Osmanlı artığı ‘kot lalesi’ ile namus ve şeref üzerine yemin..
REKLAM ARASI
Suay KARAMAN

Yaklaşan genel seçimler için tam anlamıyla yalakalık kokan, tarih
bilgisinden yoksun, zekadan söz ederken tam bir zekasızlık örneği olan bu
yorum, cumhuriyet karşıtlığında yeni bir adımdır. Cumhuriyetimizin Balıkesir’den
çıkan milletvekili, saltanat hayranı Tülay Babuşcu; “90 yıllık reklam arası sona
erdi” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti'ne ömür biçmekle gaflet, dalalet ve hatta
hıyanet örneği sergilemektedir. Üstelik aynı zamanda anayasal suç da
işlemektedir.
AKP’li belediyelere ‘Osmanlı lalesi’ satarak zenginleşen, kadın
olarak milletvekili seçilebilme hakkını Atatürk Cumhuriyetine borçlu olan, demokratik
ve laik cumhuriyet ile Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalacağına namusu ve
şerefi üzerine yemin eden bu Osmanlı artığı ‘kot lalesi’ kadın, ettiği yeminin
gereğini yerine getiremiyorsa, i üzerinde yoğun tartışmaların olması
doğaldır.
Cumhuriyeti
“reklam” olarak görenler, kendi tutarsızlıklarının “ön izleme” olduğunun
farkında değillerdir. Osmanlı’nın misyonu tamamlanmış ve tarih sahnesinden
silinmiştir. Demokratik ve laik cumhuriyetimiz ise, Osmanlı artıkları Tayyip
Erdoğan’ı ve Tülay Babuşcu’yu bile içine alarak çağdaşlaşma yolunda bir
aydınlık atılımdır.
Millet istiyor denilerek, laik ve demokratik cumhuriyetimizle
kavga sürdürülmektedir. Osmanlı’ya ve olmayan Osmanlıca’ya övgü düzülerek,
gündem değiştirmek isteyenler, hırsızlıkları, yolsuzlukları gizlemek
niyetindedirler. Son günlerdeki Osmanlıcılık tartışmaları da, aynı amaca hizmet
etmektedir. Kaçak saray yaptırıp, tuhaf ve tutarsız hareketlerde bulunarak,
Osmanlı’nın 1. Mustafa (1591-1639), 1. İbrahim (1613-1648) ve 5. Murat (1840-1904)
gibi padişahlarına benzemek cabası, gerçeğin dışa vurumudur.
Yapılan kaçak saraylara külliye adı verilerek hep Osmanlı’ya özlem
duyanlar, cumhuriyet aydınlanmasından payını alamamış zavallılar olarak
kalacaklardır. Bir yasama döneminde sadece üç kez kürsüye çıkarak toplam 1296
kelime ile söylemde bulunan ve Osmanlı’yı öven Tülay Babuşcu da, benzerleri de sonsuza
dek bu ülkenin rejiminin cumhuriyet olacağını öğrenecektir. Gelen tepkiler
üzerine Tülay Babuşcu yeni bir yorum yapmıştır: “2000 yıllık Türk Milleti’nin
darbelerle, muhtıralarla, istikrarsızlıkla ezilmeye çalışılmasının dönemi
bitmiştir.” Bu son yorumu ile yüksek öğrenim yapmanın, insanı cehaletten
kurtaramadığını da kanıtlamıştır.
90 yıllık “reklam arası” denilen demokratik ve laik cumhuriyetimiz
sahipsiz değildir. 13 yıllık “sivil darbe” döneminin de sonunun geleceği
unutulmamalıdır. Sivil darbe döneminin tüm yöneticilerinin, yaptıkları
hukuksuzluklarla, yolsuzluklarla ve hainliklerle yargılanıp, cezaevini boylayacakları da unutulmamalıdır.