Devlet Bahçeli ayak diretiyor!

Taban ve teşkilatlardan yükselen seslere kulaklarını tıkayan Bahçeli olağanüstü kongre için imza toplayanlara mahkeme yolunu gösterdi... 

Bahçeli: Hakkınızı mahkemede arayın
SivriSinekCaz
Seçim bozgunu sonrası ortaya çıkan ve her geçen gün artan bir destekle MHP tabanının ortak arzusu haline gelen olağanüstü kongre talepleriyle köşeye sıkışan Devlet Bahçeli  “Kim ne kadar imza toplarsa toplasın, kabulü mümkün olmayacak” iddiasında bulundu...

Yasal haklarını kullansınlar

MHP’de olağan kongrenin 18 Mart 2018’de yapılacağını tekrarlayan Bahçeli, “Ondan öncesi bizi ilgilendiren bir konu değildir. İmza toplayanlara yasal haklarını kullanma yolu açıktır. Onun için bizimle değil mahkemelerle haklarını savunmalarını tavsiye ederiz” diye konuştu.


Bahçeli: Hakkınızı mahkemede arayın

Seçim bozgunu sonrası ortaya çıkan ve her geçen gün artan bir destekle MHP tabanının ortak arzusu haline gelen olağanüstü kongre talepleriyle köşeye sıkışan Devlet Bahçeli son kozlarını oynuyor. 


Kızılcahamam’daki 2 günlük MHP kampının bitiminde olağanüstü kongre konusunda yaptığı “Kim ne kadar imza toplarsa toplasın, kabulü mümkün olmayacak” açıklamasıyla çaresizliğini ilan etti. Gazetecilerin sorusu üzerine olağanüstü kongre için imza toplayanlarla ilgili olarak demokratik hakkın kullanılmasının disiplin suçu olmayacağını vurgulayan Bahçeli, ancak bu hak kullanılırken yapılan hakaretlerin de cezasız kalamayacağını söyledi.

MHP kongresinin 18 Mart 2018’de yapılacağını söyleyen Devlet Bahçeli, 12. Olağan Kongre sürecinin 9 Ekim 2016’da başlaması kararını aldıklarını belirterek şöyle konuştu:
MHP’nin lüzumsuz bir şekilde 69 günden bu yana kamuoyunda sürdürülen tartışmalara son vermek, bazı çevrelerin bu hakkı kullanma yolundaki tahrik ve teşvikiyle yanlış yola sürüklenmeleri önlemek için bu kararı almıştır. Bu tüzüğe uygun bir karardır.

Bugüne kadar genel merkezimize olağanüstü kongre talebinde bulunan yasaya ve tüzüğe uygun tarzda imzaları toplanıp gönderilmemiştir. Önümüzdeki günlerde bu uygulanırsa MHP, Siyasi Partiler Yasası ve tüzük çerçevesinde gereğini yapacaktır. Bu ille de imzalar geçerli kabul edilip olağanüstü kongre yapacağız anlamı taşımaz.

Başkalarının imza toplama hakkı kadar parti yönetiminin de partiyi kargaşaya, birtakım kırgınlıklara sebebiyet vermeyecek bir anlayış içinde hareket etme görevi vardır. MHP’nin kongre süreci 18 mart 2018’dir. Ondan öncesi bizi ilgilendiren bir konu değildir. İmzayı kim ne kadar toplarsa toplasın, müracaatları halinde kabulü mümkün olmayacak. Yasal haklarını kullanma yolu da açık olacaktır. Onun için önümüzdeki günlerde bizimle değil mahkemelerle haklarını savunmalarını tavsiye ederiz.

 
“Anayasa kişiye özel hazırlanamaz”

Bahçeli, partisinin Kızılcahamam toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin yeni anayasa kılıfı altında başkanlık sistemine geçmesine gözyumamayız” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Her zaman dediğimiz gibi anayasa toplumsal ve siyasal bir mutabakatın zamanlar üstü belgesidir. Bu belge kişiye özel hazırlanamaz. Bu belge yalnızca bir siyaseti gözeterek yazılamaz” dedi. 


