Lozan’a dil uzatmanın varacağı yer tarihin çöplüğüdür!
Yer Beştepe. RTE yine muhtarlara nutuk atıyor. Nutuk(!) muhtarlar tarafından adabınca dinleniyor. Toplantı sürerken arada bazı muhtarlar coşup, “yaşa cumhur reis” diye ayağa kalkıyor...
Lozan’a dil uzatmanın varacağı yer
tarihin çöplüğüdür!
Birden RTE, “15 Temmuz, 1912'den 1923'e kadar geçen sürede 5'te 1'e düşen topraklarımızın işgali teşebbüsüdür. 15 Temmuz Türk milletinin ikinci bir kurtuluş savaşıdır. Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Ege'deki adaları Lozan'da verdik. Bu zafer mi? 15 Temmuz başarılı olsaydı herhalde Sevr'i aratacak bir dayatmayla karşımıza çıkacaklardı.” diye bir çıkış yapıyor. RTE ağzındaki baklayı işte o anda çıkarıyor...
***
RTE’nin kökensel ideolojik aidiyeti olan İslamcılığın temel siyaset tarzı olan takkiyecilik böyle zamanlarda zuhur ediveriyor. Bu yaptığı ilk değil. Zaman zaman şapkasını düşürüyor. Kamuoyuna yoklama çekiyor.
***
RTE’nin malum açıklamaları aslında çok açık ama biz RTE’nin niyetini daha da anlaşılır hale getirelim: “1.Kurtuluş Savaşı da neymiş, zaten ona önderlik eden laikler/Kemalistler Lozan’da teslim oldular. Ben Mustafa Kemal’in önündeyim. Ben daha önemliyim. Asıl savaşı biz veriyoruz.”
***
Türkiye’nin 2. Kurtuluş Savaşı verdiği doğrudur. Yalnız, 15 Temmuz darbe girişimi 2. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı değil, bu savaşın önemli bir parçasıdır.
Amerikan emperyalizmine karşı mücadele yarım asrı aşkındır Türkiye devrimcileri tarafından sürdürülüyor. 2. Kurtuluş Savaşı resmen ve fiilen ABD’nin 1. Körfez Savaşı’nda Irak’ın kuzeyinde TSK ile karşı karşıya gelmesiyle başladı. RTE’nin bir zamanlar “savcısıyım” dediği Ergenekon operasyonları ve yine RTE’nin ön ayak olduğu “Açılım” planı da 2. Kurtuluş Savaşı’nın parametreleriydi. AKP, ABD’nin savaş takvimine uygun olarak iktidar yapılmıştı. RTE, nam-ı diğer BOP eşbaşkanıydı. RTE 17-25 Aralık tarihine kadar karşı tarafın safındaydı.
***
Açıkça belirtelim. Hayatın zorunlulukları ve iktidarını koruma hırsıyla bugün RTE de vatan cephesinde ABD’nin bölgesel güçleri FETÖ ve PKK ile savaşıyor. Ama bunu yaparken tarih bilincinin yoksunluğundan ve ideolojik ufkunun olmamasından dolayı absürd ve vatan savaşını içerden baltalayan hamleler içine giriyor. Gerçeği değil, görmek istediğini görüyor. Türkiye’nin milli devrimci dinamiklerinin kendi gerçekliğinden kat be kat büyük olduğunu göremiyor. Kendini Mustafa Kemal Atatürk’le mukayese ediyor. 15 Temmuz’da darbeye karşı verilen direnişle yedi düvele karşı verdiğimiz 1.Kurtuluş Savaşı’nı mukayese ediyor.
***
1.Kurtuluş Savaşı’nı veren önderlik boyunlarında padişah ilmeğiyle Anadolu’ya geçti. O önderlik, NATO’nun Kaddafi’nin kellesini aldığı ve RTE’nin de bu eyleme destek verdiği Trablusgarp’ta, İtalyan emperyalistlerine karşı gerilla savaşı verdi.
1. Kurtuluş Savaşı önderliğinin İsviçre Bankalarında 8 ayrı hesabı yoktu.
1.Kurtuluş Savaşı önderliği bütün varlığını halka ve vatana feda etme kararlılığıyla hareket etti.
RTE’nin dilinden düşürmediği atası-maddi olarak imkansız olmasına rağmen- 2.Abdülhamit’in saltanat makamı İngiliz emperyalizmine teslim olduğu koşullarda, Mustafa Kemal Anadolu’da “Ya İstiklal Ya Ölüm” şiarıyla düşmanla savaşıyordu.
***
İki gün önce Fener Rum Patriği Bartholomeos ilk kez İzmir’e atama yaptı. Fener Rum Patriği Bartholomeos 25 Eylül günü Basmane semtindeki Aziz Vukolos Kilisesi’nde ayin yönetti. Ayine Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Amanatidis, Ankara Büyükelçisi Kyriakos Loukakis ve Yunanistan’dan çok sayıda din adamı ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Gözümüzün önünde Lozan delindi.
Göz göre göre Lozan’ı deldirenler, hangi cesaretle Lozan’a dil uzatabiliyor!
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
***
Emperyalistlerin Türkiye’yi yeniden kuşattığı günümüz koşullarında Abdülhamit’e sarılmak, Mustafa Kemal’e ve Lozan’a saldırmak en iyi niyetli ifadeyle bozgunculuktur. Lozan Türkiye’nin tapusudur. Bu gerçeği en iyi emperyalistler bilir.
