Cenaze evinden ‘SEÇİM’e...
Türkiye cenaze evi oldu!..
Mehmet TÜRKER

PKK karşısındaki “çözülme sürecinin” acı sonuçları, ülkenin kimyasını bozdu…
Her gün başka bir evden feryatlar yükseliyor!..
Anaların, eşlerin, çocukların çığlıkları bütün ülkeyi sarıyor!..
Acı dolu günlerden geçiyoruz!..
Kimsenin huzuru kalmadı!..
Karanlıklar içindeyiz!..
* * *
İki gün önce 4 şehit…
Yarbay İhsan Ejdar, Üsteğmen Ünal Darboğaz, Astsubay Turgay Topsakaloğlu, Astsubay Samet Çakır…
Daha onların cenazeleri kaldırılmadan, Tunceli, Pülümür’de 2 şehit daha…
Astsubay Onur Sönmez, Astsubay Mehmet Şimşek…
Ankara’da yitirdiğimiz 102 güzel insanın acısı henüz tazeliğini korurken, üst üste gelen yeni acılar…
Türkiye cenaze evine döndü, matemimiz bitmek bilmiyor!..
* * *
Türkiye şehitlerine ağlarken, bu ülkeyi dirlik düzenlik içinde yönetmekle görevli Başbakan, Almanya Başbakanı Merkel’le Dolmabahçe rıhtımında yürüyüş yapıyor; Boğaz’ın güzelliklerini göstermekten mutlu!..
Yüzler gülüyor…
3 milyar Euro…
Seneye vize kolaylığı…
AB müzakere fasıllarının açılması…
Bunların seçime 11 gün kala iktidar partisinin hanesine yazılacağı hesapları yapılıyor…
Fakat o da ne?..
Dün, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi fasılların açılmasına onay vermeyeceklerini açıklıyor; Koskoca Türkiye’nin kaderi bir gün içinde, sinek vızıltısı kadar değeri olmayan Rum yönetiminin esiri oluyor!..
* * *
Türkiye şehit cenazelerini kaldırıyor, ülkeyi dirlik düzenlik içinde yönetecek “tarafsız” Cumhurbaşkanı KKTC’ye su götürme töreninde muhalefet partilerine giydiriyor:
“Kuzu kuzu gelecekler”
“Kaçak saray kadar başınıza taş düşsün”
Sonra…
Yıldız Sarayı Mabeyin Köşkü’nde hilalli, altın varaklı muhteşem koltuklarda Türkiye’nin “itibarı” sergileniyor…
Böyle bir şaşaadan gözleri kamaşan Merkel’in Almanya’sında kişi başına düşen milli gelir 40 bin dolar;
Böyle bir “itibarla” Merkel’in gözlerini kamaştıran Tayyip Bey’in ülkesinde ise kişi başına düşen milli gelir 9 bin doların da altına düşmüş durumda…
* * *
Ankara Temsilcimiz Saygı Öztürk’ün dünkü haberi, Türkiye’nin artık yönetilemediğini, mal ve can güvenliğinin kalmadığını en açık biçimde ortaya koyuyordu…
Şırnak’taki bir bölgede vatandaş polise başvurarak, teröristler tarafından tehdit edildiğini, evinin kurşunlandığını, hasara yol açtığını bildiriyor… Polis o bölgeye giremediği için vatandaştan kurşun deliklerinin fotoğrafını çekerek kendilerine getirmesini istiyor ve bunu tutanakla da resmileştiriyor…
Ülkede devlet idaresinin düştüğü şu zavallı duruma bakınız!..
* * *
Yarbay, üsteğmen ve iki astsubayımız şehit….
Onların cenazesi kalkmadan iki astsubayımız daha şehit düşüyor…
Evlerden feryatlar yükseliyor…
Analar kan ağlıyor…
Ama keyfiniz kaçmasın, karamsar olmayın…
Dolmabahçe Sarayı ile Mabeyin Köşkü’ne bakın…
Türkiye’nin itibarıyla gurur duyun!..
Bu ne cezası?..
Şehidimiz Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenazesinde kardeşinin tabutuna kapanarak isyan eden Yarbay Mehmet Alkan’a açılan soruşturma sonuçlanmış ve Jandarma Genel Komutanlığı “Uyarı” cezası vermiş…Neymiş bu uyarı?..
Herhalde “insani duygularını unutacaksın” uyarısı!..
Yarbay’ın gencecik kardeşi şehit olmuş, insan dünyayı yıkar… Bunun “askeri disiplinle” ne ilgisi var?..
Değil ceza verilmesi, soruşturma açılması bile kabahat…
Yarbay’ın “Ne oldu da sonuna kadar savaş denildi?” demesi zülfüyare mi dokundu?..