Sağlıkta SKANDAL: ‘FİŞLEYİP SATIYORLAR’
Sağlık Bakanlığı, AYM’nin iptaline rağmen vatandaşın mahrem sağlık bilgilerini toplayıp şirketlere pazarlıyor...Sağlıkta fişleme skandalı sürüyor

Talimatlar bakanlıktan
Sağlık Bakanlığı’nın talimatıyla e-Devlet’ten sonra iki ay önce hayata geçirilen “e-Nabız” adlı proje kapsamında devlet, üniversite ve özel hastaneler, diş hekimleri, laboratuvarlar, görüntüleme merkezleri, eczaneler gibi sağlıkla ilgili tüm kuruluşlardan vatandaşların kişisel verileri toplanmaya başlandı.
Yabancı şirketler müşteri
TTB Merkez Konseyi Başkanı Bayazıt İlhan, “İnsanların mahrem bilgilerinin elden ele dolaşıyor olması ciddi bir problemdir. Toplanan veriler daha önce de 65 bin liraya satılmıştı. İnanılması zor ama korkunç bir manzara. Sağlık verilerimizi toplayıp Türkiye’de yatırım yapacak şirketlere satıyorlar” dedi.
Sağlıkta fişleme skandalı sürüyor
Sağlık Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarına rağmen kararname ve genelgelerde kelime oyunları yaparak kişilerin özel sağlık verilerini toplamayı sürdürüyor.
Sağlık Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın iptal kararlarına rağmen metinlerde kelime oyunu yapılarak çıkarılan kararname ve genelgelerle vatandaşların kişisel sağlık verilerini toplamaya devam ediyor.
İptal edilen kanun, kararname veya genelgelerin yerine ısrarla yeni düzenlemeler getiriliyor. En son olarak bundan 2 ay önce “e-Nabız” adlı proje, bir genelgeyle uygulanmaya başlandı.
Projeyle devlet, üniversite ve özel hastaneler, diş hekimleri, laboratuvarlar, eczaneler gibi sağlıkla ilgili tüm kuruluşlardan vatandaşların kişisel verileri toplanmaya başlandı. Türk Tabipler Birliği ve Türk Diş Hekimleri Birliği bu bilgilerin elden ele dolaşmasının tehlikeli olacağını belirterek uygulamaya karşı çıktılar.
Sır olarak kalmalı
Kişisel sağlık verilerinin mahremiyetinin korunması gerektiğini söyleyen Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Bayazıt İlhan, şöyle dedi:
“Hasta hakları en temel insan haklarından. Yani siz hekiminizle paylaştığınız kişisel sağlık problemlerinin başkası tarafından duyulmasını istemezsiniz. Bunun bir sır olarak saklanmasını istersiniz. Bunun aleniyet kazanması ciddi toplumsal bir problemdir. İşyerinizde problem olabilir, meslekte yükselmenizde problem olabilir. Pek çok yerde karşınıza olumsuz bir şekilde çıkabilir. Türkiye’de Sağlık Net 2 adı verilen bir bilgisayar ağıyla Sağlık Bakanlığı ve SGK, uzunca bir süredir aile sağlığı merkezlerinden, özel ve devlet hastanelerinden bile bütün sağlık verilerini topluyor. Hastamızın bundan haberi yok. Yani sizin kişisel sağlık verileriniz, kullandığınız ilaçlar, ilaç raporları, hastalık raporları hepsi SGK’nın merkezi ağında toplanıyor. Sağlık Bakanlığı da aynı şekilde bu kayıtları tutuyor.”
Veri güvenliği yok
İlhan, Türkiye’de veri güvenliğinin sıkıntılı olduğuna dair Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun raporu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“İnsanların en mahrem bilgilerinin bu biçimde elden ele dolaşıyor olması, bir yerlerde depolanıyor olması ciddi bir problemdir. Buna ilişkin değişik düzenlemeler oldu. Biz pek çok aşamada davalar açtık. Daha sonra aynı düzenlemeyi başka biçimlerde yeniden yaptılar.
En son e-Nabız diye bir sistem geliştirdiler. Bütün bunlar yetmezmiş gibi geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığı illere yazı göndererek, aile hekimlerinden ’kendi nüfuslarına kayıtlı psikiyatri hastalarının adını-soyadını, tanısını, adresini, TC kimlik nosunu ayrı formlara kaydederek bana gönderin’dedi. Hastalarının mahremiyetini korumak aile hekiminin etik görevidir. Bu açık bir hak ihlali, tam bir skandaldır. Sağlık Bakanı, bu itirazlarımız üzerine, ’Biz verileri adını-soyadını almadan, sadece sayılar üzerinden topluyoruz’dedi. Halbuki bu doğru değil. Aile hekimlerine giden formlar elimizde.”