Bahçeli, partisinin Kızılcahamam kampının son gün oturumunun ardından düzenlediği basın toplantısında, görüşmelerde fikri, siyasi ve gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptıklarını, özellikle 2015’te Türkiye’yi ve dünyayı yakından etkileyen politik gelişmelerin yanında 2016’ya yönelik beklentilerin anlatıldığını bildirdi. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun AKP’nin Afyonkarahisar’da düzenlediği  toplantıda talihsiz değerlendirmelerde bulunduğunu söyleyen Devlet Bahçeli, “Davutoğlu hangi âlemde yaşamakta, dünyaya hangi gözlükle bakmaktadır? Türk devleti Cizre’de sokaklara tam manasıyla giremezken, Sur ve Silopi’de hala hakimiyet kuramazken, Başbakan’ın kalkıp kaosa geçit vermedik sözü hayal mahsulü, yalan destanıdır. İşte bu şartlar altında Türkiye yeni anayasa sürecine kilitlenmiştir” dedi.

Zamanlar üstü belge

Davutoğlu’nun, yeni anayasaya bakınca devletimizin bocaladığı sorunları aşma, hukuki ve siyasal engelleri tesirsiz hale getirme fırsatı olarak görmesi gerektiğini belirten MHP lideri Bahçeli, “Her zaman dediğimiz gibi anayasa toplumsal ve siyasal bir mutabakatın zamanlar üstü belgesidir. Bu belge kişiye özel hazırlanamaz. Bu belge yalnızca bir siyaseti gözeterek yazılamaz. Yeni anayasaya kimliğini kaybetmiş bir ülkeye kimlik yapımı, rejim ve sistemini bulamamış bir ülkeye yenisini kurma yol ve eşiği olarak bakılmamalıdır. Yeni anayasada bir devlet veya bir millet tarifi yapmak yerine, devleti daha süratli ve etkin çalıştırmak; birey, toplum ve devlet ilişkilerini demokratik standartlara kavuşturmak asıl ve esas olmalıdır. Biz anayasa yoluyla millet olmadık. Biz anayasa yoluyla devlet kurmadık. Ve bu yolla da ne devletimizi ne de milletimizi kaybetmeye izin veremeyiz” diye konuştu.

Mutabakat şart

Bahçeli şöyle devam etti: “Yeni anayasa bir ihtiyaçtır. Buna diyeceğimiz bir şey yoktur. 140 yıldır süren bu tartışma geniş katılımlı bir mutabakatla sonuçlandırılmalıdır. Buna da itirazımız olmayacaktır. Fakat Türkiye’nin yeni anayasa kılıfı altında başkanlık sistemine geçmesine; demokrasiyi özünde benimsememiş, muhalif seslere katlanamayan, parlamenter sisteme kilit vurmak için her kumpastan medet uman ilkel zihniyetlere ortak olamayız, göz yumamayız. Türkiye’ye seçilmiş despot değil, yeni bir anayasa gerekmektedir. Türkiye’nin sorunu sistem değil, var olan sistemin makul ve ahlaki çalıştırılmaması, devletin rasyonel ve hızlı karar alacak ehil ve milli ellerde olmamasıdır. Bugün başkanlık isteyenler, yarın hanedanlık kuracağız derlerse ne yapacağız?”

Kamptaki çalışmaları anlattı

Devlet  Bahçeli üç gün süren Kızılcahamam toplantısında ele alınan konular hakkında bilgi verdikten sonra partililerle selfie çektirdi, Bahçeli, toplantıda görüşülen konuları şöyle özetledi: “Çok yararlı olduğuna inandığım toplantılarımızda fikri, siyasi ve gündeme ilişkin değerlendirmelerimizi etaplar halinde gerçekleştirdik, Türkiye’nin ana gündem konularını etraflıca analiz etme fırsatı bulduk. Alanlarında uzman ve yetişmiş arkadaşlarımız ülkemizi meşgul eden meselelerle ilgili değerli ve doyurucu bilgi ve sunumlarını yapmışlar, katılımcıları aydınlatmışlardır.” 


