Aydınlardan Tayyip’e: “Yetti Artık”
Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi öncülüğünde 60’dan fazla aydın, sanatçı, yazar ve aktivist ‘Yetti Artık - Erdoğan Rejimi’ne İhtar’ başlıklı bir bildiri yayımlandı...Aydınlardan Erdoğan’a:
“Yetti Artık - Erdoğan rejimini
ve yandaşlarını uyarıyoruz!”
Bildiride, “Erdoğan
Rejimi ve yandaşlarını uyarıyoruz: Bu ülke hiçbir zaman bu kadar emniyet
supabsız bırakılmadı. Bizi bu kadar korkuttuğun için asıl sen
korkacaksın” dendi...
Yargıtay ve Danıştay'da köklü
değişikliği öngören yasa tasarısından alkol içildiği gerekçesiyle
basılan plak evlerine kadar birçok konuya değinilen bildiride “Erdoğan
Rejimi ülkeyi korkunç bir sona götürüyor. Durdurulamayan bir felakete.
Yaşanamaz bir Türkiye’ye” dendi.
“Yetti Artık - Erdoğan Rejimi'ne İhtâr” başlığıyla yayımlanan ve change.org'da imzaya açılan bildiri şöyle:
Erdoğan Rejimi ülkeyi korkunç bir sona götürüyor. Durdurulamayan bir felakete. Yaşanamaz bir Türkiye’ye.
Arttıkça
artan rezaletler bu ülkede hâlâ kim ve ne kalmışsa süpürüp götürecek.
Erdoğan Rejimi kendini bunun dışında tutabileceğini sakın sanmasın.
***
Üniversitede
ders vermek bile kabus oldu. Öğrenci kılığındaki yaratıklar hocanın
konuşmasını kaydedip muhbir vatandaşlığa soyunuyor. Ve şimdiye kadar
üniversitedir diye bildiğimiz o binalar kompleksi de utanmıyor, hocayı
işten atmayı kendine yedirebiliyor. Ondan sonra da, korkunç para
cezaları ve tehditlerle ödü koparılmış bir amiral gemisinde köşe yazarı
kalkıyor, bir profesöre üniversite dersinde neyin nasıl konuşulacağını
öğretmeye yelteniyor. Cür’ete bak.
Bir başka üniversite
diye bildiğimiz binalar kompleksi, incelemek üzere taş parçaları
toplayan arkeolog hocasını işten atıp taşları toprağa geri gömme emri
çıkartıyor.
Üniversitelerin ödü kopuyor. Nasıl kopmasın ki Erdoğan Rejimi üniversitelere bile kayyum tayin etmekte; şu an itibariyle 3 oldu.
Gencecik,
bütün geliri maaşı olan genç akademisyenlerin ödü kopuyor. Nasıl
kopmasın ki, emekli olmuş hocaların ödü kopuyor, korkudan korkuyorlar.
Liseliler
bir baktılar ki üniversitelerin utanacağı yok, eğitimin namusunu
kurtarmak onlara, “Hey Onbeşli, Onbeşli”lere kaldı; “Türkiye ne
durumda?” diye sual eyleyen olursa öyle dersiniz.
Korkuyu
her yerde egemen kılmak sayesinde bütün bunları Erdoğan Rejimi adım
adım ve yıldırım hızıyla yaptı ve yapıyor ve kimsenin gıkı çıkamadığı
için yapmaya devam edecek. Ama bunlar kıymetli zamanlar: Kurumların ve
insanların tıyneti böyle günlerde anlaşılıyor.
***
TBMM
boşaltılıyor. İkinci büyük muhalefet partisinin dokunulmazlıkları
kaldırıldı. Polis yarın kapılarında. Zaten eşbaşkanın evi basıldı bile.
Yargıtay
ve Danıştay diz çöktürülmek üzere boşaltılıyor, yerlerini Erdoğan
Rejimi dolduracak. Sıradaki: Anayasa Mahkemesi. Yargı bitmiştir. Umut
bitmiştir.
