Bu da AB’nin ‘GUGUK’u!..
Avrupa Birliği 2015 Türkiye İlerleme Raporu’nda AİHM’nin 1915 olaylarının ‘soykırım’ olarak değerlendirilemeyeceğine ilişkin ‘Perinçek Kararı’na rağmen ‘1915’e atıf yapıldı...AB kendi hukukunu çiğnedi
Avrupa Birliği 2015 Türkiye İlerleme Raporu Avrupa Parlamentosu’nda oy çokluğuyla kabul edildi...
Şimdiye kadarkilerin en serti olarak nitelenen İlerleme Raporu’nda “Kürt sorununa barışçı çözüm ve yeniden müzakerelere başlaması”ndan, Güneydoğu’daki sokağa çıkma yasaklarına son verilmesi”ne, “Ermeni soykırımı iddialarından Kıbrıs’ta Rum Kesimi’nin tanınmasına kadar bir dizi talep yer alıyor.
Raporda dikkat çeken bir diğer konu da “Ermeni Soykırımı” iddialarının Türkiye tarafından tanınmasının istenmesi oldu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 1915 olaylarının “soykırım” olarak değerlendirilemeyeceğine ilişkin kararına rağmen rapor taslağında atıf yapılan belgeler arasında, 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen belgeye yer verildi. Kati Piri, bu durumun “teknik” olduğunu Türkiye’nin üyelik süreciyle bir alâkası olmadığını söyledi.
AİHM’nin Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek- İsviçre davasında verdiği kararda 1915 olaylarının Yahudi soykırımıyla benzetilemeyeceğine vurgu yapılıyor. Bu karardan sonra bir çok ülke soykırım inkar yasalarını rafa kaldırmış olmasına rağmen Avrupa Parlamentosu, 15 Nisan 2015’te 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendiren karar tasarısını oy çokluğuyla kabul etmişti. İşte İlerleme Raporu’nda AP’nin bu kararına atıf yapılıyor.
“YOK HÜKMÜNDE SAYACAĞIZ”
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) yeni Türkiye Raporu’nda, geçen seneki raporun iade edilmesine yol açan ve Ankara’yı 1915 olaylarına ilişkin “Ermeni Sokrımı” iddialarını tanımaya çağıran ifadelere atıf yapılması nedeniyle, bu raporu da yok hükmünde sayacaklarını ve iade edeceklerini söyledi.
‘AİHM KARARINA SAHİP ÇIKIN’
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in AİHM’deki avukatı Mehmet Cengiz, konuyla ilgili Aydınlık’a yaptığı açıklamada şu değerlendirmeyi yaptı:
“Avrupa Parlamentosu bu kararla kendi hukukunu çiğnemiştir. AİHM’nin 1915’te yaşanan olayların soykırım olarak nitelendirilemeyeceğine ve bunu ifade etmenin düşünce özgürlüğü kapsamında olduğuna karar vermesine rağmen Avrupa Parlamentosu’ndan böyle bir karar çıkmıştır. Bu süreçte belirttiğimiz gibi; Voltaire ‘Düşüncenizi kabul etmiyorum ama onu açıklama özgürlüğünüzü savunuyorum’ demişti. İşte özgür Avrupa budur. Avrupa Parlamentosu’nun bu kararı bu sınavda bir başarısızlık örneğidir. Kabul edilemez.”
Cengiz, hükümete de şu çağrıyı yaptı: “Hükümeti AİHM kararına sahip çıkmaya Avrupa Birliği’ne ‘1915’lerde soykırım yapmadık; Avrupalı emperyalistlere karşı vatan savunduk’ demeye çağırıyorum.”
AÇILIM’A DÖNÜN VURGUSU
Raporun ‘terörle mücadele’ bölümünde ise “orantılı olmalı” vurgusunun yanı sıra “açılım süreci”ne yeniden dönülmesi istendi. Raporda, Temmuz 2015’in ardından şiddet olaylarındaki artışa dikkat çekilerek, “PKK AB’nin terör örgütleri listesinde kalmaya devam etti.
Türkiye’nin bu tür terör kaynaklı şiddete karşı kendini savunması meşru. Ancak önlemlerin orantılı olması gerekmekte” denildi. Belgede, “Kürt sorunu ile ilgili sürecin önceki yıllardaki gelişmelere rağmen durma noktasına geldiği” belirtilerek, “açılım süreci”ne geri dönülmesi italep edildi.
