‘Bursa Nutku’nun gereğini yaptım’
Başörtülü bir öğrencinin ‘okula girmesini engellediği’ suçlamasıyla 2 yıl 1 ay hapis cezası alan Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü’nün infaz erteleme süresi bugün doldu...
‘Üç maymunu oynamadım,
Bursa Nutku’nun gereğini yaptım’
Sağlık raporu süresi biten ve teslim
olması için 10 günü kalan Prof. Rennan Pekünlü Aydınlık’a ‘Üç akıllı
maymunu oynayamadığını’ vurguladı. Pekünlü, yaşadıklarını Bursa
Nutku’yla özetledi...
İZMİR Ege Üniversitesi’nde başörtülü bir
öğrencinin ‘okula girmesini engellediği’ suçlamasıyla 2 yıl 1 ay hapis
cezası alan Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü’nün infaz erteleme süresi
bugün doldu.
AYM’nin kararını uyguladığı için
yargılanan Pekünlü gülerek bakıyor yaklaşan infaz tarihine. 20 Kasım
infaz tarihi; teslim olması için 10 gün süresi var. 30 Kasım itibariyle
teslim olması bekleniyor ve yaşadıklarını Bursa Nutku’yla özetliyor.
Pekünlü süreci Aydınlık’a şöyle
değerlendirdi:
“Şimdi 2000 yılların başlarında üniversite yerleşkelerine
türbanlı öğrencileri gördüğüm zaman bu AYM, Danıştay, Yargıtay, Hukuk
Genel Kurulu ve Avrupa İnsan Hakları kararlarına aykırı olduğu için,
durumu üst makamlara bildirdim. Dekanlığa, rektörlüğe, dönemin YÖK
başkanına ve cumhurbaşkanına dilekçemi, idari hiyerarşiyi gözeterek,
ilettim.
Ancak herhangi bir sonuç alınmadı. 2010 yılı itibariyle
türbanlı öğrenciler artık sadece yerleşkede değil binalarda ve
dersliklerde de görülmeye başlayınca diğer öğrencilerin rahatsızlığı
ortaya serilmeye başladı. Ben odamda çalışırken rahatsız olan öğrenciler
odama gelip, ‘Hocam aşağıda türbanlı öğrenciler var. Varlıklarından
rahatsız oluyoruz’ demeye başladıkları zaman onların çığlığına duyarsız
kalamadım. Üç akıllı maymunu oynayamadım.”
‘EĞİTİM HAKKI İÇİN UYARDIM’
“Önce türbanlı öğrencileri ilgili mahkeme
kararlarıyla birlikte bildirdim” diyen Pekünlü, şunları anlattı: “Ve
onların eğitim haklarının engellenmemesi için onları uyardım çünkü
Danıştay 8. Dairesi’nin şöyle bir saptaması var: Okula geldiği sırada
dahi başörtüsünü çıkarmayarak Cumhuriyet ilkelerine direnen öğrencilerin
üniversiteden uzaklaştırılmalarında hukuka aykırılık yoktur.
Benzer
şekilde Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde bir öğretim üyesi türbanlı
öğrencileri dersine almadığı için yönetim tarafından uyarma cezası
veriliyor. Ancak mahkemeye düştükten sonra olayda Danıştay’ın bir
kararında şu saptama var: Yönetim şikayetçi öğrenciler hakkında disiplin
soruşturması açıp onları cezalandıracağı yerde öğretim üyesine uyarma
cezası verilmesine hukuka aykırıdır.
Bu durumda ben öğrencilerin eğitim
haklarının engellenmemesi için onları sürekli olarak uyardım. Bu arada
öğrencilerin ısrarla türbanlı gelmeleri üzerine onların hakkında tutanak
tuttum; tutarken öğrenciler dersliklerdeydi. Binanın içindeydi. Yani
onların eğitim hakkını engellemedim. Bu arada tutanaklara tanık olarak
imzası bulunan bir sürü öğretim üyesi var. Bunları üst makamlara
ilettiğimde herhangi bir işlem yapmadılar. Bundan cesaretlenen türbanlı
öğrencilerin sayısı artmaya başladı.”
