‘Bu telefonları niye dinlettin AKP?’
Yazarlarımıza yasadışı dinleme: ‘Bizi dinleten o dönemin iktidarı’F tipi 20 bin kişiyi dinlemiş
F TİPİ’ne yapılan operasyon kapsamında tutuklanarak Silivri’ye gönderilen İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in görev yaptığı 2008-2009 yılları arasında, komutanlardan işadamlarına, milletvekillerinden gazetecilere çok sayıda ismin “istihbari dinleme” adı altında dinlendiği ortaya çıktı...
LİSTEDEKİ 160 KİŞİNİN ADI ORTAYA ÇIKTI
Hürriyet’in haberine göre İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün arşiv kayıtlarında yapılan incelemelerde, dinlemeye alınmış pek çok telefon numarası tespit edildi. Bunun üzerine bu telefonların kimlere ait olduğu teker teker araştırıldı.
Yaklaşık 2 buçuk aydır devam eden çalışma sonunda “telekulağın” çalışma yöntemi gözler önüne serildi. 160 kişinin dinlemesi “terör ve organize suç örgütü üyesi” oldukları gerekçesiyle gerçekleşti. Mahkeme kararıyla, IMEI numaraları üzerinden dinlenen telefonların İstihbarat Şube Müdürlüğü ile sınırlı olmadığı anlaşıldı.
İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ile Organize ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde de geçmiş yıllara dönük yapılan araştırmalarda yaklaşık 20 bin telefon dinlemesi belirlendi. Dinlenen kişiler arasında eski Genelkurmay Başkanları Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, işadamları Ali Koç, Mehmet Emin Karamehmet, Hürriyet Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, milletvekilleri ve yazarlar yer aldı.
‘BİZİ DİNLETEN O DÖNEMİN İKTİDARI’
Yasadışı yollarla dinlenen isimler Aydınlık’a konuştu.
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan:
“Dinleten hükümet, başkası değil ki... İktidara sormak lazım bu telefonları niye dinletti diye. Dinlettikleri tarihi biliyorum. 2-3 aylık bir süreç. Dinleten de o dönemin iktidarı. Dinlendiğimizi ve kimler tarafından dinletildiğimizi bildiğimiz için bizim için gayet eski bir konu bu.”
Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç:
“Bir şey mi yapmışım, devlete karşı bir fiilim mi var? Açıklasınlar. Açıklayamıyorlarsa bu benim değil dinleyenlerin sorunu. Her şeyin keşmekeş olduğu bir ortamda ne söylenebilir ki.”
Eski Aydınlık yazarı Özdemir İnce:
“Beni dinlemişlerse bilgilenmişlerdir. Ben nereden bileyim; dinleyenler, beni niçin dinlediklerini biliyorlardır. Ben yazdıklarıyla, konuştuklarıyla ortada olan bir adamım. Beni dinleyenler, yazılarımı okuyanlar gibi bilgilenirler. Kültürleri artar. Yanlız ben zor adamım. Biraz zorlanmışlardır. Ben her şeyi bekliyorum. Her şeyi beklerim. Dinlenmem anormal bir şey. Çünkü benim gibi bir adam dinlenmez, yazıları okunur. Beni dinlemek akılsızlıktır.”
Aydınlık yazarı Mehmet Faraç:
“Devletin çivisinin nasıl çıktığını kanıtlayan çok önemli bir belge bu. Bütün sorumluları yargının önüne çıkması lazım. Ben bir defa bir örgütün üyeliği iddiasıyla yapılan bir dinlemenin muhatabı olmaktan utanç duyuyorum. Bu ülkenin en büyük holdinginden tutun medya örgütünün başındakiler en önemli siyasetçiler ve ülkede dik durmaya çalışan yazarlar, gazeteciler terörist gibi gösterilmeye çalışılmış. Ben öncelikle CHP ve MHP’yi, Meclis’te insan haklarına biraz saygı duyan her siyasetçiyi bu olayın üzerine gitmeye çağırıyorum.”
Yazar Nihat Genç:
“Şaşılacak bir şey değil. Sürpriz hiç değil. Şaşırtıcı olan, aynı yıllarda aynı basının susmuş olması... Hatta, kanunsuz, yasadışı kayıtları yayınlamış olması... Başından beri Türkiye’de yaşayan herkes dinlendiğini hissediyor, biliyor zaten. Bir dava açmanın hiç heyecan verici bir tarafı yok. Biz bunun hesabını kendimiz alacağız, başkasına güvenimiz yok.”