Lozan’a saldırarak ne PKK ne de FETÖ temizlenir. Lozan’ın karşısında durmanın varacağı yer Sevrciliktir.
Lozan’a saldırarak 2.Kurtuluş Savaşı verilemez.Atatürk Devrimleri ve Lozan Antlaşması yalnızca bugünümüz değil; yarınımızdır, geleceğimizdir. Bu gerçeğin karşısında duran herkesin ve her telakkinin yeri tarihin çöplüğüdür.
***
RTE’nin kökensel ideolojik aidiyeti olan İslamcılığın temel siyaset tarzı olan takkiyecilik böyle zamanlarda zuhur ediveriyor. Bu yaptığı ilk değil. Zaman zaman şapkasını düşürüyor. Kamuoyuna yoklama çekiyor.
***
RTE’nin malum açıklamaları aslında çok açık ama biz RTE’nin niyetini daha da anlaşılır hale getirelim: “1.Kurtuluş Savaşı da neymiş, zaten ona önderlik eden laikler/Kemalistler Lozan’da teslim oldular. Ben Mustafa Kemal’in önündeyim. Ben daha önemliyim. Asıl savaşı biz veriyoruz.”
***
Türkiye’nin 2. Kurtuluş Savaşı verdiği doğrudur. Yalnız, 15 Temmuz darbe girişimi 2. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı değil, bu savaşın önemli bir parçasıdır.
Amerikan emperyalizmine karşı mücadele yarım asrı aşkındır Türkiye devrimcileri tarafından sürdürülüyor. 2. Kurtuluş Savaşı resmen ve fiilen ABD’nin 1. Körfez Savaşı’nda Irak’ın kuzeyinde TSK ile karşı karşıya gelmesiyle başladı. RTE’nin bir zamanlar “savcısıyım” dediği Ergenekon operasyonları ve yine RTE’nin ön ayak olduğu “Açılım” planı da 2. Kurtuluş Savaşı’nın parametreleriydi. AKP, ABD’nin savaş takvimine uygun olarak iktidar yapılmıştı. RTE, nam-ı diğer BOP eşbaşkanıydı. RTE 17-25 Aralık tarihine kadar karşı tarafın safındaydı.
***
Açıkça belirtelim. Hayatın zorunlulukları ve iktidarını koruma hırsıyla bugün RTE de vatan cephesinde ABD’nin bölgesel güçleri FETÖ ve PKK ile savaşıyor. Ama bunu yaparken tarih bilincinin yoksunluğundan ve ideolojik ufkunun olmamasından dolayı absürd ve vatan savaşını içerden baltalayan hamleler içine giriyor. Gerçeği değil, görmek istediğini görüyor. Türkiye’nin milli devrimci dinamiklerinin kendi gerçekliğinden kat be kat büyük olduğunu göremiyor. Kendini Mustafa Kemal Atatürk’le mukayese ediyor. 15 Temmuz’da darbeye karşı verilen direnişle yedi düvele karşı verdiğimiz 1.Kurtuluş Savaşı’nı mukayese ediyor.
***
1.Kurtuluş Savaşı’nı veren önderlik boyunlarında padişah ilmeğiyle Anadolu’ya geçti. O önderlik, NATO’nun Kaddafi’nin kellesini aldığı ve RTE’nin de bu eyleme destek verdiği Trablusgarp’ta, İtalyan emperyalistlerine karşı gerilla savaşı verdi.
1. Kurtuluş Savaşı önderliğinin İsviçre Bankalarında 8 ayrı hesabı yoktu.
1.Kurtuluş Savaşı önderliği bütün varlığını halka ve vatana feda etme kararlılığıyla hareket etti.
RTE’nin dilinden düşürmediği atası-maddi olarak imkansız olmasına rağmen- 2.Abdülhamit’in saltanat makamı İngiliz emperyalizmine teslim olduğu koşullarda, Mustafa Kemal Anadolu’da “Ya İstiklal Ya Ölüm” şiarıyla düşmanla savaşıyordu.
***
İki gün önce Fener Rum Patriği Bartholomeos ilk kez İzmir’e atama yaptı. Fener Rum Patriği Bartholomeos 25 Eylül günü Basmane semtindeki Aziz Vukolos Kilisesi’nde ayin yönetti. Ayine Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Amanatidis, Ankara Büyükelçisi Kyriakos Loukakis ve Yunanistan’dan çok sayıda din adamı ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Gözümüzün önünde Lozan delindi.
Göz göre göre Lozan’ı deldirenler, hangi cesaretle Lozan’a dil uzatabiliyor!
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
***
Emperyalistlerin Türkiye’yi yeniden kuşattığı günümüz koşullarında Abdülhamit’e sarılmak, Mustafa Kemal’e ve Lozan’a saldırmak en iyi niyetli ifadeyle bozgunculuktur. Lozan Türkiye’nin tapusudur. Bu gerçeği en iyi emperyalistler bilir.
Lozan’a saldırarak ne PKK ne de FETÖ temizlenir. Lozan’ın karşısında durmanın varacağı yer Sevrciliktir.
Lozan’a saldırarak 2.Kurtuluş Savaşı verilemez.Atatürk Devrimleri ve Lozan Antlaşması yalnızca bugünümüz değil; yarınımızdır, geleceğimizdir. Bu gerçeğin karşısında duran herkesin ve her telakkinin yeri tarihin çöplüğüdür.
Aydınlık