Sahi, "Bu Nasıl Müslümanlık"
İleri demokrasi yerine ileri faşizmi getirdiler!
Mustafa MUTLU

AKP gelmeden önce halk, 'Asker varken, hiç kimse laik cumhuriyete dokunamaz. Haksızlığa uğradığında da hakkını yargıda arar' diye güvenirdi. AKP iktidarı ikisini de çökerttikten sonra, insanlarda bu güven kalmadı.
TSK'nın çökertilmesi, aynı zamanda ülkenin güvenliğinin çökmesine neden oldu.
'İleri demokrasiyi getiriyoruz' dediler ama polis devletini ve ileri faşizmi getirdiler. Şimdi başkanlık sistemini getirerek yaratılan bu duruma Anayasal bir kılıf geçirmek istiyorlar. O zaman tek adam diktası gerçekleşmiş olacak.
'Milli Merkez' diye anılan bir platformda, Atatürk'te birleşen siyasi partiler dahil, demokratik kitle örgütleri bir araya geldi ve 'milli gücü' birleştirmeye çalıştı. Türkiye'nin içinde bulunduğu çok kötü durumu bir bildiriyle açıkladılar, çarpıcı ve gerçek durumu özet olarak topluma duyurmaya çalıştılar:
'Demokratik ve laik cumhuriyetimiz, kuruluşunun 90. Yılında tehlikelerle karşı karşıyadır. Bağımsızlığımız, özgürlüğümüz ve aydınlanma devrimlerimiz bir karşı devrim saldırısıyla yok edilmeye çalışılmaktadır. Ülkemiz bir faşist diktatörlüğe sürüklenmektedir.'
Bir de ayetler karşısında AKP iktidarının durumuna bakalım:
AKP iktidarının, Allah'ın ayetlerindeki buyrukları rahatlıkla çiğnemekten çekinmediği anlaşılıyor.
Örneğin bir ayette, 'Haksızlık yapan azaba çekilir' deniliyor. Buna göre acaba, sadece haksızlıkları yapan AKP mi, yoksa bu partiyi iktidara getirdikleri için haksızlıklara ortak olan seçmenler mi azaba çekilecek? Sanırım ikisi de!
'Allah'ın şaşırttığını kim yola getirebilir?' diyor bir ayet... Buna göre Allah, AKP iktidarını şaşırtmış olmalı ki tüm yola getirme çabalarına karşın kötü isteklerine tutsak olmaktan ve haksızlık yapmaktan kurtulup 'doğru yol'a gelmiyor!
Hz. Peygamber, 'Rab'bim haksızlık etmekten beni men etti' demiş... Acaba Allah, bunları haksızlık yapmaktan men etmedi de onun için mi haksızlık yapmayı sürdürüyorlar.
Bu duruma göre acaba bunlar Allah'a ve Hz. Peygamber'e ihanet etmiş olmuyorlar mı?
'Şüphesiz Allah her şeyi işiten ve görendir' denildiğine göre, bunların yaptıkları her şeyi de görmekte ve bilmektedir. Bu nedenle AKP iktidarı için de ne yapmak gerekiyorsa takdir Allah'ındır."
***
Okuduğunuz bu sözleri 12 Eylül döneminde Adana Sıkıyönetim Komutanlığı yapan Emekli Korgeneral Nevzat Bölügiray'ın on dördüncü kitabı "Bu Nasıl Müslümanlık"tan aldım.
Yazar bu kitapta dini referans göstermekten ve politikaya alet etmekten çekinmeyen AKP yönetiminin icraatlarını, Kuran-ı Kerim'deki ayetlerle karşılaştırmış...
Arka kapaktaki bilgiye göre bu kitabın yazılması üç yıl sürmüş...
Keşke Togan Yayıncılık da artık klasikleşen telaşını bu kitapta göstermeseydi ve böylesine önemli bir eserdeki 465 tane yazım, 18 mantık ve 7 de bilgi hatasını düzeltmiş olsaydı!
Bu sayıları nasıl mı bu kadar kendimden emin bir şekilde verebiliyorum?
Çünkü ben kitapları, bulduğum hataların altlarını farklı renkteki kalemlerle çizerek ve numaralandırarak okuyorum.
Keşke önce yazarlar, sonra da yayınevi yöneticileri ve editörleri de kendi kitaplarına en az benim kadar özen gösterir hale gelebilseler.
***
Kısacası; eğer 248 sayfaya sığan 490 hatayı göze alabiliyorsanız bu kitabı okumanızı öneririm.
BU NASIL MÜSLÜMANLIK
Türü: Araştırma
Yazan: Nevzat Bölügiray
Yayınevi: Togan Yayıncılık
Baskı tarihi: 2014, Temmuz
Sayfa sayısı: 248
Fiyatı: 16 lira.
Not: Yazarı tanımıyorum ama yayınevinin sahibi İsmail Arlı'yı tanıyorum... Yayınladığı kitaplardaki yazım yanlışlarına yönelik kronikleşen eleştirilerimden sonra Sevgili İsmail Arlı, eminim beni tanıdığı için çok da mutlu değildir!
ZAMAN, HER ŞEYİN İLACI OLABİLDİ Mİ?
Özellikle benim yaş kuşağımdaki "gençler"in en büyük talihsizliği, 12 Eylül darbesi gibi bir yıkımı yaşamış olmamız...
Peki; yaşadığımız en büyük yıkım bu mu?
Değil ama belki de bugün yaşadığımız çok daha büyük yıkımın başlangıcı...
Bu yüzden, zaman bile acılarımıza "ilaç" olamadı!
Çünkü Kenan Evren laik, sosyal, demokratik hukuk devletine en büyük ihaneti, yobazlara ödün üstüne ödün vererek yaptı.
Ondan güç alan yobaz siyasetçilere ise sadece onun açtığı yolda ilerlemek kaldı.
Peki; Türkiye, 12 Eylül'le gerçek anlamda hesaplaşabildi mi?
Elbette hayır!
Gerçi hayattaki iki darbeci "şeklen" yargılandı ve göstermelik olarak mahkum edildi ama 12 Eylül'ü "bir kuşağın yıkımı"na dönüştüren asker ve sivil sorumlulardan hesap sormaya kimsenin gücü yetmedi.
***
Ahmet Erol, "Erguvan Zamanı" isimli yeni romanında o günleri sorguluyor.
Korkularından susan sıradan insanları ve hukukçuların ihanete varan teslimiyetlerini anlatıyor.
Elbette o günlere hakim olan yozlaşmayı da arka fona özenle yerleştirmeyi ihmal etmiyor.
***
Erguvan Zamanı'nın, beni en fazla etkileyen romanlar arasına girdiğini şimdiden rahatlıkla söyleyebilirim.
ERGUVAN ZAMANI
Türü: Roman
Yazan: Ahmet Erol
Yayınevi: Doğan Egmont Yayıncılık
Baskı tarihi: 2014, Temmuz
Sayfa sayısı: 213
Fiyatı:
18 lira.