Hürriyet
***
Proje kimin?
Kemal Kılıçdaroğlu kendisi adına tatsız biten seçimin ardından:
- Bugün seçim olsa yine Sayın İhsanoğlu’nu aday gösterirdim.
- Tatilciler, boykotçular olmasaydı Erdoğan yüzde 51 oy oranını bulamayacaktı...
- Erdoğan’ı yüzde 55-57 gösteren o araştırmalar, yurttaşlarımızın sandığa gitmesini engelledi.
Gibi tesellilere yöneldi. Ama bunlar boş teselliler.
Aslında sorun seçim sonucunun da ötesinde bir yerde duruyor...
Sorun Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday gösterilme biçimidir.
Malum... Ekmeleddin İhsanoğlu adı ne CHP yetkili kurullarının toplantılarında... Ne Kemal Kılıçdaroğlu’nun sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantılarda geçti.
Tek bir kişinin bile aklına “Ekmeleddin” adını telaffuz etmek gelmedi.
Kemal Bey son gün Devlet Bahçeli ile görüştükten sonra elini şapkanın içine soktu, oradan tavşan çıkarır gibi İhsanoğlu adını çıkarıp masaya koydu...
Genel Başkan eğer CHP’de görevine devam edecekse Ekmeleddin İhsanoğlu adının kendisine hangi çevrelerden fısıldandığını hatta dayatıldığını açıklamalıdır.
Yoksa partililer ve seçmenler şöyle düşünecekler...
“Demek ki bu partinin bir görünen yetkili kurulları var... Bir de perde arkasında görünmeyen beyinleri. Kritik zamanlarda o meçhul kaynaklar Genel Başkan’ın kulağına kimi isimler veya siyasetler fısıldıyor. Genel Başkan da o kaynakları partinin yetkili kurullarının önüne geçirerek gelen talimatı uyguluyor.”
Melih Aşık – Milliyet
***
Millet kandırıldı
Tayyip Erdoğan ise daha ilk andan itibaren, çözüm süreci dediği federalleşmeye devam edeceğini söyledi ve Türk Milleti’ni, Türkiye Cumhuriyeti halkının tamamı olarak değil, etnik gruplardan biri olarak saydı,
“Türk Milleti” yerine de artık bayatlamış olan “Türkiyeli” kavramını kullandı!
Milletin adını tanımadığını bir defa daha gösterdi. Erdoğan ayrıca, TSK’ya operasyon yapmak, oğlunun evindeki kaynağı belirsiz paraları sıfırlamak, “yabancı ülke aleyhine asker toplamak” gibi suçlar işledi ve önce Suriye’yi ardından Irak’ı kana bulayan bir süreci başlattı. Yine PKK terör örgütü ile yasadışı yaptığı pazarlığı suç olmaktan çıkarmak için yasa çıkardı. Suçu işleyenin kendisini kurtarmak için çıkardığı yasa uygulanamaz!
Muhalefet için fazla söze gerek yok. Çünkü bana göre, uzun süreden beri, AKP, CHP ve MHP aynı üst akıl tarafından yönlendirililyor.
Üst akıl, CHP’yi yeniden yapılandırdı. Ekmeleddin İhsanoğlu ismi de CHP ve MHP dışındaki o üst akıl tarafından fısıldandı. Asıl hedef, zayıf aday çıkararak, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını garanti altına almaktı. Üstelik PKK bile seçime katıldığı halde milliyetçilerin adayı yoktu. Kimseye danışılmadan 3 Kasım 2002’de seçim kararı verilmesi de bir telefon emriydi.
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için MHP’nin oylamaya katılması kararı da o üst aklın eseriydi. Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklarını kaldırılması ve Siirt seçimlerinin yapılması da o üst aklın talimatıydı! CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, sadece bir seçimin kaybedilmediğini, CHP seçmeninin kandırıldığını söylüyor....
Sadece CHP seçmeni mi kandırıldı? 7’den 70’e bütün millet kandırıldı!
Arslan Bulut – Yeniçağ
***
CHP'nin sorunu
Türkiye yeni bir ekonomik ve siyasi yol ayırımında.
Yaşanılan bu gergin, sert sancılı/kaotik politik ortamın temel sebebi budur.
Şu an Türkiye’de bir yapay siyasal düzen vardır.
Artçı depremler TKP’den Cumhuriyet gazetesine kadar yaşanmaya başlanmıştır.
Asıl deprem CHP’de olacaktır. Çünkü…
CHP, Türkiye’nin geleceğe açılan kapısıydı.
Ne yazık ki, geleceği inşa etmek felsefesi/ Kemalist Devrim rotası yoldan çıkarıldı.
Sandığa mahkum siyaset, CHP’yi gericileştirip pragmatist bir parti yaptı.
İktidar olmak için her yol mubah oldu:
ABD elçisinden medet umuldu.
Cemaatçilerin verdiği bilgi-belgeyi açıklamak muhalefet yapmak sanıldı.
Erdoğanları ortaya çıkaran 1990’lı yıllardaki kriz politikalarının sorumlusu Beykoz Konakları lobisi yol gösterici yapıldı.
Dünyada halkçı partiler iktidara gelirken, “Halk Partisi” adı unutuldu; Altı Ok’tan utanıldı ve “Yeni CHP” ismi benimsendi.
Halka değil, kapalı kapılar ardındaki güçlere dayalı bu siyaset artık çıkmaza girdi.
Yanlış siyaset doğru yapılamaz…
Aslolan iktidar değil, saygıdır. Çünkü kalıcı olan iktidar değil partinin kişiliğidir. İnsanlar gurur duyacağı parti ister!
Bakınız:
Büyük olmak demek yön vermek demektir. CHP büyük bir partidir ama bundan haberi yoktur!
Niteliği, niceliğe/sayıya/istatisliğe mahkum etmiştir.
Temel sorunu, nasıl siyaset yapılacağını bilmemektir.
Soner Yalçın – Sözcü
***
Ercan Akyol
Sırtında taşıyanlar