Bu ‘ÜÇLÜ’ Tayyip’i korkutuyor!
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun son dönemlerde bütün kritik kararları MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu ile birlikte alması, AKP içinde tartışma yarattı. Bu birlikteliğin Erdoğan’a karşı bir hareket olduğu iddia edildi...“Davutoğlu-Fidan-Sinirlioğlu”
üçlüsü Erdoğan’a karşı mı?
AKP kongresine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ağırlık koydu ve MKYK listesini bizzat kendisi hazırladı...
1 Kasım seçimleri için yapılan kamuoyu yoklamalarında AKP oyları yüzde 34’e kadar inerken, Erdoğan listelerde bazı değişiklikler olmasına Ali Babacan gibi Abdullah Gül’e yakın birkaç ismin yeniden aday yapılmasına izin verdi.
AKP’de bu gelişmeler yaşanırken, alınan kritik kararlarda “Başbakan Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve seçim hükümetinde Dışişleri Bakanı olan Feridun Sinirlioğlu” üçlüsü öne çıktı.
Bu üçlünün uluslararası büyük güçleri de arkalarına alarak zaman zaman Erdoğan’ı baypas ederek işler yaptıkları öne sürüldü.
ERDOĞAN YAKIN TAKİPTE
“Davutoğlu-Fidan-Sinirlioğlu” üçlüsünün faaliyetleri AKP içinde giderek daha fazla tartışılır oldu. Üçlünün faaliyetleri ile ilgili olarak Erdoğan’a ve Aksaray’da görev yapan danışmanlara sık sık ihbarlar yapıldığı belirlendi.
Erdoğan’ın “Davutoğlu, Fidan, Sinirlioğlu üçlüsü”nün faaliyetlerini yakından izlediğini kaydeden Erdoğan’a yakın bir AKP MKYK üyesi şu bilgileri verdi:
“Erdoğan, Davutoğlu konusunda hata yaptığının farkında. Ama şu anda yapacak fazla bir şey yok. AKP MKYK tamamen Erdoğan’ın kontrolünde. 1 Kasım için belirlenen milletvekili aday listelerinde de esas olarak kontrol onda. Ama Davutoğlu’nun başka ilişkileri ve hamleleri var. İçte ve dışta Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren kritik kararları MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu ile kararlaştırıyorlar. Bürokratlarla birlikte hareket ederek işleri oldu bittiye getiriyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı bu üçlünün faaliyetlerini yakından takip ediyor. Zaman zaman da yüzlerine her şeyi söylüyor. Ama henüz son sözü söylemiş değil. Son sözü 1 Kasım sonrası söyleyecek.”
Hakan Fidan’ın İngiltere, Feridun Sinirlioğlu’nun ABD ile ilişkilerinin çok iyi olduğunu, Davutoğlu’nun da geçmişte bu ülkelerle yakın ilişkiler içinde olduğunu, bu ülkelerdeki kuruluşların organize ettiği toplantılara katıldığını, bu ülkelerin yakın ilgi gösterdiği isimler arasında yer aldığını ifade eden AKP MKYK üyesi, Davutoğlu, Fidan ve Sinirlioğlu’nun geçtiğimiz günlerde New York’ta birlikte verdikleri fotoğrafa dikkat çekti.
Bu fotoğrafın Erdoğan tarafından “not edildiğini” vurgulayan MKYK üyesi, Fidan’ın Erdoğan’ın karşı çıkmasına rağmen Davutoğlu ile birlikte hareket ederek 7 Haziran seçimleri öncesinde müsteşarlıktan istifa etmesini hatırlattı.
Bu istifanın organize bir hareketin parçası olduğunu vurgulayan MKYK üyesi,
“Sayın Cumhurbaşkanı sert tavır almasaydı önemli bir mesafe alacaklar ve psikolojik üstünlük onlarda olacaktı. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız hesabı bozdu.
Öyle görülüyor ki hala vazgeçmiş değiller. Cumhurbaşkanının gücünün azalmasından yararlanmaya çalışıyorlar. Üst aklın telkin ve projeleri çerçevesinde hareket ediyorlar” diye konuştu.
ESAD YÖNETİMİ İÇİN DE FARKLI KONUŞTULAR
Bu arada, Erdoğan’la Davutoğlu’nun Suriye politikasında farklı açıklamalar yapmaları dikkat çekti. Erdoğan Moskova’da Putin’le görüşmesi sonrası uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada Suriye konusunda ilk kez Esadlı çözümden söz etti.
Erdoğan, “Tabii burada Esedsiz bir sürecin olması veyahut da bir geçiş sürecinde belki Esed ile gidilme diye bir şey olabilir” dedi.
Davutoğlu ise Suriye politikasını birlikte yürüttükleri Feridun Sinirlioğlu ve Hakan Fidan’la yaptığı ABD ziyaretinde Esadlı formüle sert bir şekilde karşı çıktı.
Davutoğlu gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“2011’in Eylül ayından 2012’nin Temmuz ayına kadar ‘Esad geçiş sürecinde bulunsun, Esad’ın ve muhalefetin onayladıkları kişiler geçiş sürecini yönetsin’ formülü üzerinde durduk. Bir geçiş süreci tanımlayalım, o dönemde Esad geçiş sürecinde kalsın, geçiş süreci tamamlanınca Esad bıraksın. Bunu ilgili ülkelerle konuştuk.
Böyle dedik. Ama 2012’den sonra hava saldırıları ve kimyasal silah kullanımı başlayınca, çok büyük bir göç dalgası oluşunca, Suriyelilerin Esad’ı kabullenmeyecekleri anlaşıldı. Biz Esadlı bir çözümün yürümeyeceğini söyledik. Suriyelilerin kabul ettiği her şeyi biz kabul ederiz ama Suriyelilerin Esadlı bir formülü kabul etmeleri mümkün değil.
Biz bu aşamalardan geçerek Esadlı bir çözümün yürümeyeceğine karar verdik ve şu anda da kanaatimizi koruyoruz. Rusya’nın Esad yönetimini desteklemek üzere hava gücü kurması, başka destekler vermesi gerçekten kaygı verici. Bunu Ruslarla konuşuyoruz.”
Aydınlık
