Ülkeyi yönetenlere bak!
“Muhatap” dedi “Tekmeci ruh” delirdi, azıttı!
Necati DOĞRU

Saldırıyorlar.
Saydırıyorlar.
Köpürüyorlar.
“Cumhurbaşkanı bizim muhatabımız değil, biz Başbakan’ı muhatap alırız” diyen TÜSİAD başkanını tekmeleyerek, söverek Ak Saray’daki adamın gözüne girmeye çalışıyorlar!
Dalkavukluk adiydi.
İyice adileşti!
* * * *
Zaman saatini 8 ay geriye alalım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan’dır. TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, “Bizim muhatabımız Cumhurbaşkanı değildir” sözünü 8 ay önce söyleseydi, bu kadar saldırıyı, küfrü, köpürmeyi, tekmeyi yemeyecekti.
Tersine.
“Bravo Dinçer’e” diyeceklerdi.
Tayyip Erdoğan, “şahsıma gösterdiğiniz güvenden memnun kaldım” teşekkür telefonu edecekti. Ayvalık Cunda Adası’nda restore ettirdiğiniz Ayışığı Çiftliği’nde ailecek buluşalım, “memleket meselelerini konuşalım” diyecekti.
* * * *
Başka senaryo yazayım.
Hepimiz çabuk unuttuk.
Ekmeleddin İhsanoğlu Cumhurbaşkanı seçilseydi, Tayyip Erdoğan da başbakan kalmış olsaydı ve TÜSİAD Başkanı, “muhatabımız cumhurbaşkanı değil” demiş olsaydı!
Bu lacivert elbiseliler! (Lacili)
Bakan Ömer Çelik.
Bakan Fikri Işık.
Yarım bakan!
Numan Kurtulmuş.
Lacili yandaş kalemler.
Lacili besleme gazeteler.
Lacili Saray seviciler hepsi birden ve aynı anda Haluk Dinçer’i linç etmek üzere tekmelemeye kalkmayacaklardı.
* * * *
Soma’da yere düşürülmüş kömür işçisini tekmeleyen Başbakan müşaviri ruhlu ne kadar çok lacivert takım elbiseli birikmiş bu ülkede.
Hepsi tekmeci oldu.
Hak hukuk gözetmiyorlar.
Belli ki, TÜSİAD’ın makine mühendisi genç başkanı Haluk Dinçer, Osmanlıcayı bilmiyor. Bilseydi, “muhatap” kelimesinin bir küçümseme, aşağılama, anlamında da kullanıldığını hesap eder, söylemek istediğini başka bir kelimeyle anlatırdı.
Osmanlıcanın cilvesi!
Haluk Dinçer’i yaktı.
Bugün herhangi bir TÜSİAD Başkanı, “Tayyip Erdoğan’ın kendini hâlâ Başbakan olarak gördüğünü… Başbakan Davutoğlu’nu oraya getirenin de Erdoğan olduğunu… Bugünün Türkiye’sinde Tayyip Erdoğan’ı kızdırmanın büyük bela yaratacağını” bilmez değil. Osmanlıca “Muhatap” kelimesini “makam anlatmak” amacıyla kullandı, “kişi anlatmak” diye algıladılar.
Saray’ın tekmeci ruhu azıttı.
Tekmeliyorlar Dinçer’i!
* * * *
Kim önce koşup tekmeyi öldürücü şiddette atarsa saraydaki adamın gözüne en çok o girdi. Başbakan Davutoğlu da düşmüş Dinçer’e tekme sallayanların arasında yer alarak Tayyip Erdoğan’a bağlılık gösterdi.
Ülkeyi yönetenlere bak!
Konuşun be adamlar!
Ortada bir mektup var. Mustafa Sarıgül, Hayri İnönü’ye “5 Ocak tarihli istifa mektubu” yazdırmış. Sonra iktisatçı Aydın Aydın’ın ve maneviyatçı İhsan Özkes’in de adının karıştığı “görüşme- konuşma-barışma süreci sonunda” bu mektup yanmış, yakılmış, kül edilmiş. Şu soru ortada kalıyor: “Hayri İnönü Mustafa Sarıgül’ün yürüyen tekerine hangi çomağı soktu ki, istifa mektubu yazmaya” zorlandı. Bu sorunun cevabını en iyi iktisatçı Aydın Ayaydın ile maneviyatçı İhsan Özkes biliyordur. Konuşun be adamlar!