‘ENSAR’ın adı kirlenmesin diye istismara göz yumdular
Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Sabit Aktaş giderek artan çocuk istismarı vakalarını ve Karaman skandalını değerlendirdi. Aktaş, ‘Kurumun adı kirlenmesin diye bu tür olayların ortaya çıkması engelleniyor’ dedi...Ensar’ı korumak için istismara göz yumdular
Son aylarda neredeyse her gün bir çocuğa karşı cinsel istismar vakası gündeme geliyor. Bunların sonuncusu Karaman’da yaşandı...
Ensar Vakfı’na bağlı evlerde gerçekleşen 45 çocuğa tecavüz skandalının ortaya çıkması ülkede büyük infial yarattı ve dünya gündeminde de yer aldı.
Konuyla ilgili Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Sabit Aktaş ile görüştük.
Cinsel istismar suçlarıyla ilgili hukuksal sürece dikkat çeken Aktaş, ağır şekilde cezalandırılacağını bilirlerse bu tür vakaların azalacağını kaydetti.
Aydınlık sordu, Aktaş yanıtladı:
• Çocuğa karşı cinsel istismar son zamanlarda arttı mı yoksa gündeme gelen haberlerle birlikte görünürlüğü mü arttı?
Net bir şey söyleyebilmenin olanağı yok ama bir artış var gibi görünüyor. Bu vakaların çok önemli bir kısmının ortaya çıkmadığını biliyoruz. Suç duyurusunda bulunulmayan dosyaların olduğunu biliyorum. Çocuklar söz konusu olduğu için onların rızasıyla aslında çok fazla bir şey diyemediğimiz de oluyor. Bir şekilde ikna edip ortaya çıkarmak istiyoruz. Suç duyurusunda bulunursanız çocukların aksi bir şey söyleme ihtimali her zaman mevcut.
• Çocuk istismarıyla ilgili davalar genellikle nasıl sonuçlanıyor?
Eğer ciddi şekilde takip edilebilirse dosyaların çok önemli kısmında ceza çıkar. Cezasız kalması istisnadır. Ama sorun şurada: Suçlu, bir şekilde korunup kollanıyorsa ve olayı takip eden meslek mensupları yeterince profesyonel değilse aksilikler çıkabiliyor.
• Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun Ensar Vakfı’yla ilgili ifadelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Değerlendirecek bir tarafı yok bile diyebiliriz. Zaten bu tür vakaların artmasının bir nedeni de yanlış bakış açısıdır. Kişilerin bu tür yanlış beyanları, bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin cezasız kalmasını, cesaretlenmesini sağlıyor. Yani istismarı gerçekleştiren kişiler ciddi şekilde cezalandırılacaklarını bilirse ve mağdurlar da korunacaklarını bilirse, yargı sürecinin içinde deşifre olmayacaklarını ya da bir şekilde mağdur edilmeyeceklerini bilirlerse emin olun bu cinsel istismar vakaları da azalır.
Cinsel saldırının hiçbir çeşidini hafife almamak gerekiyor. Özellikle kurumlarda. Mesela Karaman’da yaşanan olay. Bunun farkında olan birden fazla kişi vardır. 3 yıldır devam eden bir olayda herhangi bir insanın haberdar olmamasının imkanı yok. Ama kurumun adı ortaya çıkmasın diye bunlar resmiyete dökülmüyor. Karaman olayında olduğu gibi bir vakıfla bağlantılı olması bu olayın bugüne kadar ortaya çıkmasını engellemiştir.
BAROLAR ORTAK ÇALIŞMA PLANLIYOR
Baroların Çocuk Hakları Merkezlerinin de dahil olduğu bir iletişim ağı var. Bu konuyla ilgili de ortak bir çalışma yapacağız. Sadece sanıkla ilgili değil, bu dosyayı stratejik bir dava haline getirmeyi düşünüyoruz. 30-40 baro böyle bir çalışma ortaya koyacak gibi görünüyor. Bu son olsun diyoruz. Karaman’da yaşanan olayla ilgili hem sanığın yargılanması hem de işlem yapmayan ya da eksik işlem yapan kamu görevlilerinin yargılanması için de suç duyurusunda bulunacağız.
• Peki bu durumun önüne geçilebilir mi?
Bir denetim mekanizmasının olması gerekiyor. Hiçbir şekilde denetim mekanizması yok. Hep beraber mücadele etmemiz gerekiyor. Bu toplumsal olarak herkesin karşı koyması gereken bir durum. Başka da çözme olanağımız yok.
İSTİSMARCI, ÇOCUKLA DİYALOG
KURABİLECEĞİ MESLEĞİ SEÇİYOR
• Cinsel istismar vakalarının çoğunun okullarda meydana geldiğini görüyoruz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yapılan bilimsel çalışmalar istismarcıların çocuklarla yakın diyalog kurabilecekleri meslekleri seçtiklerini gösteriyor. İstismar vakalarının yüzde 10-12’ye yakın oranın öğretmenlerden oluştuğu söyleniyor. Ben bu oranın daha fazla olduğunu biliyorum. Şu an böyle bir vakayı takip ediyorum. Okul yönetiminin etkisiz kaldığını görüyorum. Velilerle görüşmeye çalışıyorum. Çocuğa yönelik her türlü cinsel saldırı bizim için aynı niteliktedir. Sözel saldırının önüne geçmezseniz bir adım sonrası fiziki olarak bedenine saldırı olur.
