Biri ‘DAM’ diyor, diğeri ‘KAPI’
Aşk ve nefret Tayyip ile Ahmet!..
Mehmet TÜRKER

Fakat aynı zamanda birbirleriyle garip bir mücadele içindeler!..
Uzaktan bakarsanız…
Tayyip, Ahmet’i sadrazam yaptı…
Ona güveniyor…
Ama sınırlarını çizdi…
Bir dairenin içine hapsetti…
Kayıtsız şartsız itaat edecek!..
* * * *
Ahmet, abisi Tayyip’e minnettar!..
Rüyasında bile göremeyeceği yere onun sayesinde geldi…
Evet, ona kayıtsız şartsız itaat edecek!..
Ama insanoğlu bu…
Elinde derya kadar yetki var…
Etrafında takla atan yağdanlıklar…
Karşısında iki büklüm vekiller, vekil olmayı düşleyenler, ikbal bekleyenler, devlet müteahhitleri, işadamları…
Egosunu balon gibi şişiren pompacı yazar müsveddeleri…
Aşk, nefreti…
Mutlak itaat, isyanı doğurdu…
* * * *
Şimdi durum kötü ve karışık…
Tayyip dünyaca ünlü (!) futbolcu…
Fatih Terim adını verdikleri stada çıkıyor, savunma ile kaleci Tayyip’i görünce korkup kaçıyor ve ikram edilen 3 golü atıyor…
Sadrazam Ahmet, 10 gün sonra anlatıyor:
“Korumalarla maç yaptık, 6 gol attım”
Arada Ahmet lehine 3 gol fark var…
Ahmet ekliyor:
“Çok iyi güreş tutarım”
Tayyip’te güreş yok, 1-0 Ahmet galip!..
* * * *
Bu mahalle çocukluğunu bırakalım…
Tayyip mitinglerde, toplantılarda şiir okuyor, Ahmet de şiir okumaya başladı…
Tayyip’e grup toplantılarında kadrolu amigolar getiriliyordu, Ahmet’e de getiriliyor!..
Ancak, dün bir falso oldu, Ahmet grup toplantısına girerken amigolar “Recep Tayyip Erdoğan” diye tempo tuttu…
Tayyip Kobani’ye “Ayn el Arap” diyor, Ahmet “Kobani” diyor…
Tayyip, Kobani için “Düştü, düşüyor” demişti, Ahmet Kobani’nin kurtuluşunu kutluyor…
Tayyip, IŞİD ve onunla çarpışan PKK’nın Suriye kolu PYD için “İkisi de terör örgütü” diyordu, bugün Ahmet, PYD’nin zaferini selamlıyor!..
* * * *
Tayyip Bakanlar Kurulu’nu büyük bir azamet içinde kaçak sarayda topluyor, Ahmet dışarı çıkınca sadece “İstifade ettik” diyor, o kadar…
Tayyip “Beni halk seçti” diyerek her çorbaya maydanoz olma durumuna geçiyor, Ahmet Bakanlar Kurulu’nu onun toplaması konusunda “Hesap vermek bana aittir, Cumhurbaşkanı’nı ilzam etmez” diyerek Tayyip’e “sınırını bil” ayarı çekiyor…
Ama Tayyip’e göre onu halk seçmiş, hesabını da ondan sorarmış!..
* * * *
Tayyip, “Benim başörtülü hanım kardeşimi Kabataş’ta dövdüler, üzerine işediler”, “Camide içki içtiler”, “Bu CHP camileri ahır yaptı” diyor;
Ahmet, “Ulusalcılar İslam’ı temsil ettiği için bayrağımızdan hilali kaldırmak istediler” diyerek aralarındaki sallama yarışında altta kalmıyor!..
Sonuçta hepsi uyduruk çıkıyor…
* * * *
Gelecek günler daha çok aşk ve nefret olaylarına gebe…
Fakat işin hem acıklı, hem komik tarafı, Türkiye’nin ne hallere düştüğü, kimlerin elinde kaldığı ve nasıl yönetildiğidir!..
Kaçağı teşvik!..
Doğu ve Güneydoğu’nun birçok ilinde, ilçesinde, köyünde elektriğin yüzde 90’ı kaçak kullanılıyor, onun parası faturasını zamanında ödeyen namuslu vatandaşlardan alınıyor…
Bölgedeki belediyelerin milyonlarca lira elektrik borcu var ve borçlulardan Diyarbakır Belediyesi’nin Başkanı elektrik kurumunu “Burayı size dar ederim” diye tehdit ediyor…
Şimdi iktidar, belediyelerin borçlanmasını ve kaçak elektrik kullanımını teşvik edecek yeni aflara ve indirimlere hazırlanıyor…
Kaçağı resmen teşvik ediyor…
Hatta köprülerde kaçak geçişlerde bile ceza oranını azaltıp, ödeme süresini uzatıyor…
Türkiye çok iktidar gördü, ama kaçakçılığı teşvik edeni ilk defa görüyor!..