Erdoğan’ın esnafı alperen ilan etmesi
yetmedi, devletin polisi, jandarması, MİT’i, askeri kafi gelmedi, şimdi
de özel güvenlik elemanları olağanüstü yetkilerle Erdoğan Rejimi’nin
hizmetinde. Bu kadarını, SA ve SS’leri kuranlar bile düşünmemişti.
Sur,
Şırnak, Cizre, Yüksekova yakılmış yıkılmış ne kelime; artık büyük özel
mülkiyet bile güvencede değil; İşbank ve Doğan Holding gibi en verimli
banka ve holdingler eğer biat etmiyorlarsa işleri “bir kayyumluk”. Önce
zarar, sonra iflas ettiriliyorlar. İflas uzayacaksa haraç mezat
satılıyorlar. Her türlü eleştiri yapılabilecek ama “silahlı terör
örgütü” asla denemeyecek Gülencilere yakında fırınların ekmek satması da
yasaklanacak.
Eğitimin “imanlı nesil yetiştiriyoruz”
diye perperişan edildiği, ortaokul binalarının boşaltılıp imam-hatip
yapıldığı ülkede Milli Eğitim Bakanlığı’nın adını Maarif Bakanlığı’na
çevirmekten bahsediliyor. TÜRGEV ve Ensar cinsinden bir Maarif Vakfı
kurup yetkilerin bir kısmını ona devretmek kolaylık sağlıyor.
Gazetecileri
hapsetmek ve işten attırmak yetmiyor, artık doğrudan hedef Erdoğan
Rejimi’nin yaptıklarını belgeleyen STK yöneticileri. Özgür Gündem’e
sembolik genel yayın müdürlüğü yaptılar bahanesiyle tutuklananlar
arasında Cizre bodrumlarında öldürülenlerin otopsisine giren Prof. Dr.
Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve insan hakları ihlallerini sürekli
raporlaştırıp İngilizce yayınlayan Erol Önderoğlu yer alıyor.
***
Ne
kadar büyük toplumsal tepki doğuran iş varsa, Erdoğan sırf inat diye
yapıyor: Taksim’e Topçu Kışlası adı altında AVM, Cumhuriyet Anıtı’nı ve
1880 tarihli Aya Triada kilisesini bastıracak cami, mevcut Atatürk
Kültür Merkezi’ni yıkıp uygun bir külliye. Ayasofya Müzesi’ni cami
yapmanın eli kulağında.
Kolaysa karşı çık. Basınçlı su,
gaz, cop, tutuklanma; bu sırayla. İster ücretini alamadan işten atılan
madencileri savunmak, isterse adam gibi eğitim istemek için olsun.
İnsanlar gıkını çıkartamaz hale geldi.
***
Türkiye’nin
yurt dışı itibarı hiç bu kadar sürünmedi yerlerde. Türkiye uluslararası
ortamda hiç bu kadar “kokarca” muamelesi görmedi. Hiçbir zaman bu kadar
aşağılanmadı.
Balık baştan kokunca kuyruk da leş gibi
tütüyor: Galeriler ve plak evleri Ramazan münasebetiyle basılıyor.
Farklı cinsel eğilimdeki insanların Anayasa’daki “silahsız ve
saldırısız” yürüyüş hakları mağara tehdidiyle önleniyor.
Bu gidiş durmayacak. Turizmden başlamış olan ekonomik çöküşü de hızlandıracak. Türkiye’nin dibi gümm diye kayaya oturacak.
Bütün
bunların hesabı asla öteki dünyaya falan kalmaz. Hem kurum hem birey
olarak hesabı sorulacak; emir verdiler deyip kurtulmak yok.
Erdoğan
Rejimi ve yandaşlarını uyarıyoruz: Bu ülke hiçbir zaman bu kadar
emniyet supabsız bırakılmadı. Bizi bu kadar korkuttuğun için asıl sen
korkacaksın.
