AKP’ye en büyük tehdit: “Zayıflayan ekonomi”
ABD gazetesi Wall Street Journal, “Zayıflayan ekonomi AKP iktidarının seçim şansına tehdit oluşturuyor” başlığı ile verdiği haberde “Seçime günler kala 13 yıllık iktidar yeni bir tehditle karşı karşıya: Uzun bir süre güvenilen ekonomik yönetime azalan inanç” ifadeleri kullanıldı...Zayıflayan ekonomi en büyük tehdit
Wall Street Journal Gazetesi “Türkiye Haziran seçimine hazırlanırken hükümetin 13 yıllık iktidarı yeni bir tehditle karşı karşıya: ekonomik yönetime azalan inanç” diye yazdı...
ABD’nin borsa ve iş dünyasının gazetesi Wall Street Journal, “Zayıflayan ekonomi Türk hükümetinin seçim şansına tehdit oluşturuyor” başlığı ile verdiği haberde “Türkiye Haziran seçimine hazırlanırken hükümetin 13 yıllık iktidarı yeni bir tehditle karşı karşıya: uzun bir süre güvenilen ekonomik yönetime azalan inanç” diye yazıyor.
Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara geldikten sonra Türkiye’nin siyasi sahnesine hakim olduğunu, ardarda altı seçimi kazandığını, protesto gösterileri ve “yolsuzluk skandalları” ndan sonra bile yerel seçimlerde inandırıcı bir zafer elde ettiğini anlatan gazete, şöyle devam ediyor:
Risk yükseliyor
“Ancak duraklayan ekonomik büyüme, zayıflayan yatırımcı güveni ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yetkilerine ilişkin kaygılar gibi faktörlerin vurduğu AKP, seçmenlerin çoğunun ekonominin iyi yönetilmediğini söylediği bir seçime giriyor. Bu da, Sayın Erdoğan’ın devam eden siyasi hırsları için gerçek bir risk olarak yükseliyor.”
WSJ, ekonominin yönetimini onaylayanların oranının rekor düşük bir düzeyde bulunduğunu belirttiği haberinde Mayıs ayında tüketici güveninin, “küresel krizin Türkiye’yi resesyona sürüklediği” Mart 2009’dan bu yanan en düşük düzeyine gerilediğini, beş yılın en yüksek düzeyinde bulunan işsizliğin halkın başlıca kaygısını oluşturduğunu da yazıyor.
Kilit faktör
Erdoğan’ın hala Türkiye’nin “en popüler politikacısı” olmayı sürdürdüğüne dikkat çekildikten sonra “Partiye desteği artırmak için her gün kampanya yapıyor, cumhurbaşkanının tarafsız kalmasını gerektiren anayasal kısıtlamalara rağmen” yorumu da yapılıyor.
ABD’li gazete, kötüleşen ekonomik görünümü, AK Parti’nin oylarını azaltmasında “kilit faktör” olarak nitelerken daha önce ideolojik kampanyaları yürüten muhalefet partilerinin ise “ekonomiye odaklanarak hükümetin performansına meydan okuduklarını ve harcamalar konusunda yeni taahhütler sunduklarını” söylüyor.
Yolsuzluk ve yatırımcı
“Bu seçimin başlıca teması ekonomi” yönündeki görüşlerin de yansıtıldığı haberde hükümetin ekonomik yönetime olan güvenini güçlendirmek için yeni altyapı projelerin açılışını yaptığına dikkat çekiliyor.
Ancak yatırımcıların “hükümetin sicilindeki parlaklığı götüren” bir takım faktörlerin olduğunu söylediklerine dikkat çekilirken de “Hükümetin yolsuzluk iddialarıyla mücadele edip basını hedef alan ve sosyal medya sitelerini yasaklayan, muhalif görüşlere karşı yaygın baskılar başlatırken yatırımcılar ise Türk varlıklarını sattı” yorumu yapılıyor.
