İflaslar Kapıda!
Yabancı yatırımcıya göre, hükümetin Orta Vadeli Ekonomik Program hedeflerini yükseltmesi olumlu, ancak gerçekleştirilemezse şirketler batabilir. Güneydoğu’da artan gerilim, yatırımcıları ürkütüyor. Ekonomik kaygılara OECD’nin üst düzey bir uzmanından gelen uyarı eklendi...Büyüme yüzde 4’ü bulmazsa iflaslar gelebilir

Hükümetin 2016-2018 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Ekonomik Program (OVP) hedefleri, Türk ekonomisinin öngörülebilirliği açısından yabancı yatırımcı gözünde memnuniyet yaratırken, büyüme hedefinin tutmaması halinde pek çok firmanın batacağı uyarısı geldi...
Almanya merkezli endüstriyel otomasyon sistemleri üreticisi Becker Antriebe’nin Türkiye CEO’su Volkan Kebir, büyüme hedefinin bu yıl için yüzde 4’ten 4.5’e revize edilmesini olumlu bulduğunu söyledi. 2017 ve 2018 için belirlenen yüzde 5’lik hedefin mutlaka yakalanması gerektiğinin altını çizen Kebir, şöyle devam etti:
“Umarım bu oranın da üzerinde bir performans yakalarız. 2015 yılını yüzde 3.5-4 aralığında büyüme ile kapatacağımız anlaşılıyor. Türkiye için bu oranları asla yeterli göremeyiz. Eğer büyüme hızımız düşerse, pek çok firmamızı kaybederiz” dedi.
Güneydoğu'daki kentlerde artan terör olaylarının, Ankara ve İstanbul'da yaşanan canlı bomba saldırıları ile tırmanışa geçti ğini anımsatan Kebir, Türkiye’deki yatırım ikliminin yabancı yatırımcı nezdinde negatif yönde ayrıştığına dikkat çekti.
Yabancı yatırımcı için en önemli unsurun, güvenli bir çalışma ortamı ve siyasal gelişimini tamamlamış bir demokrasi olduğunu vurgulayan Kebir,
“2015 yılı Temmuz ayında yeniden ivme kazanan terör olayları, ülkemizin yatırım iklimini olumsuz yönde etkiliyor. Yapısal reformlar noktasında, Orta Vadeli Program başta olmak üzere hükümetimizin attığı adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak Rusya ile yaşanan askeri ve siyasi kriz, İran ve Irak merkezi yönetimi ile yaşanan gerginlik iç piyasayı olumsuz yönde etkiliyor. İran ile Suudi Arabistan arasındaki gerginlik de, her iki ülke ile ticaret ve enerji ilişkisi olan ülkemizi etkileme potansiyeli taşıyor” dedi.
Turizmde düşüş vuracak
Mevcut durumun, Türkiye'de yatırımı ya da yatırım yapma niyeti olan firmaları da olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Kebir'e göre her ülkenin kendine özgü üretim yapısı var. Söz gelimi Almanya üretir, ürettiğinin yüzde 80'ini ihraç eder. İsviçre az üretir ama birim başı ihracat miktarı yüksektir. Türkiye ise katma değeri nispeten düşük ürün üretir ama agresif büyüme ile özkaynak ve sermaye eksikliğini kapatır. Canlı bir iç pazara sahip...
Kebir, böyle bakıldığında Rusya ile yaşanan kriz sonrasında doğrudan ilişki içinde olunan turizm sektöründe ciddi bir panik ortamı var. Turizmdeki düşüş ise başta gıda olmak üzere onlarca sektörü olumsuz etkileyecek.
OECD: 2008’den kötüsü geliyor
Ekonomik kaygılara OECD’nin üst düzey bir uzmanından gelen uyarı eklendi. White,
“Şu anki durum 2007’den daha kötü. Durgunlukla savaşacak cephanemiz kalmadı” dedi. Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de yayınlanan Daily Telegraph gazetesine konuşan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) İstişare Komitesi Başkanı William White, “Şu anki durum 2007’den daha kötü. Ekonomik durgunlukla savaşacak cephanemiz kalmadı” dedi.
White, 2005-2008 yılları arasında uluslararası finans kuruluşlarında çalışan ve kriz uyarıları yapan az sayıdaki yöneticiden birisi olarak kabul ediliyor. White, yatırım bankası Lehman Brothers’ın batmasıyla zirve yapan küresel kriz döneminde gelişen ülkelerdeki hızlı büyümenin küresel ekonomiyi kurtardığını hatırlatarak “Şimdi onlar da sorunun bir parçası haline geldiler” dedi.
Son sekiz yıl içerisinde küresel borç yükünün hızla arttığına dikkat çeken White, hızla artan borçlanma oranlarının ve ardından gelen krizlerin insanlık tarihinin bir parçası olduğunu da vurguladı.
William White, “Şimdi yanıtlamamız gereken soru yaklaşan zorluklara nasıl karşı koyacağımız olmalı” vurgusunu yaptı. Avrupa’daki bankaların son krizden bu yana çeşitli nedenlerle yaklaşık 1 trilyon dolarlık borcu silmek zorunda kaldığını hatırlatan White, bu bankaların gelişen ülkelerde yüklü pozisyonu olduğunu ve geri ödeme alınacağı şüpheli borçları sürekli olarak yenilediğini ifade ediyor. White’a göre, Avrupa bankaları tarihte görülmemiş ölçüde bir yeniden sermayelendirme programına ihtiyaç duyabilir.
Yurt