‘Hakaret ettiğim kişi Cumhurbaşkanı mı değil mi?’
Geçtiğimiz yıl İç Güvenlik Paketi’ ni protesto etmek amacıyla Taksim'de gerçekleştirilen basın açıklamasında ‘Cumhurbaşkanına Hakaret’ iddiasıyla açılan dava bugün Çağlayan’ da görülüyor...
‘Hakaret ettiğim kişi
diploması kuşkulu
Cumhurbaşkanı mı?’
Sosyal Haklar Derneği
Genel Başkanı Can Atalay, Sanatçı Orhan Aydın, Emekçi Hareket Partisi
Genel Sekreteri Emre Öztürk, Eski Yarsav Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu,
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, HDP'li Şamil Altan, Taksim Dayanışmasından
Mücella Yapıcı, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turna Cumhurbaşkanına hakaret
iddiasıyla bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde yargılanıyor...
Yarın
Haber'in aktardığına göre, İç Güvenlik Paketi'nde yer alan anayasal ve
demokrat hakların özgürce kullanımına karşı maddeleri protesto etmek
amacıyla Taksim'de gerçekleştirilen eylemde yapılan konuşmalar ve atılan
sloganların gerekçe gösterildiği davada ifadeler alınmaya başlandı.
Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı Can Atalay: "İç güvenlik yasa tasarısının anayasaya aykırılığını ifade etmek için bir araya geldik."
TAŞ: ANAYASAYI İHLAL EDEN CUMHURBAŞKANI YARGILANMIYOR
ÖDP
Genel Başkanı Alper Taş: "Bu eylem izinsiz değildir, daha önce aynı
yerde on binlerce eylem yaptık, polisin de bilgisi dahilindedir. Bu
yargılamanın içinden geçtiğimiz siyasal süreçten ayrı değildir. Ülkede
tek adam rejimi inşa edilmektedir. Biz buna alışmayız dediğimi için
yargılanıyoruz. Neden cumhurbaşkanına hakaret davaları bu kadar
fazladır? Bunun nedeni fiili durumdan kaynaklanıyor. Anayasayı ihlal
eden yeminli bir cumhurbaşkanı yargılanmıyor biz yargılanıyoruz"
Alper
Taş'ın bu sözleri üzerine hakim yarıda keserek "Bunların yeri burası
değil" dedi. Alper Taş görüşlerini açıkladığını ifade etti.
AYDIN: BU BİR ONURDUR
Sanatçı Orhan Aydın: "İnsanlar
düşüncelerini özgürce açıklayamıyorlarsa bunun adı faşizm. Yaşadığımız
bu sürecin de faşist aklın ürünü olduğunu düşünüyorum. Şimdinin
cumhurbaşkanı eylemin yapıldığı zaman başbakandı. Nasıl cumhurbaşkanına
hakaret oluyor anlamış değilim. İnsanların özgür düşüncelerini savunmaya
devam edeceğim, bunun bir onur olduğunu düşünüyorum."
EMİNAĞAOĞLU: DİPLOMASI KUŞKULU
Eski
YARSAV Başkanı hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu: "Bu dava hukukun
üstünlüğünün olmadığını, savcının da Erdoğan adına hareket ettiğini
gösteren bir davadır. Bir hukuk devletinde izinle toplantı, gösteri ve
yürüyüş yapılmaz. Bunlar silahsız ve saldırısız biçimde demokratik hak
olarak kullanılır. Bütünüyle bir evrensel hak kullanımı bir suç olarak
değerlendirilmiştir. Cumhurbaşkanına hakaret olarak nitelenen eylem,
binlerce kişinin katıldığı bir eylemde en önde teşhis edilebilenlerin
alınmasından ibaret. Bu da hukuk sistemindeki çarpıklığı gösteriyor.
Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanıyoruz ancak diplomanın kuşkulu
olması nedeniyle Erdoğan'ın cumhurbaşkanı sıfatı olup olmadığının
mahkemeniz tarafından araştırılması gerekir." şeklinde ifade verdi.
MÜCELLA YAPICI: CUMHURBAŞKANI OLDUĞU KUŞKULU
Taksim
Dayanışması temsilcisi Mücella Yapıcı: Uydurulmuş bir "alınma" üzerine,
burada olmaktan çok rahatsızım. İzinsiz yürüyüş gibi hukukla alakası
olmayan bir gerekçeyle burdayım. Tabi ki iç güvenlik yasasının anayasaya
aykırı olduğunu her vatandaş gibi söyleyeceğim. 12 Eylül gördüm, 12
Mart gördüm. Ben bu kadarını görmedim. O zaman cumhurbaşkanı değildi,
gerçi şimdi de cumhurbaşkanı olduğu şüpheli" diyerek Erdoğan'ın
diplomasına gönderme yapan Mücella Yapıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o
dönem hedef gösteren, nefret söylemlerini okudu. "Bu davanın düşmesini
istiyorum, savcıya da tazminat davası açmak istiyorum" dedi.
ÖZTÜRK: SUÇ UNSURU YOK
Emekçi
Hareket Partisi Genel Sekreteri Emre Öztürk: "Hükümet böyle bir yasayı
hazırlıyorsa beklenecek şey de tabi ki bizim buna direnç göstermiş
olmamızdır. Biz de bu açıdan yasaya karşı mücadelemizi yürüttük. Söz
konusu Cumhurbaşkanı anayasal kararları tanımadığını ve saygı da
duymadığını belirtiyor. O açıdan eylemimizde çok da haklıydık ve haklı
olduğunuz için çok da kalabalık bir eylem oldu. Bu yasayla birlikte
ülkede katliamlar ve daha birçok suç meşrulaştırılmaya çalışıldı. Bizim
de bu açıdan böyle bir eylem gerçekleştirmemiz olağandır, asıl bize dava
açılması olağan dışıdır. Örneğin "katil" kelimesinden bahsediliyor.
Berkin'in katilleri hala bulunamadı. "Hırsız" sloganına gelirsek de bu
yalnızca yurt içinde de değil uluslararası çapta mahkemelerde
biliyorsunuz yolsuzluk araştırılıyor. Dolayısıyla bunlar toplumun
eleştirisi olarak değerlendirilmelidir. Bu açıdan bunların hepsi
muhalefet edenlerin baskılanması için yapılmıştır. Eylemde suç unsuru
bulunamadığı da iddianameden açıkça anlaşılmaktadır." şeklinde konuştu.
ALTAN: TUTARSIZ VE DAYANAKSIZ
HDP'li
Şamil Altan: "İddianamenin neresine baksanız tutarsız ve dayanaksız. İç
Güvenlik Yasasının tehlikesini anlatmak için bu eylemi yaptık. Bunda ne
kadar haklı olduğumuzu bugüne kadar gelen süreçte gördük. Yasanın
ortadan kaldırılarak fiilen anayasanın ihlal edildiği bir dönemde hangi
yasaya dayanarak yargılanıyoruz? Davanın siyasi nedenlerle ve birileri
istedi diye açıldığını düşünüyorum. Kaldı ki toplanma hakkı anayasal bir
haktır." şeklinde konuştu.