Yüzlerce ‘ŞEHİT’ varken derdimiz varsa da yoksa da başkanlık…
Şehitler kimin umurunda!..
Mehmet TÜRKER

Teröristlerle çatışmada 6 şehit verdik, düşen Kobra helikopterinin 2 pilotu da şehit düştü…
Kısa bir süre sonra GATA'dan haber geldi, tedavi gören yaralı askerimizden biri şehit olmuştu…
13 Mayıs Cuma sabahında 9 insanın hayatı yitip gitti…
Ve o hayatların etrafındaki insanların acısı, feryadı!.
Ama kimin umurunda?..
Varsa da yoksa da başkanlık…
Türkiye'nin tek derdi ve 365 günün tek gündemi yine başkanlık!..
* * *
“Kendi göbeğimizi kendimizin kesmesinden” söz ediyoruz; bizim göbeğimizi başkaları istedikleri gibi kendilerine uygun olarak kesiyor farkında değiliz!..
Değişen hiçbir şey yok…
Sadece 7 Haziran seçimlerinden bu yana geçen süre içinde 504 şehit verdik…
Subay, astsubay, uzman, sözleşmeliler ve vatani görevini yapan çocuklar…
Göbeğimizi böyle kestiler!..
Başımıza gelen bu felakete sadece “terör belası” deyip geçmeyelim ve şehit Yüzbaşı Ali Alkan'ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan'ın cenaze törenindeki o sözünü tekrarlayalım:
“Ne oldu da barış diyenler
şimdi sonuna kadar savaş diye bağırıyorlar?”
* * *
Önceki gün Osmaniye'de kardeşinin mezarını ziyaret eden Yarbay Mehmet Alkan, “Dağdaki terörü şehre indirenler akan kanın sorumlusudur” diyor…
Kimdir bu sorumlular?..
Sarı çizmeli Mehmet ağa değil, bu ülkeyi yönetenler!..
Her gün 5-10 şehit verirken, başbakan olabilmek için bıyık bırakanlar…
Seçimlerin üzerinden henüz 6 ay geçmişken kongreye giden iktidar partisinden parsa kapmaya çalışanlar…
Seçimlerde halktan vekalet alıp Türkiye'nin kan gölüne dönmesini seyredenler…
* * *
Yarbay Mehmet Alkan soruyor:
“Askersin kardeşim öleceksin, eyvallah… Bu kadar şehidimiz var… Bunlar kanını, canını verdi, 32 yıldır böyle… Ülkeyi yönetenler ne yaptı?
Biz canımızla kanımızla bedel ödedik, ülkeyi yönetenler hangi bedeli ödedi?”
Yarbayım, ben sana söyleyeyim…
Bugüne kadar asker, polis, korucu 10 bine yakın güvenlik görevlisi vatanın bölünmezliği uğruna bedel ödedi…
Asıl bedel ödemesi gereken siyasetçiler ise, bugünlere sıfır bedelle geldiler…
Sıfır… Kocaman bir sıfır!..
* * *
Bırakın bedel ödemeyi son dönemde terör örgütüyle pazarlık masasına oturanlar, şehirleri ilçeleri terör örgütüne teslim ederek bugün aslan gibi vatan evlatlarının şehit düşmesine sebep oldular…
Şimdi ne yapıyorlar?..
Şehit cenazelerinde boy göster, iki satırlık hamaset yap, toprağı at, mezarı kapat, hadi Allah rahmet eylesin…
Sonra, dönelim başkanlığa!..
* * *
Sevgili okurlar,
Size de oluyor mu bilmem, ama artık son zamanlarda şu “Başkanlık” lafını işittim mi karnıma kramp giriyor, miden bulanıyor…
Doktora sordum, “Psikolojik, Türkiye demokrasiye geçerse düzelir, şimdilik bir süre TV kanallarında haberleri izleme” dedi…
Hasta olmak istemiyorsanız siz de öyle yapın!..
Soma
Dün Soma faciasının ikinci yılıydı…301 genç adamın ihmal sonucu diri diri toprağa gömülmesinin, toplu cinayetin yıldönümü…
Değişen ne var?..
Hiçbir şey!..
Akılda kalan ne var?..
Başbakan danışmanının, Özel Harekatçı polisler tarafından yere yatırılmış savunmasız işçinin kafasına şut çekmesi, işçiyi kin ve nefretle tekmelemesi…
Türkiye “Unutursak kalbimiz kurusun” dedi, moral için elinden geleni yaptı, iktidardakilerin ise kalplerinin zaten kuru olduğu anlaşıldı…
Türkiye kalbi kuru bu siyasetçilerle iflah olmaz!..