Kampanyaya imza atanlar şöyle:
A. Hicri İzgören;
Adil Okay
Ahmet Aykaç
Ahmet Gülabi Dere
Ahmet Hulusi Kırım
Ahmet Şekercioğlu
Akın Atauz
Alev Er
Ali Fuat Karaöz
Ali Kemaloğlu
Ali Korkmaz
Anjel Dikme,
Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi
Attila Tuygan
Ayfer Tuzcu Uysal
Ayşe İmren
Ayşe Karabulut
Ayten Bakır
Aziz Tunç
Baskın Oran
Buket Katabil
Bülent Tekin
Cengiz Aktar
Cumali Tekin
Dalyan Ertaş
Deniz Köker
Dilaver Erbilgin
Doğan Özgüden
Emrah Zeylek
Engin Ender Çetin
Ercan İpekçi
Erdal Doğan
Erdoğan Doğan,
Ergin Cinmen
Ergin Şehirli
Ergün Eşsizoğlu
Erol Özkoray
Ersoy Yıldırım
Esra Çiftçi
Eşref Erdem
Faik Bulut
Fatoş Akdemir
Ferhat Tunç
Fethiye Çetin
Feyzullah Tunç
Fikret Başkaya
Garbis Hatemo
Gençay Gürsoy
Gül Gökbulut
Gülcan Koçer
Güngör Şenkal
Gürhan Ertür
Habip Taşkın
Hakkı Aksak
Haldun Açıksözlü
Halil Poyrazlı
Halil Savda
Halim Bulutoğlu
Hanna Beth-Sawoce
Hasan Cemal
Hasan Kaya,
Hasan Oğuz,
Hasan Yürekli
Hasan Zeydan
Hüseyin Karakuş
İbrahim Seven
İlyas Danyeli
İnci Hekimoğlu
İnci Tuğsavul
İsmail Beşikçi
İsmail Cem Özkan
İsmail Özşahin
Jean Pierre Dopagne
Kazım Genç
Lale Mansur
Ludmilla Denizenko
Mahmut Cantekin
Mahmut Gökbora
Mahmut Konuk
Mehmet Demirok,
Mehmet Töz
Mehmet Uluışık
Mesut Şahindokuyucu
Metin Gülbay
Meymet Seyhan
Mihail Vasiliadis
Muhammet Yasin
Murad Mıhçı
Murat Güneş
Murat Kuseyri
Murat Morova
Mustafa Atıcı
Mustafa Elveren
Mustafa Taycur
Muzaffer Erdoğdu
Naci Sönmez
Nadya Uygun
Nazım Alpman
Necati Abay
Nesrin Nas
Neşe Erdilek
Nihat Kayman
Nilgün Yıldırım
Nurcan Baysal
Oktay Etiman
Orhan Bas
Ömer Ersun
Ömer Kavili
Özcan Soysal
Özlem Dalkıran
Özlem Sen Gencel
Perihan Mağden
Ragıp Zarakol
Remzi İnanç
Rıdvan Bilek,
Robert Cabi Akman
Sait Çetinoğlu
Salih Yıldız
Samim Akgönül
Selahattin Esmer
Semra Somersan
Serdar Dağ
Serdar Temiz
Serhat Oran
Serhat Özdemir
Sibel Özbudun
Sinan Çiftyürek,
Süleyman Eryılmaz
Şaban İba
Şanar Yurdatapan
Şengün Kılıç
Tamer Çilingir
Taner Bayrak
Tarık Ziya Ekinci
Temel Demirer
Temel İskit
Tülay Karacaörenli
Ubeydullah Er
Ümit Kaya
Viki Ciprut
Yalçın Erdoğan
Yasin Yetişgen
Yücel Demirer
Zeynep Tanbay
Ziya Bayram
Zübeyde Bilget