Ülkeyi ‘İFLAS’ ettiriyorlar
Ekonomide yaşanan kriz ve maliyetlerin artması nedeniyle maden işletmeleri kapılarına birer birer kilit vurmaya başladı. Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, kömür maden ocaklarının yüzde 60’ının üretimi durdurduğunu bildirdi...Kömür madenleri bir bir kapanıyor
Ekonomik kriz, maliyetlerin yükselmesi, dünya fiyatlarının düşmesi nedeniyle özel sektör kuruluşları, “kârlılık kalmadı” diyerek maden ocaklarında üretime ara verdi.
Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul da gelişmeleri doğrulayarak,
“Kömür ocaklarının yaklaşık yüzde 60’ı kapandı. Küçük işletmeler özellikle hiç dayanamadılar. Küçük işletmecileri define avcılarına benzetiyorum, al kömürü kaybol. Kömürün en rahat çıkarılabilecek kısmını alıyorsun, zor olan yerini bırakıyorsun. İşte o küçük işletmelerin çoğu sürdüremedi kapandı, çok sayıda işçi de işsiz kaldı” dedi.
Yaşanan sıkıntının bir başka nedeninin de son çıkan yasalar olduğunu kaydeden Akçul, çıkarılan son yasaların maliyetleri ciddi ölçüde arttırdığını, kârlılığın azalmasıyla birlikte işletme sahiplerinin de madenlerde üretimi durdurduklarını ifade etti.
‘SİSTEM SUÇLU’
Yaşanan sıkıntıdan sistemin suçlu olduğunu belirten Akçul şunları söyledi: “İhale sisteminden başlıyor bu. Siz işçiliği açık eksiltmeye tabi tutarak ihaleye çıkıyorsunuz, en düşük teklifi veren, mevcut kanuna göre, o ocağın sahibi oluyor. Ama bunun tamamen işçilikten tasarrufla aşağı doğru çekildiğini de herkes biliyor. Asıl facia orada başlıyor zaten. Siz orada onu düzenleyip bir refah payı bir kâr payı, işçiliğin payını ayırmadan diğer maliyetlerle işçilik maliyetini ayrı tutsanız, o şekilde ihaleye verseniz, işverenler de böyle aceleci, üretim baskısıyla hareket ediyor. O da en düşük fiyata aldığı yerin daha çok kâr etmesini istiyor. Mevzuat da buna yol vermiş.”
Madenler için ayrı bir iş kanunu çıkarılması gerektiğin ifade eden Akçul,
“Bunu deniz iş kanunu, basın iş kanunu vs. gibi ayrı bir maden işkolu başlığı altında derlenip toparlanması lazım. Madencinin kendine has bir iş kanunu yok, dolayısıyla bu dağınık mevzuatın derlenip toparlanıp 176 sayılı ILO sözleşmesinin de bunun içine giydirilerek ayrı bir başlık altında işverenleri, işçileri ilgilendiren taraflar belirlenmeli. Bu elzem bir hale gelmiştir, işverenlerde bu konuda hemfikir onların da sıkıntıları var” ifadelerini kullandı.
Aydınlık