Çocuklarımızın geleceği ve kabus
.Neo-liberal ekonomiye ve İslami rejime uygun eğitim sistemi
Türkiye hızla İslami bir rejime doğru götürülmeye çalışılıyor. Hem de büyük bir pervasızlık ve cüretle. İnsanlar ayrıştırılıyor. Sadece Sünni mezhepini esas alan bir dini politika izleniyor. İster istemez diğer vatandaşlarımız yapılanları sorguluyor ve bu ayrımcı tutum yüzünden kendini dışlanmış hissediyor.
İnsanlar karşılaştıkları her durumda ya da devletten aldıkları her hizmette bu ayrımcılığı iliklerine kadar hissediyorlar. Mevcut uygulama insanları söz konusu ayrıcalıktan faydalanma konusunda provoke ediyor ve günlük yaşamını sürdürmek, ailesinin nafakasını çıkarmak ve çocuklarının eğitim masraflarını karşılamak durumunda olan insanlarımız mecburen yürütülen söz konusu politikanın esiri oluyorlar. Uygulanan neo-liberal ekonomik politikalar vatandaşı hem işinden etmiş hem de kazançlarının önemli ölçüde azlmasına neden olmuş ve adeta sadakaya muhtaç duruma düşürmüştür.
Kamu işletmeleri ve mallarının satılması ve A’dan Z’ye hemen hemen her türlü hizmetin, üretimin özelleştirilmesi, taşeronluk sistemi, çalışanları köleler haline getirmiştir. İşçinin, emekçinin işi, yaşamı ve alacağı ücret patronların ya da yeni yaratılan İslami burjuvazinin iki dudağı arasındadır. Bu konuda yapılan bütün düzenlemeler işverenin lehinedir. Ülkede yeteri kadar büyük ve yedek iş gücü havuzu mevcuttur. Yaratılan koşullar nedeniyle insanlar iş konusunda her şeye razı duruma getirilmiştir.
Gerek sendikalardan gerekse sivil toplum kuruluşlarından çok cılız ses çıkmaktadır. Bu cılız ses ve eleştiiler bile iktidarın güvenlik güçlerince süratle ezilmekte, her türlü vasıta kullanılarak insanlar korkutulmakta ve caydırıcılık sağlanmaktadır. Uysal, hakkını aramayan, verilene razı olan uyuşuk bir toplum yaratılmak istenmektedir.
UCUZ İŞ GÜCÜ
TBMM hem iktidar partisi hem de muhalefet partilerince maalesef ihtiyaç halinde kullanılan bir oylama makinası haline getirilmiştir. Yasama ve denetim yetkisini Başbakana, şimdi de Cumhurbaşkanına devretmiştir.
Muhalefet partileri liderlerinin de AKP’den farkı yoktur. Onlarda milletvekillerini verilen talimatları uygulayan/ uygulayacak kişiler olarak görmektedirler. Ünlü deyişde olduğu gibi “yoktur birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı bankasıyız.”
AKP iktidara geldiğinden beri uğraştığı ve değiştirmeye çalıştığı en önemli konu eğitim sistemiydi. Çünkü getirmek istedikleri İslami düzenin oturması ve idamesi ancak bu sisteme uygun insanlar yetiştirmekle mümkün olabilirdi.
Yasalarda yapılan değişiklikler hatta anayasanın değiştirilmesi bile getirilecek İslami rejimin devamını ve bekasını tek başına sağlayamazdı.
Ardarda değişen milli eğitim bakanları, eğitim sisteminde yaptıkları değişikliklerle eğitimi tam bir karmaşa içine soktular. Vatandaş ne olduğunu anlayamadı. Her şey tam bir sis bulutunun içinde kaldı. Her yıl farklı bir uygulama yapıldı ve insanların kafası karıştı. Zaten iktidarın da istediği buydu.
Tevhidi Tedrisat kanunu rafa kaldırıldı. Eğitim birliği bozuldu. 4+4+4 sistemi, TEOG, gençlerin imam hatip liselerine yönlendirilmesi vb. uygulamalar çocuklarımızın gelecekleri üzerine bir kabus gibi çöktü.
Vatandaşlarımız bir tarafta özel okul, diğer tarafta imam hatipler ve meslek okullarını seçmek gibi bir seçenekle karşı karıya bırakıldı. Peki bunlara gidemeyenler ya da gitmek istemeyenler ne yapacak.
Geriye açık öğretim kalıyor. Lise bitince alın size uygulanan ekonomiyi destekleyecek vasıfsız ve ucuz iş gücü. Hem de yedekleriyle birlikte. Bir de buna 3-4 çocuk politikasını eklerseniz geleceğimiz daha iyi anlaşılır kanısındayım.
SESİMİZİ ÇIKARMALIYIZ
Bu günlerde milli(!) eğitim bakanlığının yönetmeliğinde yapılan bir değişiklikle orta öğretimde isteyen kız çocukları eğitimlerine türbanla devam edebilecekler. Hatta ilkokulda bile türbanla okula gitmenin mümkün hale getirildiği ifade ediliyor.
Bu uygulama ile kızlarmızın bir cinsel obje olarak görülmesi açıkça kabul edilmekte ve kız çocukları üzerinde baskı uygulaması devam etmektedir. Önümüzdeki dönemde karma eğitim sisteminden vazgeçilerek, kızlar ve erkekler için ayrı okullar oluşturulması ve kısmen değiştirilen müfredatın tamamen değiştirilmesi ile eğitim sistemi, kurulmak istenen islami rejimin alt yapısı oluşturacaktır.
AKP iktidara geldiği günden beri,eğitim sisteminde yaptığı değişiklikler, bilime, laikliğe , kamulaşmaya aykırıdır. Yurttaş yerine, kul yetiştirmek esas alınmaktadır. Her şeye evet diyen, sesini çıkarmayan,eleştirmeyen,efendileri için çalışan insanlara ihtiyaç vardır. Tesis edilmeye çalışılan düzen din kisvesi altında insanlarımızı köle yapmaya çalışmaktadır. Sendikaların,sivil toplum örgütlerinin, aydınların sesi ne zaman çıkacak bilemiyorum. Ancak şimdi sesimizi çıkarmazsak yarın çok geç olabilir.
