AKP’nin NATO’yu devreye sokma çabası: ‘Fosss!’
Rus uçağının düşürülmesi sonrası AKP Hükümeti’nin NATO’yu devreye sokma çabasının arka planına ulaştık: NATO, olası Türkiye-Rusya gerginliğine ilişkin hiçbir planlama yapmamış...NATO’yu boşuna beklemişler

Türkiye’nin, 2011 yılında Suriye’de olayların başlaması üzerine NATO’ya başvurup olası tehdit ve riskler bağlamında “ihtimaliyat planlaması” hazırlanmasını istediği, ancak bu planlamaların Türkiye-Rusya arasındaki bir gerginliği kapsamadığı ortaya çıktı...
Krizin patlak vermesinden sonra NATO’dan gelen ilk açıklamalardaki ton, bu nedenle düşük tutuldu. Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu, uçak krizinde NATO’nun devreye girmesini boşu boşuna beklemiş oldu.
SÜREÇ NASIL İŞLEDİ
Suriye’yle ilgili olayların başladığı 2011 yılından itibaren Türkiye, NATO’dan ihtimaliyat planlarının hazırlanmasını istedi. NATO da çeşitli seçenekleri göz önüne alarak bir planlama yaptı. Hatta bu çerçevede hükümet, Türkiye’nin Suriye sınırına füzesavar sistemleri kurulması için NATO’dan talepte bulundu. NATO da bu talebi karşıladı.
Türkiye, Suriye krizi boyunca NATO’nun siyasi karar organı Kuzey Atlantik Konseyi’ni 3 kez toplantıya çağırdı. Her ikisini de NATO anlaşmasının 4. maddesi çerçevesinde yani “danışma” amaçlı topladı. İlk toplantı Türkiye’nin keşif uçağının düşürülmesi, ikincisi ise Suriye tarafından gelen top ateşiyle Türk vatandaşlarının yaşamını yitirmesi sonrasında yapıldı. Türkiye, son olarak Rus uçağının düşürülmesinin ardından konseyi toplantıya çağırdı.
İlk toplantıdan sonra askeri kanada, Türkiye’nin olası bir saldırıya karşı savunulması için zihinsel hazırlık talimatı verildi. İkinci toplantıdan sonra da ihtimaliyet planlaması aşamasına geçildi. İhtimaliyat planlaması, Suriye’ye NATO askeri girmesini öngörmediği gibi sadece Türkiye’nin gerektiğinde savunulması ve korunması çerçevesinde oluşturuldu.
OLASI OPERASYON PLANLARI
Planlamalarda saldırının Suriye’den Türkiye’ye yönelik olması gerektiği belirtildi. Türkiye’nin korunması için 6, çatışmanın bölgesel yansımalarını önlemek için de 1 olası operasyon planı hazırlandı ve şunlar öngörüldü:
- Sığınmacı sayısının kabul edilemeyecek noktaya ulaşması durumunda “insani yardım” operasyonu.
- Suriye’nin Türkiye’deki hedeflere balistik füze ya da uçakla saldırı düzenlemesi olasılığına karşı füze savunma sistemi sağlanması.
- Kimyasal silahlara karşı savunma sistemi kurulması.
- İnsani yardım amaçlı bir operasyonun başlaması durumunda sığınmacıların toplandığı bölgelerin korunması amacıyla Suriye Hava Kuvvetleri’nin hem uçuş hem de saldırı yeteneğinin ortadan kaldırılması, Suriye’ye denizden abluka uygulanması, bölgede uçuş yasağı oluşturulması.
RUS UÇAKLARI GELSE DE GÜNCELLEME OLMADI
O dönemde, Rusya bölgedeki askeri varlığını artırmamış, bölgeye uçaklarını yerleştirmemiş olduğu için, bu ülkeden gelebilecek herhangi bir tehdide ilişkin planlama söz konusu olmadı. NATO, Rus uçaklarının bölgeye gelmesine rağmen bu planlamalarını, Rusya’nın Suriye sınırında Türkiye’yle askeri açıdan karşı karşıya gelmesi durumunda alınacak önlemleri kapsayacak şekilde güncelleştirmedi.
Uçak kriziyle birlikte gerek Tayyip Erdoğan, gerekse Ahmet Davutoğlu, NATO’nun Türkiye’nin yanında devreye girmesini boşu boşuna beklemiş oldu.