‘Darbe’ AKP’ye fırsat oldu! ‘Cadı Avı’ başladı!
Son iki aydır siyasi tartışmalarda en çok kullanılan tabir: Cadı avı. Görünen o ki, AKP “darbeyi fırsata çevirmiş” durumda. İstemediği, beğenmediği, sevmediği, kavga ettiği bir çok ismi, “FETÖ” torbasına dolduruyor ve cezalandırıyor. Türkiye’yi sarsan darbe girişiminden bu yana yaşanan cadı avına şöyle topluca bir bakalım....
‘FETÖ’ bahane, kıyım şahane:
İşte darbeyi fırsata çeviren
AKP’nin ‘cadı avı’ bilançosu!

Son iki aydır siyasi tartışamalarda en kullanılan tabir: Cadı avı…
Gazete haberlerinde, televizyon ekranlarında, sohbetlerde bir “cadı avı”dır gidiyor…
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Fethullah Gülen cemaatine, cemaat mensuplarına, sempatizanlarına, cemaate doğrudan ya da dolaylı destek veren herkese ve her kesime yönelik olarak başlatılan operasyonların sonu gelmiyor. Gözaltı kararları, mahkemeye sevkler, tutuklamalar, açığa almalar, işten çıkarmalar, malına mülküne el koymalar…
Buradaki hukuksuzluklar da tartışma konusu ama yaşananalar cemaat operasyonlarıyla sınırlı değil, hiç değil.
Şu konuda herkes mutabık: İşten atılan, memuriyetten çıkarılan, sözleşmesi feshedilen, tutuklanan herkes Gülen cemaati mensubu değil… Bırakın mensubu olmayı, Gülen cemaati ve her türlü cemaatle, gericilikle mücadele eden çok sayıda insan var. Tabii bunların bir özelliği daha var, AKP iktidarı ile de mücadele etmiş olmaları, muhalif olmaları.
Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm AKP’liler Fethullah Gülen’e “Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi” derlerken, cemaatin gerici ve Amerikancı bir örgüt olduğunu savunan ve her ikisine karşı mücadele eden kişiler bugün “FETÖ” zanlısı olarak işlem görüyor!
Görünen o ki, AKP “darbeyi fırsata çevirmiş” durumda… İstemediği, beğenmediği, sevmediği, kavga ettiği bir çok ismi, “FETÖ” torbasına dolduruyor ve cezalandırıyor…
"CADI AVI" TABİRİ NERDEN GELİYOR?
“Cadı avı” tabiri eski bir kavram. Cadı olduğuna inanılan kimselerin yakalanması, yargılanarak veya yargılanmadan cezalandırılması anlamına geliyor… Tarihte cadı avları genellikle “cadı” denilen kişilerin yakılarak veya linç edilerek öldürülmesiyle sonuçlanmış. Günümüzde ise bu kavram, daha çok, "fikirleri topluma tehdit olarak görülen kimselere karşı düzenlenen kampanya" anlamında bir metafor olarak kullanılıyor.
MUHBİR VATANDAŞLAR YARATILDI!
Valilikler kurumlara gizli yazı yazarak muhbir arayışına çıktı. Pek çok valilik ve belediye personele “gizli” yazı göndererek “FETÖ”cü olduğundan kuşkulanılan herkesi ihaber etmeye davet etti.
Sonuç ortada…
"FETÖ"CÜ DENİLENLER ARASINDA ATEİST MARKSİST DE VAR, KEMALİST DE...
Son süreçte pek çok ADD üyesi, ÇYDD üyesi ya da bağışçısı, sol ve sosyalist sendikaların, partilerin üyesi ve semptizanı, gençlik yıllarından beri sol, sosyalist, muhalif kimliğiyle tanınan ve bu yolda örgütlü mücadele veren pek çok tanınmış isim “FETÖ” torbasına atılarak cezalandırıldı.
"Cadı avı"ndan sadece mağdurlar şikayetçi değil... Kimi AKP'li isimler de adeta isyan etmiş durumdalar buna... Örneğin Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Bu iş cadı avına döndürülüyor. Yolda arabanın amortisörü patlasa FETÖ'den bilecekler" derken, sitemini dile getirdi. Diğer yandan AKP Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu, "FETÖ’cü olanlar duruyor, olmayanlar haksız gözaltına alınıyor" cümlesini kurmaktan çekinmedi.
AKP'NİN NİYETİNİ ÖZHASEKİ AÇIKLADI: CADI AVI YOK, İFLAH OLMAYAN GİDECEK!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ise AKP'nin gerçek niyetini, yani muhalifleri "FETÖ" bahanesiyle tasfiye niyetlerini açık açık söyledi. Özhaseki, "cadı avı" iddialarını reddederek, "İflah olmayan herkes gidecek" dedi.
İŞTE BİLANÇODAN KİMİ ÖRNEKLER
Türkiye’yi sarsan darbe girişiminden bu yana yaşanan cadı avına şöyle topluca bir bakalım istedik, listenin eksik kalmasını göze almak pahasına:
Midyat Devlet Hastanesi'nde görevli , soL Cephe imzacısı, Tekel Direnişi destekçisi psikiyatrist hekim Aykut Çobadak, darbe girişimi sonrası başlatılan cemaat operasyonları çerçevesinde tutuklandı. Çobadak'ın avukatı Serdar Canpolat durumu "hukuk garabeti" olarak değerlendirdi.
Antalya’da Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Münip Ermiş “FETÖ” soruşturmasına uğradı. ÇHD, “Bu derneğimize karşı bir saldırıdır” açıklaması yaptı.
İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin başbaleti Yücel Emre Kaynarsu, “FETÖ” mensubu olduğu iddiasıyla memuriyetten çıkarıldı.
Kocaeli Üniverstesi’nde Prof. Dr. Kuvvet İhsan Lordoğlu, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Mahmut Hakan Koçak gibi kentin tanıdığı, iktidara muhalif açıklamalar yapan sosyalist akademisyenler açığa alındı.
İzmir'de Eğitim-Sen, Psikologlar Derneği, Psikodrama Derneği ve Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar üyesi öğretmen Şeyda Kara "FETÖ"yle ilişkilendirilerek açığa alındı.
Gazeteci Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar’ın pasaportuna el konuldu.
Özgür Gündem yazarı, edebiyatçı Aslı Erdoğan ve pop şarkıcısı Atilla Taş tutuklandı.
“Sosyalistim” diye İBB Şehir Tiyatroları sanatçısı ve yönetmen Ragıp Yavuz, iş yerinden ihraç edildi.
HDP’de yöneticilik yapan Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Betül Yarar, “FETÖ’cü olduğu iddiasıyla” açığa alındı.
Marksist akademisyen Candan Badem'in görevine son verildi… Badem, bu durumu, "Günaydın. Bugünkü KHK ile beni de kamu görevinden atmışlar. Hiçbir delil yok, ama hüküm var. İslam faşizmi" mesajıyla paylaştı.
SES ve Türk Tabipler Birliği üyesi asistan hekim Mihriban Yıldırım, KTÜ’deki görevinden uzaklaştırıldı. soL’a konuşan Yıldırım, “FETÖ’cü değil sosyalistim” dedi.
Çanakkale’de sosyalist kimliğiyle tanınan ve Eğitim-İş Sendikası’nın Şube Başkanı olan öğretmen Ahmet Mantaş, “FETÖ” bahanesiyle açığa alındı.
Eğitim Sen Çanakkale Şube Hukuk Sekreteri Barış Demir açığa alındı.
Yine sosyalist kimliğiyle bilinen Eğitim Sen üyesi öğretmen Burak Efeyurtlu açığa alındı.
KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi 69 memur, “FETÖ” soruşturması bahane edilerek açığa alındı.
İstanbul Büyükşeihr Belediyesi’nde çalışan ve TMMOB üyesi olan harita mühendisleri, herhangi bir gerekçe gösterilmeden “FETÖ” suçlamasıyla işten çıkarıldı. Harita Mühendisi Nail Güler, itiraz dilekçesinde "Düşünsel ve eylemsel olarak hiç bir girişimini desteklemediğim bir yapı içerisinde gösterilmemin veya değerlendirilmesinin haksızlık ve itibarsızlaştırmadır” dedi.
Tarsus’ta laik, bilimsel, demokratik eğitim eylemlerine katılan Eğitim-Sen üyesi 9 öğretmen açığa alındı.
Barış İçin Akademisyenler platformunun “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenlerin bir kısmı, “FETÖ” bahanesiyle çıkarılan kanun hükmünde kararnameye dayanılarak ihraç edildi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim elemanları Dr. Onur Can Taştan, Dr. Nail Dertli, Ar. Gör. Ahmet Ozan Değer, Ar. Gör. Celil Kaya ve Ar. Gör. Aysun Gezen ihraç edildi.
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Araştırma Görevlisi, Eğitim-Sen üyesi Taylan Eren Yenilmez önce tutuklandı, sonra serbets bırakıldı. Yenilmez’in avukatı İlkay Bahçetepe, müvekkilinin sol ve sosyalist kimliğiyle tanınan ve sevilen bir isim olduğunu, "FETÖ" soruşturmasından dolayı gözaltına alınmasının bir hata olduğunu söyledi.
Solcu ve alevi kimliğiyle tanınan Katip Çelebi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Can “FETÖ” iddiasıyla tutuklandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda görevli 20 oyuncu ve yönetmen açığa alındı. Sevinç Erbulak, Ragıp Yavuz, Kemal Kocatürk gibi muhalif kimliğiyle tanınan sanatçıların KHK’ye dayanarak açığa alınmaları şaşkınlık yarattı.
Bursa Osmangazi'de Eğitim-Sen Üyesi Bülent Ersan, Gülen cemaatiyle bağlantısı olduğu iddiasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Sol ve muhalif kimliğiyle tanınan Dilbilimci Necmiye Alpay, “FETÖ” bahanesiyle çıkarılan KHK’ye dayanılarak tutuklandı.
Sinop’ta Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi, Nükleer Karşıtı Platform üyesi bir kişi FETÖ’den açığa alındı.
Aksaray Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde görevli Eğitim-Sen üyesi Yrd. Doç. Dr. Eylem Yenisoy, "FETÖ"yle irtibatlandırılarak açığa alındı.
EĞİTİM-SEN'Lİ BİNLERCE ÖĞRETMEN "FETÖ" BAHANESİYLE TASFİYE Mİ EDİLECEK?
Şu ana kadar rakamlar netleşmese de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan 116 Eğitim-Sen üyesi öğretmen ve barış bildirisine imza atan 44 akademisyen olmak üzere toplam 151 Eğitim-Sen üyesi kanun hükmünde kararnameye dayanılarak işinden atıldı. Binlerce ÖYP’li ise güvencesiz ve sözleşmeli istihdam olan 50/d kadrosuna geçirildi. Kulislerde, 14 bin Eğitim-Sen üyesi eğitim emekçisinin tasfiye edileceği konuşuluyor.
soL - Haber