‘Kutlu Doğum’ FETÖ kalpazanlığı
AKP iktidarının son dönemde yaymaya çalıştığı ‘Kutlu Doğum’ etkinlikleri tam da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kutlanmaması tartışmalarına denk geldi. Neydi bu ‘Kutlu Doğum’ dedikleri...‘Kutlu Doğum’ FETÖ kalpazanlığı
AKP iktidarının son dönemde yaymaya çalıştığı ‘Kutlu Doğum’ etkinlikleri tam da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kutlanmaması tartışmalarına denk geldi...
Neydi bu ‘Kutlu Doğum’ dedikleri... Üstelik bir haftaya yayılacak kadar hayatımıza sokulmak istenen kutlamaların dinde yeri var mıydı? Bu konuyu İslam Felsefesi ve Tasavvufu uzmanı Prof. Dr. Şahin Filiz’e sorduk.
‘İSLAM GELENEĞİNDE YOK’
Halen akademik çalışmalarını aralıksız sürdüren Filiz, ‘Kutlu Doğum Haftası’ adı altında resmileştirilen etkinliklerden oldukça rahatsız. Olayı ‘kandırmaca’ olarak nitelendiren Prof. Dr. Filiz, “Kandırmaca diyorum, çünkü İslam’ın düşünce ve uygulama geleneğinde Hz. Muhammed’in doğum gününün kutlanması gibi bir icraata rastlanmaz. Kutlanması ile ilgili de herhangi bir dini emir, tavsiye ya da buyruk yoktur. Eğer bir dinin peygamberi için “doğum günü” kutlaması dini bir gerekçeye dayandırılan bir emir ya da tavsiye olsaydı, bütün İslam ülkelerinde kutlamalar yapılır, hem aynı tarihlerde, aynen Hacc ve Umre’de olduğu gibi, birlik ve bütünlük içinde gerçekleştirilirdi” diyor.
‘MÜSLÜMANLAR DOĞUM GÜNÜ KUTLAMAZ!’
Bu kutlamayı icat eden ve yaygınlaştırmaya çalışanlar başta olmak üzere hiçbir Müslümanın kendi doğum gününü bile kutlamadığını vurgulayan Şahin Filiz, gerekçe olarak “doğum günü” kutlamasının Hıristiyanlık’tan İslam’a sokulan bir bidat olduğuna inanılmasını gösteriyor ve ekliyor: “Kutlu Doğumcular bu çelişki yokmuş gibi her yıl takvimleri, ayları ve günleri değiştirerek ısrarla uydurdukları ‘kutsal’ günü takdis etmektedirler.”
Diğer yandan, Müslüman olsun ya da olmasın doğum gününü kutlamanın İslam’a aykırı bir yanı olmadığını savunan Filiz, “Ne var ki sırf Hz. Muhammed’e özgü bir doğum günü kutlamanın ne mantığı ne de dini bir gerekçesi yoktur. Ayet son derece açıktır: Hz. Muhammed, inananları için ‘güzel bir ahlak’ örneğidir (33 Ahzab 21); yoksa siyasi çıkarların aracı değildir” hatırlatmasında bulunuyor.
Filiz’in bir tespiti daha var ki, meselenin bam teline dokunuyor: “Mevlit Kandili 1989’da Zaman yazarı Fethullahçı Mümtaz Türköne’nin önerisiyle Diyanet tarafından resmileştirilmiştir. Fethullahçı örgüt Kutlu Doğumu siyasal dinciliğin icadı olarak o tarihlerde İslam dinine eklemiştir. O yıllardan bugüne ‘Kutlu Doğum’, Eylül ayından Nisan ayına kadar sürekli değişen ay ve günlerde kutlanmaktadır. İlk Eylül ayında kutlanırken, en son, hükumetin 14-20 Nisan tarihinde kesinleştirmesiyle toplumsal tabana yayılmaya çalışılmaktadır.”
'ILIMLI İSLAM EŞİTTİR EMPERYALİZM!’
İslam dünyasında protestan İslam’ı ya da Ilımlı İslam yaratma projelerine de değinen Filiz, şu uyarılarda bulundu: “Ilımlı İslam tezi, özellikle Fethullahçı Hareketin güçlenmesiyle daha çok telaffuz edilmeye başlamıştır. Protestan İslam veya Ilımlı İslam, doğrudan kapitalizm ve dolaysıyla emperyalizmle bağlantılıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve ulusuyla tam bağımsız, güçlü ve aydınlık olmasının önündeki devasa engellerin gözden kaçırılıp Hıristiyan tarzı bir dinci modanın üretilmesi hep uluslararası emperyalist projenin uzantılarıdır. Oysa Hz. Muhammed’in güzel ahlakı ve örnek kişiliği, doğum günü kutlaması gibi belli ayda şova dönük gösterilerle geçiştirilemeyecek kadar derin ve her zaman yol göstericidir.
