Hani 'Eğitim ve öğretim hakkını' engellemişti?
Eğitim
ve öğretim hakkının engellendiği gerekçesiyle davacı olan öğrencinin
başarı belgesi, iddiaların doğru olmadığını ortaya koydu. Pekünlü’nün
avukatı Fatih Murat Ülkü, konuyu AYM gündemine taşıdı...
Hani eğitimlerini engellemişti?

Ancak davaya konu olan “eğitimi engellenen öğrenci”nin başarı durumunda ne devamsızlık ne de devamsızlık nedeniyle bir başarısızlık var! Pekünlü’nün avukatı Fatih Murat Ülkü, bu belgeye dayanarak yeniden yargılama talep ettiği halde, çaldığı her kapı yüzüne kapandı.
Av. Ülkü, iç hukuk yolları tükenince müvekkilinin hakkını savunmak üzere davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Peki, o belge davanın başladığı 27 Haziran 2012 gününden bu yana nerelerdeydi? Nasıl o gün değil de bugün gündeme geldi? Av. Ülkü, cezanın verilmesini onayan 4 üyeye karşı ret oyu veren 1 üyenin önerisiyle gündeme gelen belgenin hikayesini Aydınlık’a anlattı.
BAŞARI BELGESİNE BAKAN OLMADI
Dava, İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin Prof. Pekünlü’ye “olmayan suça en üst ceza”yı kesmesiyle sonuçlanınca Av. Ülkü, Yargıtay’a başvurarak yargılamanın yenilenmesini talep eder. Ancak Yargıtay, 1’e karşı 4 oyla başvuruyu reddeder. Karşı oy veren üyenin bildirdiği gerekçede, “şikayet sahibi öğrencinin başarı durumunu görmeye ihtiyaç vardır” ibaresi yer alınca, Av. Fatih Murat Ülkü, Ege Üniversitesi (EÜ) Rektörlüğüne başvurarak bu belgenin verilmesini talep eder. Ne var ki, Rektörlük, yine hukuk derslerine girecek nitelikte bir yanıtla başvuruyu reddeder. Der ki, “Bu belgeyi size veremeyiz, çünkü özel yaşamın gizliliğine girer!” Ancak, gerçek engel tanımaz ve şikayetçi öğrencinin başarı durumunu gösteren belge açığa çıkar, Rennan Hoca’ya ulaşır.
Av. Ülkü, “Prof. Pekünlü hakkında beraat kararı verilmesini gerektirecek nitelikte yeni bir delildir” diyerek bu kez İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kapısını çalar ve yeniden yargılama talep eder. Prof. Pekünlü, Türk anayasal sistemine aykırı olduğu hukuksal gerçeği çerçevesinde türbanla üniversiteye girmek isteyen öğrencileri uyarmış ve konuyla ilgili tutanak tutmuştur. Hiçbir öğrencinin devamsızlığına yol açmamış, eğitim hakkını engellememiştir. Kanıtı da şikayetçi öğrencinin başarı durumunu gösteren belgedir. Şikayetçi öğrencinin olay tarihinde devamsızlığının da, devamsızlık nedeniyle bir başarısızlığının bulunmadığı da ortaya çıkmıştır.
Başvuru reddedilir. İç hukuk yolları böylece tıkanır.
Pekünlü’nün avukatı Fatih Murat Ülkü, bu gelişme üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvurur. Gerekçesini Av. Ülkü şöyle anlatıyor: “Bu çerçevede, Prof. Pekünlü’nün beraatini gerektirecek bu yeni delilin incelenmesini reddeden hukuksal süreçte ‘adil yargılanma hakkı’nın ihlal edilmesi nedeniyle, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullanıyoruz.
Şikayetçi öğrencinin bir devamsızlığının bulunmadığı üniversite resmi kayıtlarındaki resmi belge olan ‘başarı durum belgesi’ ile ortaya çıktığına göre, Prof. Pekünlü’ye yönelik suçlamanın tamamen asılsız olduğu bu yönüyle de açıktır.
ADİL YARGILAMA HAKKI İSTİYORUZ
Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün; anayasa hükümleri ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasını istediği için cezaevine gönderilmesinin ne kadar ağır bir haksızlık olduğu ortadadır. Anayasanın 2. maddesi gereği bir hukuk devleti olması gereken ülkemizde, bu ağır hukuksuzluğa derhal son verilmelidir.”
Aydınlık