F TİPİNE YARGI BAĞIMSIZLIĞI KALKANI
F Tipiyle mücadelenin hız kazandığı dönemde raporda “Yargı bağımsızlığı”nın öne çıkarılması ise dikkat çekti. İlerleme Raporu’nun Adalet ve Temel Haklar maddesinde, “Türkiye bu alanda Avrupa standartlarını ve müktesebatı uygulamak için gerekli bazı hazırlık düzeyine ulaşmıştır ancak son yılda gerileme meydana gelmiştir. 2007-2013 döneminde gelişme gösteren yargının bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkesi ciddi anlamda zarar görmüştür” denildi.
GÖÇMENLER TÜRKİYE’YE VİZESİZ SEYEHAT BAŞKA BAHARA
İlerleme Raporu’ndaki önemli başlıklardan birisi de Türkiye ile AB arasındaki geri kabul anlaşması. Raporda, Türkiye ile AB arasında sığınmacılar konusunda varılan anlaşmanın, Ankara’nın AB ile üyelik müzakerelerinden ayrı tutulması talep ediliyor. Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılar için yaptıkları memnuniyetle karşılanmakla birlikte, yasadışı göç kaynağı olan ülkelerin vatandaşlarına daha sıkı vize politikası uygulanması ve göçmen ticareti yapan şebekelerle daha aktif mücadele edilmesi talep ediliyor.
Türkiye’ye, mültecilerle ilgili Cenevre Sözleşmesine koyduğu coğrafi çekinceyi kaldırması çağrısında bulunuluyor. Türk vatandaşlarına vize serbestisinin, yol haritasında belirtilen kriterlerin tamamen uygulamaya konulmasıyla mümkün olabileceği hatırlatılıyor.
RAPORTÖR: HAZİRAN’A YETİŞMEZ
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında yapılan ‘Geri Kabul Anlaşması’ kapsamında Türkiye’ye uygulanan vizelerin kaldırılmasıyla ilgili olarak, “Son iki yılda Türkiye gözle görülür bir ilerleme katetti fakat vizeler kaldırılmadan önce halledilmesi gereken teknik meseleler var, Haziran ayına yetişeceğini düşünmüyorum” dedi.
AP’nin Strazburg’daki binasında basın konferansı düzenleyen AP Türkiye Raportörü Kati Piri, raporun taslak halini tanıtarak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Piri, “AB ve Türkiye’nin birbirine ne kadar muhtaç olduklarını görmek için sığınmacı krizini beklemiş olmamız çok talihsiz” diye de ekledi.
VİZE SERBESTİSİ BİR BAŞKA BAHARA
Türkiye ile AB arasında imzalanan geri kabul anlaşması, Türkiye kamuoyuna “AB ile vizesiz seyahati elde ettik” diyerek benimsetilmek istenmişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu, 8 Nisan’da DEİK Dünya Türk Girişimciler Kurultayı Gala Yemeği’nde yaptığı konuşmada, “Avrupa’ya vizesiz seyahati de inşallah en kısa zamanda gerçekleştirmek üzereyiz. Size bu müjdeyi de vermek inşallah en geç Haziran ayında bize nasip olacak” diye konuşmuştu.
Oysa anlaşmayla, Türkiye AB’nin göçmen havuzu haline getirilirken, vizesiz seyahat konusunda ağır şartlar ileri sürülüyor. Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılması konusunda Türkiye’nin “tüm kıstasları” yerine getirmesi bekleniyor.
Vize muafiyeti müzakereleri AB’nin Schengen bölgesi uzmanlarının danışmanlığı ile Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan “Türkiye ile vize serbestliğine yönelik yol haritası” belgesi kapsamında yürütülüyor. Yol haritasındaki koşullar beş bölüme ayrılıyor: Belge Güvenliği, Göç Yönetimi, Kamu Düzeni ve Güvenliği, Temel Haklar ile Düzensiz Göçmenlerin Geri Kabulü.
Prosedür şöyle: Türkiye, kıstasları yerine getirirse AB Komisyonu, vizelerin kaldırılması için tavsiye kararını açıklayacak. Bu konuda son kararı ise, AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu verecek. Yani o da garanti değil.
Bu koşulların hayata geçirilmesi konusunda çeşitli zorluklar bulunduğunu kaydeden uzmanlar, AB’nin üye ülkeler içindeki serbest dolaşım konusunda sınırlamaları tartıştığı bir dönemde, tüm kıstaslar yerine getirilse bile Türkiye vatandaşlarına Schengen bölgesine vizesiz seyahat serbestisinin imkansıza yakın olduğunu savunuyor.