Hz. Muhammed, İslam’a sonradan eklenmeye çalışılan bütün bidatlere savaş açmıştır. Doğum gününü kendisi kutlamamış; kutlanması için de herhangi bir öneri, emir veya hoşgörüsel bir davranış sergilememiştir. AKP, eğer kısaca FETÖ, yani Fethullahçı Terör Örgütü dedikleri bu örgüte karşı mücadele etmekte samimi ve kararlı ise, önce şimdiye kadar birlikte büyüttükleri bu Kutlu Doğum bidatinden dolayı Tanrı’dan ve Hz. Muhammed’den özür dileyerek (yani tevbe ederek), sonra da uygulamadan kaldırarak hem dinen, hem vicdanen sorumluluklarını yerine getirmelidir!”
İlahiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Beyaz:
İslamın esasından uzaklaşılıyor
Tanınmış ilahiyatçılardan Prof. Dr. Zekeriya Beyaz da Kutlu Doğum etkinliklerinin İslam’da yeri olmadığını savunuyor. Bu kutlamaların temellerinin son 50-60 yılda atıldığını belirten Beyaz, İslamın esaslarından uzaklaşma tehlikesine dikkat çekti.
| İslamiyette Kutlu Doğum haftası var mıdır?
1970’lerde ilk defa Türkiye de kutlu doğum haftası icat edildi. Önceki dönemlerde de mevlit gecesi derlerdi. Mevlidin manası, doğum demektir dolayısıyla Hazreti Peygamber’in doğumu, mevlit okutma şeklinde geçerdi. Aşağı yukarı geçen yüzyılın yarısından sonra Diyanet İşleri Başkanlığı kutlu doğum adıyla geniş çaplı törenler yapılmasıyla Kutlu doğum haftası ortaya çıktı. Yoksa kutlu doğum haftaları İslam’ın ilk temelinden, Kuran-ı Kerim’in ilk uygulamalarından değildir.
İslam dini malesef birçok yönden zarar görmeye başlamıştır. Binlerce, onbinlerce hadis icat etmişler o hadisler çevresinde insanlar toplanıyor, Kuran’dan uzaklaşılmaktadır. Yine Kuran-ı Kerim ve Allah’ın emirlerinden, yasaklarından uzaklaşmanın aracı olmaktadır. Bahsettiğimiz hadisler, doğum haftası, ayları, yani konu dinin esas temelinden başka noktaya İslam’ın hiçte mazur ve doğru görmeyeceği tarafa aktarılıyor, o bakımdan ben katılmıyorum.
| Kutlu doğum haftası son zamanlarda neden bu kadar yaygınlaştı?
Yeni değil aşağı yukarı 50-60 senelik bir olaydır. Yeni bir toplanma merkezi, yeni bir fikir merkezi, yeni bir gruplaşma olayı icat ediliyor. Dolayısı ile milli birlikte, vatan, millet, devlet, din bunların ortak değerleri bir bakıma bölünüyor, bir tarafta toplanalım diye bir başka yeni bayrak çekiliyor.
| Kutlamalar Peygamberimizin anlayışına
uygun düşmekte midir?
Kutlama kelimesi bir kere Türkçedir. Hazreti Peygamber’in ne kutlamaya ihtiyacı var ne de o devirde kutlama yapıldı. Doğumunun üzerinden peygamber olsun veyahut diğer liderler olsun onun hayatı üzerinde bir eğlence, anma törenleri bunlar hep sonradan olan şeylerdir.
Her hâlükârda bunların yararlı olmayan ya da zararlı olan tarafı dinin esasından uzaklaşılmaktadır. Sonradan icat edilmiş bir takım törenler meydana getiriliyor o törenler çevresinde insanlar toplanılıyor ve böylece esas dinden de uzaklaşılıyor. Tarikatlar de bunun bir başka türüdür.
| Etkinliklerin bu kadar artmasında
AKP’nin etkisi var mı?
AKP dediğiniz siyasi hareket, siyasetinde siyasi değil daha çok dini hareket şeklinde hareket etmektedirler. Dini anlayışı siyasetleştiriyorlar. Dolayısıyla onların tavrına da, davranışına, inancına da uygundur. Yani siyaseti dinleştiriyor veyahutta tersi bir takım kavramları siyasileştiriyor. İkisi birbirine karışınca işte hem millet arkasına takılıyor hem de kendi kendilerini tatmin ediyorlar.
Aydınlık