Kaçak Saray’da ekonomik hal ve gidiş SUS-PUS!
T.C.
Merkez Bankası üzerindeki bağımsızlık tartışmaları ve Tayyip Erdoğan’ın
enflasyon-faiz ilişkisi konusunda Keynes’e kadar uzanan eleştirileri
geçen haftanın gündem konusu oldu...
Ak Saray ekonomide sıkıştı

Dolar yılbaşından bu yana yüzde 8 son bir yılda da yüzde 12.5 oranında değerlendi. Dolardaki hızlı yükseliş sonucu Türk lirasındaki değer kaybı ise yılbaşından bu yana yüzde 7.2 oldu. Avro/dolar paritesinin ise 1.13 düzeyinde oluşması ihracat gelirlerini aşağı çekiyor.
‘BEN OLSAM, 4 ŞUBAT’TA FAİZ İNDİRİMİ YAPARDIM’
Para piyasasında oluşan bu son durumu ve Erdoğan’ın Merkez Bankası’na yönelik çıkışlarına ilişkin konuştuğumuz ekonomist Nazif Ekzen, ekonomik alanda sıkışan Erdoğan’ın sağa sola saldırdığını söyledi.
Bu durumun; ekonomide oluşacak tablo sonunda Erdoğan’ın “ben uyardım ama yapmadılar’’ diyerek kendisi dışında herkesi karalama politikasından kaynaklandığını ifade eden Ekzen, “İki kelime ediyorlar, sonra piyasa ezip geçiyor’’ dedi.
Merkez Bankası Başkanı’nın 4 Şubat’ta önce faiz indirimine gidileceği sinayli verip daha sonra enflasyondaki iyileşme sadece 0.07 puan düşük geldiği için faiz indirimine gitmemesini değerlendiren Ekzen, “Çok sıkıştırılmıştı, böyle bir açıklama yaptı. Ben olsaydım 0.5 puan da olsa indirime giderdim. Sonra herkes neyin olacağını görürdü. Merkez Bankası güvenilirliğini yitirdi’’ şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “Şu 3-4 ay geçse de kurtulsam’’ havasında olduğunu belirten Nazif Ekzen, “Her şeyi ciddiye alan bir tek Maliye Bakanı gibi duruyor’’ ifadelerini kullandı.
FAİZİN DÜŞMESİ BİR KESİMİ ZENGİN EDER
İktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav da, Erdoğan’ın Merkez Bankası’na yönelik söylemleri ve bunun piyasalara yansımasına ilişkin sorularımıza yanıt verdi.
Bu konunun iki açıklamasının olabileceğini ifade eden Boratav, “Birincisi Tayyip Bey’in yakın ilişkide olduğu sermaye grubu özellikle inşaat çevresi kredi maliyetlerinden şikayetçi olabilir.
Faizlerin aşağı çekilmesi kredi faizlerine birebir yansıyor diye bir durum yok ama en azından böyle bir iddia var; Merkez Bankası’nın politika faizi kredi faizlerini de aşağı çeker diye bir görüş. Kredi maliyetleriyle ilgili kendisiyle yakın olan iş çevrelerinin bir sıkıntısı var anlaşılan, zaten bunu söylüyor’’ dedi.
Uluslararası sermayenin nereye para bağladığına bakılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Boratav, şu bilgileri verdi:
“Devlet tahvillerine bağlamışsa elinde para tutan sabit faizli servet sahiplerini zenginleştirirsin. Bu kağıtların değeri artar. Türkiye’ye para getirenler faizin düşmesinden olumlu doların yükselmesinden olumsuz etkilenirler.
BABACAN VE ŞİMŞEK BİLİYOR AMA SUSUYOR
İkincisi de, tabi komplo senaryolarına yatkın olan çevrelere de bir söylem getiriyor. İşte ‘bizi çökertmek isteyen, faiz lobisi..’, bir de seçim ortamına giderken dünyaya meydan okuyan bir tutum. Dikkat et finans kapital demiyor, faiz lobisi diyor.
Finans çevreleri, Türkiye gibi kısa vadeli borçları ve dış açığı yüksek olan ülkelere faizi enflasyonun üzerinde tutmalarını telkin ediyor. Onlarla bir gerilime sokuyor.
Merkez Bankası Başkanı ve hükümetin içinde Ali Babacan ve Mehmet Şimşek gibi bu çevrelere daha duyarlı, bunları yakından izleyen kişiler var. Biliyorlar sakıncalarını ama sesleri çıkmıyor.’’