En mahrem bilgiler
Fişlemenin herkonuda yapıldığını belirterek, şunları kaydetti: “Bu uygulama temel hasta hakları adına tam bir skandal. Bu fişleme her konuda yapılıyor. En son adım psikiyatri hastaları ile ilgili. Üç yıldır Sağlık Net 2 bilgisayar ağı ile herkesin bütün hastalıklarını topluyorlar. Bu uygulama 2011 yılının kasım ayında başlatıldı. CHP, buna itiraz etti.
AYM’ye götürdü ve iptal edildi. Daha sonra 6495 sayılı kanunla yeniden düzenleme yapmak istediler. Bu da iptal edildi. Toplanan sağlık verilerinin SGK tarafından ticari şirketlere satılması sözkonusu. 2014 sonbaharında yayınlanan 2013 Yılı SGK Sayıştay Raporu vardır. Burada bu sağlık verilerinin 2013 yılı içinde toplam 5 şirkete satıldığını görüyoruz. Toplam 65 bin liraya. İnanılması zor ama korkunç bir manzara. Senin, benim sağlık verimi topluyorlar. Bunu ticari amaçla ilaç şirketlerine ya da yabancı şirketlere pazarlıyorlar.”
Stratejik veriler
İlhan, sözlerini şöyle tamamladı: “Kişilerin sağlık verileri son derece stratejik verilerdir. Toplumun hastalıklarını, insanların ilaç kullanma profillerini çıkartıyorsunuz. Biz bu nedenlerle itiraz davaları açılmasını sağladık. Ama bu konuda bir ısrar var. Sağlık verilerini toplayıp, ticarileştiren, bunun üzerinden para kazanmaya çalışan bir ısrar bu. Neresinden bakarsanız bakın etik dışı, utanç verici bir tablodur bu. Rapora göz atarsanız şunu sorguluyor Sayıştay.
1- ’Hukuk dışı bir iş yapmışsınız, bunları satarak’diyor.
2- ’Bu bedelleri nasıl belirlediniz? Nasıl böyle ucuza satıldı bunlar’diye sorguluyor.
Sayıştay, her iki durumda da ciddi usulsüzlük var diyor.”
İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Murat Ersoy, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarına rağmen çeşitli değişiklikler yapılarak diş hekimlerine ilçe sağlık müdürlüklerinden hastaların kişisel verilerinin kendilerine gönderilmesi için sürekli olarak yazı gönderildiğini söyledi.
Son olarak meslektaşlarına ilçe sağlık müdürlüklerinden e-Nabız projesine bilgi gönderilmesinin istendiğini belirterek şöyle dedi: “Zaten bu projeden önce dayatılan Sağlık Net 2 ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nden iptal kararı çıkmıştı.
İki kez bu Sağlık Net 2 ile ilgili yasal düzenleme yapmaya kalktılar. AYM iptal etti. Şimdi de e-Nabız projesini getirdiler. Bu projeyle ilgili genelgenin iptali için Türk Diş Hekimleri Birliği ve Türk Tabipler Birliği olarak Danıştay’a başvurduk. Sağlık Bakanlığı elindeki kişilerin cep telefonlarına mesaj gönderiyor. ’e-Nabız’a veri gönderin. kişisel verileriniz orada toplanacak’gibi.
Kişinin rızası olmadan, özel düzenlemeler yapılmadan, veri güvenliği sağlanmadan kişisel verilerin gönderilmesi mümkün değil. AYM’nin, AİHM kararları, Biyotıp Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmeler çok açık. Anayasa’nın da 20. maddesi bu bilgilerin bu şekilde toplanamayacağını çok net olarak söylüyor.”
Doktorlardan sert açıklama
Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği ve Pratisyen Hekimlik Derneği, Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimlerine bir yazı göndererek psikiyatri hastalarının kimlik, adres ve tanı bilgilerini istemesiyle ilgili ortak açıklama yaptı.
Açıklamada, kişisel sağlık verilerinin kişinin rızası olmadan paylaşılmasının kabul edilemeyeceği belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:
“Hekimlerin doğru bir teşhis koyabilmesi için hastanın herhangi bir çekince hissetmeden, yaşadıklarını, gördüklerini, bildiklerini, hekime açıklaması gerekir. Hastanın bu açıklamayı rahatça yapabilmesi için de hekimin açıklanan bilgi ve olayları ’sır’kapsamında saklayacağına inanması-güvenmesi gerekir.
Sağlık Bakanlığının bütün hastaların kişisel sağlık verilerini kaydetmesi, işlemesi ve paylaşması konusunda yasa ile verilmiş bir yetkisi bulunmamaktadır. 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 47. Maddesi ile Sağlık Bakanlığına veri toplama ve işleme konusunda 2 kez yetki verilmiş, Türk Tabipleri Birliği’nin çabaları sonucu biri 2013 yılında diğeri ise 2014 yılında olmak üzere Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Aile hekimlerinin, bakanlığın isteğine rağmen, bu veri transferinin etik ve yasal açıdan kendileri açısından bağlayıcı olduğunu bilmelerini ve bu bilgi formlarını doldurmamalarını talep ediyoruz.”
Yeniçağ