Deniz Feneri e.V. davasında AKP yalanı
Karartılan Deniz Feneri e.V. davasında ‘Almanya’dan gönderilmedi’ denilen belgenin dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in onayıyla teslim alındığı ortaya çıktı...İşte Deniz Feneri kararını çürüten belge

“YÜZYILIN yolsuzluğu” Deniz Feneri e.V. davasına bakan İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararındaki “Almanya’dan belge gönderilmediği iddiası” çöktü...
Soruşturmayı açan 3 savcı, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in onayıyla Almanya’ya giderek tutanak karşılığında yolsuzluk belgelerini teslim aldı.
Almanya’da mahkumiyetle sonuçlanan ancak Türkiye’deki karar duruşmasında sanıkların aklandığı Deniz Feneri e.V. davasında mahkemenin kararı çürüdü. Davaya bakan İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 sanığın tamamına beraat kararı verirken Almanya’da görülen dava dosyasındaki harddisk, makbuz ve belgelerin gönderilmediğini, bu nedenle de yargılamanın dosya kapsamındaki mevcut delillerle yapıldığını belirtti.
Ancak Deniz Feneri Mahkemesi’nin bu kararına karşılık soruşturmayı başlatan savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün Almanya’ya giderek belgeleri teslim aldıkları ortaya çıktı. Aydınlık, 3 savcıyla ilgili Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’ne ait görevlendirme yazısına ulaştı.
Savcıların Almanya’dan 500’ü aşkın belgeyi tutanak yoluyla aldığı öğrenildi. Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün “adli yardım talebiyle” 3-15 Mayıs 2011 tarihlerinde Almanya’ya giden savcıların görevlendirme yazısında dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in imzası bulunuyor.
İKİ ÜLKENİN KARŞILIKLI ONAYI GEREKİR
Mahkemenin “beraat” kararını değerlendiren hukukçular ise eski savcıların yürüttüğü soruşturmanın içinin boşaltıldığını ve böylece “örgüt kurmak ve yönetmek” suçunun dosyadan çıkarıldığını kaydetti.
Hukukçular, Türkiye’den 3 savcının Almanya’ya giderek dosya alışverişinde bulunmasının da iki ülkenin karşılıklı onayıyla olabileceğini kaydederek “Bir savcı, iki ülkenin karşılıklı onayı olmadan, başka bir ülkede soruşturma yapamaz, ifadeye katılamaz ve belge alamaz” değerlendirmesinde bulundu.
Davanın Almanya ayağında sanıklara ceza veren Alman Yargıç Johann Müller, “Almanya’nın en büyük bağış skandalı davası. Asıl suçlular Türkiye’de” demişti.
ZAMANAŞIMI BELGESİ DE GEÇERSİZ Mİ?
Dava sanıklarından eski RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın “örgüt kurmak ve nitelikli dolandırıcılık” suçu “güveni kötüye kullanma” şeklinde değiştirilerek 7.5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan hakkındaki davanın düşmesine karar verildi.
Kararda Akman’ın şahsi harcamalarının dernek paralarından ödenmesinin dayanağı olan Almanya’dan gönderilen muhasebe kaydının gerçek olmadığı belirtildi. “Almanya belgeleri göndermedi” diyen Mahkeme’nin, Almanya’dan gönderilen muhasebe kaydını “zamanaşımına” gerekçe yapması ise akıllarda soru işareti oluşturdu.
Aydınlık