Bahçeli, “Ortadoğu’daki sancılı, bir o kadar kaotik ve karmaşık atmosfer tarihsel boyutuyla ele alınmış, Bilhassa 2015’de Türkiye’yi ve dünyayı yakından etkileyen politik gelişmelerin yanında, 2016’ya yönelik beklentiler anlatılmış, Irak ve Suriye’deki Türkmenlere sistematik zulüm ve eziyetlerin yanı sıra milli davamız Kıbrıs konusundaki çalışma ve tespitlerimiz görüşülmüş, 24 Kasım 2015’de hava sahamızı ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinin ardından ortaya çıkan sosyal ve ekonomik maliyetler kapsamlı şekilde paylaşılmış, 1 Kasımla beraber teşkil eden 26. Dönem TBMM’de, parti Meclis grubumuzun faaliyet ve çalışmaları hakkında bilgi verilmiş” açıklamasında bulundu.

Orta Doğu’yu yeniden parçalamak istiyorlar

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Orta Doğu’da yaşanan sorunlara değinirken, “Orta Doğu’daki derin kamplaşmanın, dökülen masum kanların, dövülen, dağlanan ve dağıtılmak istenen tarihsel mirasın müsebbiplerini uzaklarda aramanın akılcı bir yanı yoktur” dedi. 


Kızılcahamam toplantısı sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Bahçeli, 
“Birinci Dünya Savaşı sürerken haritalar üzerinde keyfi oynamalar yapıp en ince detaylara kadar coğrafya taksimatına soyunanların kapanmamış bir hesabı vardır. Osmanlı’yı hasta adam ilan edenlerin tedavi edilmemiş aç gözlülükleri, tasfiyesi olmayan hınç ve hırsları vardır. Dün bize parmak sallayıp üzerimizde plan yapanların kor gibi içten içe yanan kin ve öfke dolu emelleri son derece acımasızdır. Gerek komşu coğrafyalar, gerekse de ülkemiz şu anda ne yaşıyorsa, neye maruz kalmışsa dünün eseri, dünün ertelenmiş bir çekememezliğidir” ifadelerini kullandı.

Kaos fitili tutuşturuluyor

 Orta Doğu’nun yeniden bölünmek istendiğine dikkat çeken Bahçeli, 

“Orta Doğu’yu yeniden parçalamayı, hücrelerine kadar sömürmeyi; insan ve doğal kaynaklarını tamamen eritmeyi hedefliyorlar. Bunun için kaos fitilini tutuşturup, Orta Doğu’yu bütünüyle sömürge kafesine tıka basa doldurmayı projelendiriyorlar. 

Büyük Orta Doğu Projesi’nin çıkış gayesi de budur. Arap Baharı isimli isyan dalgasının ana amacı da buna hizmettir. El Kaide, IŞİD, El Nusra, Boko Haram, PKK, PYD ve diğer terör örgütlerinin silahlandırılıp maşa olarak kullanılması, kiralık örgüt kategorisinde görülmesi rastlantı değildir. 

AKP hükümeti bu küresel oyunlara alet olmuş, cinayet projelerini maalesef ki destekleyerek zalimlerle aynı safa girmiştir. Türkiye’nin tüm komşularını karşısına alan ve Haçlı niyetlerine kanan AKP’nin, şu günkü dehşet döngüsünde katkısı inkar edilemeyecek düzeydedir” diye konuştu.

Dış politika kalmadı

AKP iktidarıyla birlikte Türkiye’nin tarih ve kültür bağlarıyla sımsıkı bağlı olduğu Orta Doğu’dan uzaklaştırıldığını söyleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,  

“Görüyor ve üzülerek şahit oluyoruz ki, Türkiye Suriye’nin içişlerine karışmanın vahim sonuç ve çatlaklarını her düzeyde, her şekilde yaşamaktadır. AKP, Irak’ta yanlış ata oynamanın, Mısır’da tarihin yanlış tarafında durmanın, İsrail’de istismarcı tutumların, İran’da tutarsız hamlelerin, Libya’da tenakuz dolu hataların, Kıbrıs ve Kafkaslar’da milli politikalardan keskin savrulmaların bir numaralı sorumlusu ve suçlusudur. 

Bunu söylemeyi istemezdik, ama Türkiye’nin dış politikası kalmamıştır. Zira AKP artık politikasızlığa, iktidarsızlığa mahkum olduğu kadar; çaresizdir, eli kolu BOP zincirleriyle, eşbaşkanlık zorbalığıyla, stratejik derinlik kilidiyle düğümlenmiştir. Hükümetin hiçbir sözü adresini bulmamıştır. Hiçbir öngörüsü tutmamış, hiçbir hedefi gerçekleşmemiştir” dedi.

