Vatan hainlerinin raksı
Vatana ihanet!..
Mehmet TÜRKER

Ve PKK bastırdı, AKP çark etti!..
Demek ki ilkeler, kamu düzeni vesaire pek de önemli değilmiş…
Hatırlayın…
Meclis’in AKP’li Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı ayıldı bayıldı, hastanelik oldu…
Meclis’te yumruklar konuştu, tokmak havalarda uçuştu, kafa göz yarıldı, 5 CHP’li milletvekili yaralandı…
* * *
Bütün bunlar ne uğruna oldu?..
“İç Güvenlik Paketi” uğruna…
Apo’nun İmralı rezidansından iktidara gönderdiği “ev ödevi” ve hükümetle Kürtçü HDP’nin birlikte yaptıkları açıklamalar sonrasında, AKP’nin olmazsa olmazı, asla vazgeçmeyeceği paket için “Her türlü müzakereye hazırız” noktasına geldiler…
AKP grup başkanvekilleri, uğruna Meclis’te kan dökülen iç güvenlik yasa tasarısının kabul edilen maddeleri de dahil olmak üzere “Yeniden görüşebiliriz… Bazı maddeleri çekebiliriz” demeye başladılar…
Meclis’te CHP ve MHP can havliyle engellemeye çalıştı olmadı, Apo’nun İmralı’dan bir işareti iktidarın muhteşem çarkına yetti!..
* * *
İktidar köşeye sıkıştı!..
Apo’nun talimatları için “Her türlü düzenlemeye ve müzakereye açığız”diyorlar…
“İzleme komitesi”, “Apo’ya sekretarya”, “demokratik siyaset”, “Demokratik Türkiye’yi yeniden inşa”; Apo bunlara emir buyurdu, iktidar emre amade oldu…
Çünkü seçimler geliyor…
Tayyip de Suudi Arabistan’a giderken olayı zaten seçimlere bağladı…
Diyor ki:
“Silah bırakma 30 Mart seçimleri öncesinde olmadı, 10 Ağustos seçimleri öncesinde de olmadı… Şimdi uygulamaya bakarız.”
Yani, her şey seçim içindi…
Yerel seçimlere giderken “silah bıraktırdık” diyeceklerdi yapamadılar, Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken “silah bıraktırdık” diyeceklerdi olmadı, e pes yani; Tayyip çok haklı…
“Bari 7 Haziran’a giderken silah bıraksalar da şu 400 milletvekilini cebe koyalım, ben de başkanlık koltuğuna oturayım.”
Hesap bu!..
* * *
AKP iktidarı şu seçimlere giderken, ne isterlerse vermeye hazır vaziyette…
HDP’li vekil “Türkiye Kürdistanı” derken, Kürt ırkçılığı hazmediliyor…
İleride “Kürdistan” denilen bölgenin koparılmasının yolu açılıyor…
Tayyip faizle uğraşıp yüksek faize devam etmenin kendi kafasına göre “vatana ihanet” olduğunu söylerken;
Vatana asıl ihanet PKK’ya teslimiyetçilikten geçiyor!..
İyi bakınız, şu günlerde vatan hainlerinin raksını izliyoruz!..
Hey koca Türk, hey koca Kürt
Benim için Yaşar Kemal bir anlamda Babıali’ydi…
53 yıl önce Babıali’de gözlerimi açtığımda isimlerini duyduğum ilk insanlardı…
Yaşar Kemal, Bedii Faik, Falih Rıfkı, Burhan Felek, Tarık Dursun, daha sonraları Memed Kemal, Yılmaz Çetiner gibi ustalar…
Bu ustalardan Yaşar Kemal, namı diğer “Kör Yaşar” veya “Kürt Yaşar” en önemlisiydi…
Bazılarıyla aynı gazetelerde birlikte çalıştık, ama Yaşar abiyle dostluğumuz Babıali dünyasında başladı ve gelişti…
Ben onu sadece romanlarından biliyordum, o da benim gazeteciliğimi izliyordu; bizi hiç kimse de tanıştırmamıştı…
Sapına kadar Kürt, sapına kadar Türk’tü…
Türkçe’yi muhteşem kullanan, kelimelere vals yaptıran dev adam, büyük edebiyatçı…
Neşesi yerinde, kahkahası bol, birilerinin aksine “güler yüzlü” sosyalistti…
Diğer yanda ise röportaj ustası, kelimelere dans ettiren Necmi Onur vardı…
Yaşar abiyle her karşılaştığımızda “Necmi’ye, o Kürt’e selam söyle” demeyi ihmal etmezdi…
En son 5-6 yıl önce Londra’ya giderken Atatürk Hava Limanı’nda rastladım, beni biraz uzaktan gördü, o davudi sesiyle ve ağzını doldura doldura “Memed” diye seslenerek kollarını açtı, birbirimize sarıldık, yanaklarımdan öptü…
Ayrılırken “Rahmi’ye (Rahmi Turan) selam söyle” dedi…
Son görüşmemiz o gündür…
Nur içinde yatsın…