Saddam yargısına gidiş...
Necdet Özel ültimatomunun perde arkası?
Sabahattin ÖNKİBARSahi ne oldu da Necdet Özel adeta ültimatom verdi. Üstelik bunu Cumhurbaşkanı oluşunu şova çevirip kendini Atatürk ile özdeşleştirmeye çalışan Tayyip Erdoğan'ın balayı sürecinde yaptı.
Duyumlarım şunlar:
TSK topyekün AKP-Apo mutabakatı ve açılım ihanetinden uzun zamandır çok rahatsız.
Nitekim literatüre Genç Subaylar diye giren TSK gövdesi bu rahatsızlığı infial olarak karargâha iletmiş...
Güneydoğuda görev yapan bazı komutanlar kimi valileri ihanetle suçlayıp yaptıklarını somut verilerle karargâha rapor etmiş!
İşte Necdet Özel, TSK'da var olan ruh halini kendi üslubunun dışına çıkarak ortaya koydu.
İlaveten "PKK terör örgütüdür, kırmızı çizgilerimiz aşılırsa müdahale ederiz" diyerek hem PKK'ya verilecek yeni statüye dur dedi hem de Özerklik gibi teşebbüslere rıza gösterilmeyeceğini kamuoyu önünde dolaylı olarak taahhüt etti. Kısacası TSK nihayet ben buradayım dedi...
SADDAM YARGISI MI?
Yağmurdan yani paralel yargıdan kaçarken doluya mı tutuluyoruz yoksa!
Baksanıza Bilal Erdoğan dün İstanbul Adliyesinde sıfırlanmış.
Savcılar yargılanmasına bile gerek görmeyip takipsizlik kararını verdi.
Pardon ama o dosyadaki iddialar bırakın takipsizliği hak etmek, hukukun normal işlediği ülkelerde hükümet yıkacak bir içeriğe sahip!
Bu tabloya Tayyip Erdoğan'ın Yargıtay'ı protesto etmesini ilave ederseniz durumun vahametini daha iyi kavrarsınız!
Gidişat maalesef Saddam yargısına gidişi çağrıştırıyor.
Eski Irak'ta nasıl Uday dokunulmaz idi ise bugün Bilal aynı konumdadır.
HSYK seçimleri öncesinde tablo vahimdir:
Bir tarafta yargının içindeki emperyal F Tipi çete'nin varlığı, diğer tarafta diktatör yargısını kurma hedefi... Sahi hukuk ve kanun diyenler o seçimde ne yapmalı?
MEVLÜT-NEÇİRVAN-MÜCAHİT!
Bu sütunda bir kere sordum cevap alamadım, yine soracağım zira Mevlüt Çavuşoğlu artık Dışişleri Bakanıdır.
Sorum şudur:
Kürt kökenli olan Çavuşoğlu'nun, Neçirvan Barzani ve Mücahit Arslan ile geçmişte ne türlü beraberlikleri olmuştur? Örneğin üçü birden İsrail devletinin davetlisi olarak Telaviv'de bir programa katılmışlar mıdır?
Katılmışlarsa nedir bu program?
Ve bir soru da Başbakan Davutoğlu'na!
Sizin böyle bir programdan haberiniz olmuş mudur?
Olmuşsa böyle bir ismi yani Çavuşoğlu'nu Dışişleri Bakanlığı gibi bir göreve atama doğru mudur?
SOLCU-KÜRTÇÜ-TAYYİPÇİ!
Önce solculuk üzerinden parsa toplamaya çalıştı. 5 tane kitabın son sayfasını bile çevirmeden ve zerre bir bedel ödemeden sanatçı Che Guevera pozlarını takındı.
Sonra baktı ki solculuğun karşılığı yok, Kürt olmamasına rağmen moda olan Kürtçülüğe göz kırptı. Oradan da nemalanamayınca Tayyip'e demir attı ve yanına sokulup beraber Yemen Türküsünü tüttürdü.
Hayır Tayyip ile zerre bir manevi ortaklığı olsa laf etmeyeceğim ama yok. Muhtemeldir ki hükümet ya da televizyonları ile işi var. Evet Yavuz Bingöl denilen arkadaştan söz ediyorum.
Böylelerine Türkiye'de sanatçı deniliyor iyi mi!
SON SEÇİM!
Aha buraya yazıyorum 2015 Haziran seçimi son seçimdir.
Neyin sonu mu?
Atatürk Cumhuriyeti yani laik-üniter-milli devletin! -Bu seçimle beraber devlet topyekün İslamileşecektir.- Türban takmayan ve İmam Hatipli olmayan kamuda iş bulamayacaktır. İlaveten 2015 Haziran'ı ile beraber Atatürk'ün bütün heykel-büst ve portreleri depolara kaldırılacaktır.
Kısacası 2015 seçimleri 1923 rövanşının finali olacaktır. Aynı şekilde 2015 seçimleri MHP'yi çöp tenekesine atacak zira Başkanlık rejimi ile beraber Türkiye iki partili sisteme geçecek..