Kötüleşen tablo güveni azaltıyor
Wall Street Journal, bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, faizleri yeterince hızlı biçimde indirmedikleri gerekçesiyle politika yapıcılarına yönelttiği eleştirilerin, enflasyonun yükselmesine yol açan liranın değer kayıplarına katkıda bulunduğunu savunuyor. 2014 yılı başından bu yana Türk hisseleri ve liranın yüzde 20’den fazla değer kaybettiğini söyleyen gazete, doğrudan yabancı yatırımların ise ilk üç ayında önceki yılın eş dönemine göre üçte bir gerilediğine de işaret ediyor.
WSJ, yatırımcıların ayrıca hükümetin ekonomik ekipteki değişiklerden de kaygı duyduklarını anlattığı haberine “Kötüleşen tablo, bazı seçmenlerin hükümetin günlük zorluklarla bağı koparmakta olduğunu söyledikleri sokaklar ve çarşılardaki güveni azaltıyor” sözleriyle son veriyor.
Yeni büyüme modeline ihtiyaç var
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı olduğunu belirterek, “Bunun için kaliteli reformlara ihtiyaç var” dedi.
Raiser, Maliye Hesap Uzmanları Vakfı tarafından Ankara’da JW MarriottHotel’de düzenlenen “Komşu Ülkelerdeki Politik veya Ekonomik Krizlerin Türk Ekonomisine Etkileri” konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’de yatırım yapma konusunda iş dünyasında bir çekince olduğunu dile getirdi.
Raiser, “Türkiye üretim konusunda iyi ama ürettiği ürünlerin değeri az. İnovasyona yatırım gerekiyor. İş yapma kurallarının değişmeyeceğine dair güvence lazım. Bu gibi sorunların üstesinden gelirse ilham kaynağı olacak” diye konuştu.
Raiser, Türkiye’nin orta gelir tuzağına yakalandığı konusunda endişelerin olduğunu belirterek,
“Orta gelir tuzağından çıkmak ve daha ileri kalkınmak için petrol bulmanız lazım. Asya Kaplanları bunu 10’lu yaşlarda 12 saat okulda kalarak ve haftada 60 saat çalışarak başardı. Türkiye’nin petrolü yok. Ama Türkiye orta gelir tuzağından yapısal reformlar yaparak ve Avrupa ile entegrasyonunu tamamlayarak kurtulabilir. Altyapı yatırımlarının yapılması ve hukukun üstünlüğü ve yatırımcıların güveninin sağlanması gerekir” dedi.
Enflasyon ve cari açık tehlikeli
Kriz kahini olarak nitelendirilen NourielRoubini, Türkiye’nin son yıllarda ekonomiye öncelik tanıyamadığını, siyasi dengenin kurulması gerektiğini söyledi.Kriz kahini olarak anılan ünlü ekonomist NourielRoubini, CNBC-e’ye özel açıklamalar yaptı.
Roubini, Türkiye’nin son yıllarda hep seçime odaklandığını, ekonomiye öncelik tanıyamadığını söyledi. New York Üniversitesi Profesörü Roubini, Türkiye’nin önce siyasi denge kurması gerektiğini, daha sonra küresel arz/talep dengelerine ayak uyduracağını kaydetti.
Roubini, “Türkiye bir demokrasi. Seçim sonucuna saygı duymalıyız. Seçim sonucuna göre piyasa dostu ekonomi politikası benimsenmeli” diye konuştu.Roubini, cari açığın hala yüksek ve enflasyonun da hedefin üzerinde olduğuna dikkat çekerek TCMB’nin para politikasını sıkılaştırması gerekebileceğini söyledi.Roubini “TCMB ekonomik verilere göre bağımsız hareket etmeli” dedi.
Kriz kahini Türkiye’de zayıf büyümenin nedeninin yapısal reformların yapılmaması olduğunu kaydetti. Yunanistan’la ilgili uzlaşı çıkacağını umduğunu söyleyen Roubini, Yunanistan krizinin risk iştahını kaçırarak Türkiye’yi de etkileyeceğini kaydetti.
FED’in bu yıl Eylül-Aralık’ta faiz artıracağını öngören Roubini, faiz artışının gelişen ülkeleri Mayıs 2013’teki kadar etkilemeyeceğini sözlerine ekledi.
Yeniçağ
