Katil kim? Gerçeği görün!
Katil kim!
Necati DOĞRU

Bir bebek boğuldu.
Cesedi kıyıya vurdu.
Sanki annesine koşuyordu, ayağı takıldı, sahilde kuma yüzükoyun kapaklandı. Canlıymış gibi yatıyordu. Vicdanımız tetiklendi: “Utan ey insanlık” diye bağırma yarışı başlattık.
Vicdanları temizledik(!)
Ülkesinde savaş var diye annesi, babası, ablası, dedesiyle vatanını geride bırakıp Avrupa’ya ulaşmak için çıktıkları yolda deryaya düşüp binlerce çocuk boğuluyordu. En aşağılık insan kaçırma ticaretini piyasa ekonomisinin “arz-talep” kuralı sayıyorduk.
Onları görmüyorduk.
***
Halepli, Bağdatlı, Felluceli, Trabuluslu, Marakeşli, Dakarlı, Kobanili çocuklar savaştan kaçıyorlar, kaçarken boğuluyorlar. Savaşları kim çıkardı?
Irak’da Saddam çıkardı.
Suriye’de Esad çıkardı.
Zalim Saddam(!)
Vicdansız Esad(!)
Diktatör egolarıyla insanlıktan çıkarak ülkelerinde Müslümanı, Müslümana kırdıracak iç savaş patlattılar. Böyle olmadığını herkes biliyor. Yine de diyelim ki, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya ve onların kuyruğuna takılan Türkiye “özgürlük-demokrasi-insan hakkı” diyerek bu ülkelerin isyancılarına destek olmaya gitti.
Peki bir Libya vardı.
Libya’dan ne istediler!
***
Libya onurlu bir ülkeydi.
Başında “deli doludur” diye bakılan Kaddafi adlı bir lider vardı. Sık sık ABD’ye, Fransa’ya, İngiltere’ye kuru-sıkı babalanıyor ama Paris’e gidip Versay Sarayı’nın bahçesine çadır kuruyordu. “Manyak bu” diye baktıkları Kaddafi’ye yine de saray önünde çadır kurmaya izin veriyorlardı. Kaddafi petrolden elde ettiği gelirleri ülkesinin kalkınmasına harcıyordu. Çöl insanından onurlu bir Libya ulusu yaratmaya çalışıyordu. Kitle imha silahına sahip olacağım, atom bombası yapacağım diye bir arzusu, isteği de yoktu. Libyalılar Kaddafi’nin yönetimi altında belli bir düzen kurmuş iyi kötü yaşıyorlardı. Hiç birinin aklından Libya’dan kaçıp Avrupa’ya “mülteci olmak” geçmiyordu. Libya’da demokrasi eksikliği vardı ve bir gün mutlaka bu eksikliği gidermeyi, tarihi determinizmin kaçınılmaz sonucu olarak, yine Libyalıların kendisi yapacaktı.
***
Libya örneği taze.
Çok yeni.
Vicdan sahipleri(!) denizin boğduğu o çocuğun gerçek katilini mi arıyorsunuz?
Libya örneğine bakın.
Fransız savaş uçakları Libya’ya bomba yağdırmaya başladı. Onu İngiliz savaş uçakları izledi. Tam o sırada Türkiye’nin başbakanı da Avrupa’ da geziye çıkmıştı ve “NATO’nun Libya’da ne işi var?” diye haklı bir çıkış yapmıştı. Fakat 2 gün sonra Türk Savaş uçakları da Fransız ve İngiliz savaş uçaklarının yanında Kaddafi’yi yok etme bombardımanına katıldı. Libya iç savaşında Kaddafi karşıtlarına Türkiye’den valizler içinde 300 milyon dolar götürüldüğü gazetelerde haber oldu.
Ve Libya kan gölü oldu.
Libyalı Libyalıyı öldürdü.
Silahlar Batı’dan geliyordu.
***
Boğulan bebeğin gerçek katilini mi arıyorsunuz? Libya’ya, Irak’a, Suriye’ye, demokrasi, özgürlük, insan hakkı getireceğim diyerek bomba yağdıranlara bakın. O bombalar yağmadan önce bu ülkelerin babaları, çocuklarını Avrupa’ya kaçırmaya çalışmıyordu. Macaristan’a kadar gitmiş Suriyeli 13 yaşındaki Kenan adlı çocuk, TV kameralarına Fransız, İngiliz, Almanların anlaması için İngilizce olarak; “Bize yardım etmek istiyorsanız savaş kışkırtıcılığı yapmayı durdurun. Siz savaşı durdurun biz zaten gelmeyiz…” diyordu.
Katil kim? Gerçeği görün.