Millî devlet aleyhine işliyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Küreselleşmenin alt etnik kimlikleri ortaya çıkarma yönünün kışkırtıcı rol oynadığı şu günkü ortam Türk milli kimliğinin ve milli devletin aleyhine işlemektedir. Bu çok açıktır” dedi. 


Yapay formüllerin Türk milletinin çözülmesini hızlandırmakta olduğunun altını çizen Bahçeli, “Hükümet tarafından kavramsallaştırılan ve “ortak payda” adı altında servis edilen yapay ve gevşek formüller Türk milletinin çözülmesini hızlandırmaktadır. Bunun da tüm yankı ve sonuçları görülmeye başlanmıştır. Daha düne kadar kamu düzenini ihlal edip devletin egemenlik haklarına meydan okuyan teröristlerle masaya oturup Türkiye’yi pazarlık malzemesi yapan Davutoğlu’nun başında bulunduğu AKP hükümeti değil miydi?” diye konuştu. 

Bahçeli şunları söyledi: “Daha düne kadar İmralı’nın ağzının içine bakan, PKK’ya her istediğini demokratikleşme kandırmacasıyla veren bu AKP hükümeti değil miydi? Daha düne kadar Kandil’e kriptolu telefon gönderip Türk askerine PKK’ya operasyon yapmayın emri veren bu işbirlikçi AKP hükümeti değil miydi? Hem süreç ihanetiyle PKK’nın şehirlere konuşlanmasına göz yumarlar, hem de operasyon derler. Hem PKK’nın süreç ihanetinden istifade edip silah ve mühimmatları il ve ilçelere doldurmasını seyrederler, hem de kamu düzenini savunurlar. Hepsinden mühimi ise, hem Oslo’da özerklik ve özyönetim sözü verirler, hem de üniter devlet ahkâmı kesip Türk milletinin aklı ve onuruyla alay ederler. Bunlar Türklüğün hasmı, Türkiye’nin iktidardaki muhalifidir.”

Çok aktörlü bölücülük operasyonu


Kızılcahamam’daki kampın son gününde düzenlenen basın toplantısında Türklüğün bir alt kimlik olarak sunulmaya çalışıldığını söyleyen MHP lideri Bahçeli, 

“Yıllardır çok aktörlü yürütülen bölücülük operasyonuyla Türklük bir alt kimlik olarak sunulmaya çalışılmaktadır. Büyük ve asli unsur Türkler kendi devletlerinde göçmen, sığıntı, misafir ve etnik kalıntı muamelesine maruz kalmaktadır. Türklerden sözüm ona ayrışmama adına kimliklerinden ve değerlerinden taviz üstüne taviz vermeleri istenmektedir. Açılım, yıkım ve çözülme süreçleriyle istenen ve ölçülen tepkiler bu tavizi derinleştirmek içindir.Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu tavizin son durağının belirlenmesi ve durulacak yerin somut olarak tespit edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Aksi halde yüz yıl sonra ortada Türk’ten eser kalmayacaktır” dedi. 

Bu gidişle kimim sorusunun cevabının Türküm olmayacağını belirten Bahçeli, 
“Bu Türklüğün tarihten silinmesi demektir. Ne Mutlu Türküm Diyene sözüne taarruz eden bugünkü alçaklar bir yana, yarınlarda Türk olmanın yasaklanacağı ve suçlanacağı karanlık dönemlere de şahitlik edilmesi ihanetin bu dozda gitmesi halinde sürpriz sayılmamalıdır. Türkiye’de esasen tartışmaların ağırlık merkezinde Türkler, teslim ve tasfiyesi beklenen de Türklüğün vicdanıdır. 

Milli ve tarih şuurundan mahrum, hatta tamamen yoksun iktidardaki azınlığın milletten istediği budur. Dolayısıyla devir kötüdür, kötünündür. Korkarım ki, artan siyasi Kürtçülüğe ve bölücülüğe karşılık Türkçülüğün söndürülmesine devam edilmesi halinde yarın ihtiyaç olduğunda vatanı savunacak Türk aransa da bulunamayacaktır” diye konuştu.
Yeniçağ
➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..