Reza Zarrab FBI ile Tarabya’da görüştü
Miami’de gözaltına alınan Reza Zarrab’ın, ABD’ye gitmeden önce FBI ajanlarıyla, istihbarat örgütlerinin ‘örtülü operasyonlar’ için kullandığı İstanbul Tarabya’daki ‘güvenli evler’in birinde buluştukları ortaya çıktı...FBI ile Tarabya’da görüştü

ABD’de Miami’de gözaltına alınıp tutuklanan Reza Zarrab’ın tutuklanacağını bile bile Amerika’ya gidişinin ayrıntıları netleşmeye başladı...
Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre, İran’ın Babek Zancani için idam kararı vereceğinin ortaya çıkmasından sonra AKP Hükümetinden kendisinin korunmasını isteyen, ancak isteğine karşılık bulamayan Reza Zarrab yaklaşık 3 ay önce ABD ile temasa geçti.
FBI ajanları Reza Zarrab’la sık sık bir araya gelerek anlaşmaya vardı. Bu çerçevede Zarrab’ın kimlerle ortak iş yaptığı, nasıl yaptığı, ne kadar rüşvet verdiği, altın ticaretinin boyutları, nereden hangi yolla getirdiği, havaalanlarını kullanışı gibi konularda verdiği bilgiler kayıt altına alındı.
BİRİNCİ DERECEDE GİZLİLİK
Görüşmelerin tamamı güvenli evlerde yapıldı. En son görüşme de Tarabya’daki bir güvenli evde gerçekleşti. Zarrab’ın eve giriş çıkışları son derece gizlilik içinde yürütülürken ziyaret sırasında etraftaki tüm kameraların kapatıldığı öğrenildi.
İstihbarat literatüründe gizli servislerin “örtülü operasyonlar” için kullandıkları evlere “güvenli ev” dediklerini hatırlatan kaynaklar, Amerikalıların Zarrab’la temaslarının Türk yetkililer tarafından bilinmemesi için birinci derecede gizlilik uyguladıklarını bildirdiler.
AKP BEKLEMİYORDU
Kaynaklar Zarrab’ın tutuklanacağını bile bile ABD’ye giderken de FBI tarafından izlendiğini ve Zarrab’ın Türk yetkililer tarafından durdurulmaması için her türlü önlemin alındığını vurguladılar.
Zarrab’ın “beni koruyun” talebine duyarsız kalan AKP Hükümetinin Zarrab’ın Amerika’ya gideceğine ihtimal vermediği ifade edildi. Zarrab’ın ABD’de tutuklanması sonrası yaşananla ilgili olarak bilgi veren hükümete yakın bir kaynak, “Zarrab’ın tutuklanması AKP’de tam anlamıyla şok yarattı. Olayın ortaya çıkması sonrası başbakanlıkta dar toplantılar yapılırken, Saray’da ihtimaliyetlerin değerlendirildiğini öğrendim. Başbakanlıkta yapılan toplantıda Saray’dan yenecek fırçanın endişesi yaşanmış. Saray’ın ‘Niye sahip çıkmadınız’ tepkisine ne yanıt verileceği tartışılmış. İki tarafta da bu işin nereye kadar uzanabileceği konuşulmuş. Herkesin yüzünün asık olduğu ifade ediliyor. Zarrab daha önce tutukluyken de ‘Beni çıkarmazsanız konuşurum’ diye tehdit etmişti. Şimdi ABD’de bülbül gibi ötmüştür” dedi.
ABD TÜRKİYE’Yİ SIKIŞTIRACAK
Bu arada Zarrab üzerinden Türkiye’ye yönelik yapılacak suçlamalar da netleşmeye başladı. Zarrab’a yöneltilen suçlarla ilgili olarak Türk ortaklar mercek altına alınırken, Zarrab Türkiye’den ayrılmadan dosyanın ana hatlarıyla tamamlandığı belirlendi. Zarrab’ın İran’ın petrol satışını yasallaştırmak ve gelirini İran’a aktarma işi için devletin üst kademelerindeki isimlere milyarlarca dolar komisyon verdiğini söylediği iddia edildi.
TERÖRE DESTEK
İddialara göre, yapılan işten elde edilen gelirin bir kısmı, Türkiye üzerinden Suriye’de Esad yönetimine karşı silahlı mücadele yürüten terör örgütlerine silah alımında kullanıldı. İran ambargosunun ilk yıllarında ABD ile birlikte hareket edildiği için ABD de buna göz yumdu. ABD Hazine Bakan yardımcıları Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında mekik dokurken yapılanları kayıt altına aldı.
ABD Suriye politikasını değiştirince yapılanlar tehdit amaçlı kullanılmaya başlandı. Bu nedenle soruşturma kapsamına “terörizmin finansmanı” iddiası da alındı.
CARİ AÇIK VE ULUSLARARASI SUÇ
Zarrab soruşturması üzerinden yürütülecek ve Türkiye’yi sıkıntıya sokacak bir başka konu da uluslararası kredilendirme sistemini manipüle etme iddiası oldu. İzlenen yöntemin bütün ayrıntılarına ulaşan FBI ve soruşturmayı yürüten savcının bol miktarda belgeye ulaştığı iddia ediliyor. Türkiye’nin cari açığının yapılan manipülasyonlarla düşük gösterildiği, bu yolla uluslararası kredi kuruluşlarını kandırma suçu işlendiği vurgulanıyor. Bu konuda yürütülecek soruşturmanın Türkiye’de çok sayıda kurumun ve kişinin başını belaya sokabileceği belirtiliyor.
Gelişmeleri yakından izleyen hukukçular da bu konuda Türkiye’nin başının belaya girebileceğine dikkat çekerek şu yorumlarda bulundular: “İran’a yönelik altın ihracatı karışık... Altınlar Türkiye’ye sokulurken kayda girmedi. Havaalanında Zarrab’ın uçağı ile getirilen ve yakalanan 1,5 ton altın küçük bir bölüm. Altınlar yurda girerken kayda girmedi. Dolayısıyla ithalat rakamlarında yok. Ancak resmi ihracat yapıldığı için kayda giriyor. Bu yolla ithalat rakamları düşük, ihracat rakamları yüksek gözüküyor.
Zarrab serbest kaldıktan sonra çıktığı televizyon programında bu durumu ‘cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım’ diye anlatmıştı. Yine internete düşen bir ses kaydında ilgili bakanla Zarrab arasındaki görüşmede bakanın Zarrab’a, Başbakan ‘ihracata gaz verelim’ dediği yer aldı. Bütün bunlar kolayca tespit edilebilecek işler.
Cari açığımızın gerçek olmadığını zaten herkes biliyor. Bu uluslararası bir sahtekârlık olarak değerlendirilirse, kredi veren kuruluşları kandırma olarak ele alınırsa zor durumda kalırız.”