‘PROVOKASYON DÜZENLEDİLER!’
Pekünlü, bazı türbanlı öğrencilerin
kendisine provokasyon düzenlediğini de şu sözlerle anlattı:
“7-8
türbanlı öğrenci bana daha sonradan iletilen Cihan Haber Ajansı
muhabirleri olduğu belirtilen üç kişi tarafından yönlendirilerek Fen
Fakültesi C Blok önüne geldiler. Ellerinde kameralar, fotoğraf makinesi
vardı. Önce muhabir mi ne olduğunu bilmediğimiz bir bayan, türbanlı
öğrencileri etrafında topladı ve onlara bir takım talimatlar verdi.
Bu
talimatları duyan 4 tanığım var. Yani burada resmen öğrencilere binanın
içerisine girmeye, birlikte hareket etmeye davet etme talimatı verilmiş.
Ondan sonra binanın içerisine girmeye başladıklarında ben kapının
içerisine geçip kapıyı kapattım, çünkü o sırada Atatürk’ün Bursa Nutku
geldi aklıma.
Cumhuriyet’in kazanımlarını tehlikeye atmaya başladıkları
zaman bu ülkenin polisi, jandarması, ordusu var demeyeceksin; taşla
sopayla elle müdahale edeceksin. Suçlular yerine gelip seni içeri
atacaklar demişti. Tabi ben o eylemlerimi taşla sopayla yapmadım. Sadece
o öğrencileri provokasyona iten CİHAN muhabirlerinin içeri girmesini
engelledim.”
Hakkındaki suçlamanın öğrencilerin eğitim
hakkını engellemek olduğunu dile getiren Pekünlü sözlerine şöyle devam
etti:
“Öğrencilerin öğretim yılları boyunca aldıkları dersler ve bu
derslerden aldıkları harf notlarını gösteren başarı durum belgeleri
vardır. Eğer öğrenci kendisine tanınan devamsızlık süresinden daha fazla
bir sürede devamsız olursa o öğrenci final sınavına alınmıyor. Başarı
notu FF olarak görülüyor, bu da şu anlama geliyor; öğrenci devamsız
olduğu için başarısız.
Benim hakkımda şikayette bulunan 8 öğrencinin
başarı durumu belgelerini elde ettik. Hiçbirinin devamsızlığı yok. Buna
da artık takiyye mi denir? Yoksa Hıristiyanlık’ta ünlü bir kavram vardır
kutsal şerefsizlik mi derler?
Eğer gerçekten onların eğitim hakkını
engelleseydim bunu başarı durum belgelerinde gösterip mahkemeye
sunmaları gerekiyordu bunu sunmadılar. Hukukun temel ilkelerinden bir
tanesi şüpheden sanık yararlanır. Hakimler de savcılar da bu ilkeyi
gözetmedikleri için yani başarı belgesini istemedikleri bu hale geldik.
Ben başarı durum belgesini önce dekanlıktan istedim vermediler. Ege
Üniversitesi rektörlüğüne yönlendirdiler. Rektörlükten istedim
vermediler. Başbakanlık bilgi edinme daire başkanlığına gönderdiler,
onlar da vermedi.”
PEKÜNLÜ 10 GÜN SONRA CEZAEVİNE GİRECEK
2 yıl 1 ay hapis cezası alan ve infaz
erteleme süresi bugün dolan Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü, avukatı Murat
Fatih Ülkü ile cezasını hangi açık cezaevinde çekeceğini öğrenmek için
dün adliyeye geldi. İnfaz savcısı, erteleme süresinin yarın (bugün)
dolacağını ve cezaevinin de aynı gün olacağını söylemesi üzerine
Pekünlü, avukatı ile birlikte adliyeden ayrıldı.
Avukat Ülkü, Aldığı 2
yıl 1 aylık hapis cezasına karşılık 4.5 ay cezaevinde yatması gereken ve
infaz erteleme süresi bugün dolan Pekünlü’nün 30 Kasım pazar günü sivil
toplum örgütleri ile yapılacak basın açıklamasının ardından cezaevine
teslim olacağını söyledi.
30 Kasım'da hapse girecek! paylaşan: Ulusal Kanal